SON yazımda, Nazlı Ilıcak’ın, salı günü köşesinde Çankaya Köşkü’nde cirit atan farelere karşı Harünnisa Gül’ün aldırdığı önlemleri aktardığı "dedikodu" üzerine Nur Çintay’ın, 8 Nisan tarihli yazısına da atıf yaptım.
Çintay, Hayrünnisa Gül’ün ağzından, devraldıkları Dışişleri Konutu’nun bakımsızlığına değinmiş, aşçı sadece hünkarbeğendi yapmayı bildiği için tüm yabancı konuklara her seferinde ’sadece’ bu yemeğin ikram edildiğini yazmıştı.
Bu iddiaları dile getirip, Çankaya ile Dışişleri Konutu’nun önceki konuklarına, "İddialar doğru mu, değil mi?" çağrısı yaptım.
İlk yanıt, Gül Ailesi’nin Dışişleri Konutu’nu devraldığı Şükrü Sina Gürel’in eşi Zeliha Hanım’dan geldi.
KUSUR KAPATMA GİRİŞİMİ
Zeliha Hanım’ın açıklaması aynen şöyle:
"Sayın Hayrünnisa Gül’ün kendisinden önceki dönemleri karalama, kötüleme çabalarının hangi güdülerle ortaya çıktığını bilmek zor. Ancak, kendisinin, hem de eşinin görev süresi içinde devleti uluslararası mahkemeye vermiş bir bakan eşi olması, dedikodu niteliğinde karalamalarla kendi temsil kusurunu unutturma gayreti içinde olmasını açıklıyor. Hayrünnisa Hanım, herhalde, devleti dışarıya şikáyet etmiş olmanın kusur ve eksisini bu şekilde kapatmaya çalışıyor.
Dışişleri Konutu’nda, Bakanlığın görevlisi olan bir İdari Memur, Konut Müdürü olarak görev yapar. Arşivleme, tefriş, bu müdürün görevleri arasındadır. Kendisinin denetimi de Bakanlık tarafından yapılır. Bakan eşi, yönlendirir ve temsil eder. Ben ve eşim Konut’ta bulunduğumuz süre içinde gerekli ve asgari giderler dışında herhangi bir bütçe yükü yaratacak harcamada bulunmadık.
Hayrünnisa Hanım’ın, aşçı ve mönülerle ilgili söylediklerini doğrulamam mümkün değildir. Dışişleri Konutu’nun personeli her zaman iyi yetişmiş ehil kimseler olmuştur. Dışişleri Konutu’nda ’yalnız hünkarbeğendi sunulduğu’ doğru değildir. Üstelik bu yemek bizim mutfağımızın seçkin bir örneğidir.
Hayrünnisa Hanım gibi bir Cumhurbaşkanı eşine yaraşacak olan bu tür konuları aşarak, gerçekten Türk kadınını yüceltecek konulara eğilmesidir."
BELGELERİ DE VAR
Zeliha Hanım, mönülerden örnekler de gönderdi.
Bunlar arasında İsmail Cem döneminin mönüleri de var ve onlar da gösteriyor ki ikramlarda sadece hünkarbeğendi ile sınırlı kalınmamış.
Ayrıca Bayan Gürel, kendi dönemindeki yüz davetten sadece 5’inde hünkarbeğendi ikram edildiği istatistiki bilgisini de aktardı.
Ben de edindiğim yeni bazı bilgileri aktarayım.
Cemve Gürel döneminde de konut sakinleri eşyaların bazılarını kendi zevklerine uygun görmemişler; ama hem de ödenek bulunmasına rağmen, temiz ve bakımlı oldukları için değiştirme yoluna gitmemişler.
Gül döneminde ise konut neredeyse baştan aşağı yenilendi. Şimdi Köşk’te de aynı şey yapılıyor; bunu yadırgamak doğru değil.
Bazı bürokratların bu tür harcamaları teşvik ettiği de bilinen gerçek.
Ama anlaşılır olmayan bu işlerin, kurumların saygınlığını azaltacak şekilde ve ısrarla özel sızdırılan haberlere konu edilmesidir.