CUMHURBAŞBAKANI Abdullah Gül, bugün İstanbul’da İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad’ı ağırlayacak, önemli bir görüşme yapacak.
Ziyaretin çok apar topar yapılması eleştiri aldı; ama acelecilik görüşmenin ana konusu olan İran’la ABD arasındaki nükleer krizden kaynaklanıyor.
Yani, zaman sıkıntısı yaşanan bir durum söz konusu.
Bu görüşmede Gül’ün Ahmedinejad’a ciddi mesajları olacak.
Türkiye’nin bölge ülkeleri nezdinde büyük itibar kazandığına, sözü dinlenilir ve güvenilir hale geldiğine inanan Gül, -ki Suriye ile İsrail arasındaki dolaylı görüşmelerdeki Türkiye’nin rolünü buna en iyi örnek kabul ediyor- İran’ın da aynı duygular içinde olduğunu düşünüyor.
İşte kendine olan bu güvenle, bugün muhatabına öncelikle, bir bölge ve dünya tablosu çizerek seslenecek.
AMAN ACELE HAREKET ET
Gül’ün bu konuşmasındaki bazı satır başları şöyle olacak gibi:
ABD yönetiminde, İran konusuna farklı bakışlara sahip olanlar var; bunu görüş ayrılıkları şeklinde de görmek mümkün.
İran konusunda daha yumuşak bir politika izlemesi beklenen BarakObama, seçimi kazanmaya daha yakın göründüğünden, İsrail şu anki ABD yönetimine, acil bir karar vermesi için baskı yapıyor, çok aceleci davranıyor.
İsrail’in bu baskısının hiç sonuç yaratamayacağını söylemek zor; bu nedenle ciddi bir zaman darlığı yaşadığımızı düşünmeliyiz. Sorunun çözümünde tek yolun diplomasi olması gerektiği açık ve önümüzde Avrupa’nın önemli bir teklifi bulunuyor.
Teklifin, karmaşık bazı yanlarına rağmen, çok iyi olduğunu sizin de kabul ettiğinize inanıyorum.
Bu teklife zaman kaybetmeden yanıt vermenizde büyük yarar var; çünkü İran’ın zaman kazanmaya çalıştığına dair inançlar güçleniyor.
Biz elimizden geleni yapacağız; ama sizden de acele hareket etmenizi bekliyoruz, bu bütün dünyanın da beklentisidir.
AB İÇİN YÜRÜTME YASAMA ZİRVESİ
Doğaldır ki Gül’ün önündeki tek konu İran değil.
AB konusunda bundan sonra nasıl bir performans sergileyeceğini merak ettiğimi önceki yazılarımda dile getirmiştim.
Öğrendiğim kadarıyla Gül, konuyu sürekli sıcak tutuyor.
İleriye yönelik programlarını da bu çerçevede oluşturmaya çalışıyor.
Mayıs ayına kadar, AB’nin önemli 3-4 ülkesine resmi ziyarette bulunacak; aynı sürede üç AB ülkesinin devlet başkanını da Türkiye’de ağırlayacak.
Ayrıca Frankfurt Kitap Fuarı’na katılıp Alman yönetimiyle buluşacak.
Aynı sürede Türkiye’de yapılacak "Su" ve "Uygarlıklar" zirvelerine katılacak AB üyesi devlet başkanları da Gül’ün AB kulisine muhatap olacaklar.
Gül, bunların yanı sıra, içeriye yönelik AB programları da yapıyor.
En önemlisi TBMM’nin yeni yasama dönemi başlar başlamaz, yasama ve yürütmenin AB ile ilgili bütün birimlerinin başkanlarını buluşturmak olacak.
Bu buluşmaya TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katılımı da söz konusu; Dışişleri Bakanı Ali Babacan ise kesin gibi.
Doğrusu da Gül gibi bir Cumhurbaşkanı’nın gündeminin, Başbakan’la gizli, acemilik dolu gece yarısı görüşmeler yapmak yerine bunlarla dolu olmasıdır.