Anayasa Mahkemesi, DTP’yi kapatmasın diye ciddi bir kamuoyu oluşuyor, terörle mücadelede inisiyatifi sivillere geçirecek organizasyona gidiliyor, iktidar partisinin iki numarası DTP yönetimiyle Kürt sorununu konuşuyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır gezisini de ekleyelim bu sürece.
Bütün bunlar olurken, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Öcalan’a şiddet uygulandığı iddiasını gündeme getirip, "Halkı tutamayız ha" dedi.
Sonra, bütün DTP milletvekilleri illere dağılıp, kimi ölümle sonuçlanan, hemen hemen tamamında şiddet kullanılan gösterilerin en önünde yürüdüler.
Başbakan, kepenkleri kapatılmış sokaklardan geçerken, ertesi gün DTP TBMM grubu, "halkı sakinleştirmek amacıyla" Diyarbakır’da toplandı, soykırımdan söz edildi ve "Diyarbakır halkı sakinleşti" bir anda.
DTP, "Bizi illa kapatın" diye bir çabanın peşinde mi bilemem; ama şu son eylemler, söylenenler kapatma gerekçesi olmaz denebilir mi?
POLİSİN TUTUMUNDAN MEMNUN
Bu sürecin Erdoğan’ın moralini bozduğunu tahmin etmek hiç zor değil.
Diyarbakır Belediyesi’ni bu kez alabileceklerine cidden inanmış olan Erdoğan’ı, inmiş kepenklerin çok rahatsız ettiğini söyleyebilirim.
Ancak, sivil toplum önderleriyle görüşmesinde bu havayı dağıtmaya, moralleri yeniden yükseltmeye çalıştı.
Dönüş yolunda da arkadaşlarıyla arasında şu ortak kanaat oluştu:
"PKK’nın hedefi, Başbakan’ın olduğu yerde polisin, çocuk veya kadına yönelik şiddet uygulamasını, can kaybı yaşanmasını sağlamaktı; ama başaramadı."
Bu çerçevede, "Erdoğan, Deniz Baykal’dan farklı düşünüyor. Şiddet kullanmayan polisin, PKK’nın ekmeğine yağ sürmediği inancında" diyebiliriz.
O günün notlarını, arkadaşlarının AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Fırat’ın DTP’lilerle yaptığı görüşmeyle ilgili özel sorularına muhatap olan Başbakan’ın şu yanıtıyla sonlandırmak istiyorum.
MGK’nın önceki günkü toplantısında da terörle mücadele konusunda yeni bir kurumsal organizasyona gidilmesi kararı çıktı.
Sanırım Diyarbakır gezisi Erdoğan’a, PKK’nın bölgede psikolojik üstünlük kazandığı yönündeki izlenimi bir an önce ortadan kaldırma konusunda hızlı ve yeni kararlar alma gereğini bir kez daha anımsattı.
Erdoğan, üzerlerindeki PKK baskısının ortadan kalkması için halka ulaşmayı birinci şart görüyor.
Bu nedenle kafasında, muhtemelen müsteşarlık düzeyinde olacak terörle mücadele biriminin başına, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’yı getirmek de var.
Diyarbakır Valiliği döneminde önemli tecrübe kazanan, bölgeyi bilen, halkla iyi ilişki kuran Ala’ya "biçilmiş kaftan" gözüyle bakılıyor.
Ala, "Eski Başbakanlık Müsteşarı" titrini de taşıyacağından, yeni görevinde etkisini bürokrasinin her kademesine rahatlıkla hissettirecek bir isim.
Doğaldır ki MİT Müsteşarı’nın atanması gibi bu makama atanacak ismin MGK’nın onayından geçmesi olası; ama Ala’ya itiraz edecek çıkmayacak gibi.