Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

DP’ye dindarlık kıskacı

ALÇAK saldırının hemen ertesinde siyasi konulara girmenin zorluğu ortada; ama kalleşlere verilecek en iyi yanıt, hayatın akışını sürdürmektir.

Lanet saldırının hemen öncesinde DYP Genel Merkezi’ndeydim.

Tüm katları dolaşıp yöneticilerle sohbet edince ilginç izlenim edindim.

Odaların doluluğu, aday adaylarının sayısı konusunda fikir veriyor.

1999’da 900, 2002’de 870 başvurunun yapılmasına karşın bu yıl sayının, Anavatan’a yapılanlar hariç, 2000’i aşması da tabloyu ortaya koyuyor.

Üstelik, geçen seçimde ikinci sıraya dahi itiraz edilirken, bu kez bazı illerde beşinci sıra için bile savaş veriliyor.

Daha önce kimsenin göz dikmediği büyük iller, bugün çok gözde olmuş. Bunlar DYP’yi memnun eden işaretler; ama işin bir de öbür yanı var.

ANKARA’NIN DOĞUSU

"Öbür yana", hafta sonu DYP’nin, DP adını alacağı kongrenin TOBB’un genel kurulu ile iki fuara denk gelmesi nedeniyle delegelere otel bulunamaması sorununu eklemiyorum bile.

Delegeler, konaklatılmadan geri gönderilerek bu sorun çözülecek; ama DYP yönetimi daha büyük sorunların tedirginliği içinde, onlara kafa yoruyor.

DYP yönetimi, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki tutumlarının, Ankara’nın doğusunda bir tahribata neden olduğu gerçeğini kabul ediyor.

Buna karşı söylemler geliştiriliyor, "Anlatınca halk anlıyor" deniyor; ama asıl sıkıntı ve üzüntüleri, AKP kaynaklı olduğuna inandıkları propagandanın, "Dindar cumhurbaşkanını engellediler; bunlar dindar mı?" söylemine dayandırılması.

Batı’da tutmadığına inandıkları bu söylemin siyasetle dinin iç içe girmesi yönünde tehlikeli bir adım olduğunu düşünen DYP yöneticileri, "Dindar olan ve olmayan diye ülkeyi ikiye bölüyorlar. AKP’nin ülkeye bundan daha büyük kötülüğü olamaz" diyorlar.

Dindarlık temelindeki bir siyasi söylemin en çok dine zarar vereceğini, AKP’nin bunu anlamadığı için ülkeyi gerdiğini anlatacaklarını söylüyorlar.

YILMAZ MAĞDURİYETİ

AKP’de düşüşün görülmesi, kendilerinin meydana çıkmasıyla birlikte bu olumsuzlukların aşılacağına inanılan DYP’de, asıl aday listesi önemseniyor.

Bu noktada İlhan Kesici’nin CHP’ye gitmesinin üzüntüsü yaşanıyor.

DYP’de genel başkanlık yarışına girmiş, "Sağın lideri olacağım" iddiasındaki birinin bu tutumunu kızgınlıkla karşılıyor, şık bulmuyorlar.

DP adının DYP ve Anavatan’dan daha etkili olduğunun ortaya çıktığını da söyleyen DYP yönetiminde ilginç bir sıkıntı daha var.

Şu gerekçeyle Mesut Yılmaz’ın mutlaka DP adayı olmasını istiyorlar:

"Yılmaz’ın Karadeniz’deki gücü ortada. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin diğer yerlerinde de az veya çok var. Karadenizli adamını tutar. Yılmaz’ın mağdur edildiğine inanıp, ’Bize bunu bile fazla buldular’ diyerek bize kızacaktır."

Yılmaz
’ın "Makam peşinde değil, güç vermek istiyorum" söylemine de çok inanan DYP, Kesici ardından bir de bu sıkıntıyı yaşamak istemiyor.

O nedenle, Yılmaz’ın adaylığı için DYP’den, Anavatan’a baskı yapılması gibi bir ironiyle karşı karşıyayız galiba.
Yazarın Tüm Yazıları