Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

DP’de bütünleşmeye nasıl gelindi

DYP ile Anavatan’ın birleşmesi sürecini en yakından izleyen gazeteciyim.

Konuyu iki yıldır çeşitli yazılarımda gündeme getirdim; "İki parti seçimlere bir şekilde birleşerek girecek" diye yazdım.

Yazılarıma iki partiden de "Hayal" diye tepki veren çok oldu.

Haksız da değillerdi; Türk siyasetinde ayrılmak kolay, birleşmek zordu.

Bu gerçeğe rağmen, "Bir şekilde birleşecekler" iddiamı sürdürdüm.

Bunda birinci neden merkez sağ seçmenin talebiydi.

İkinci neden ise Anavatan Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun, özel sohbetlerimizde konuya gösterdiği samimi ve sıcak yaklaşımdı.

MUMCU’NUN DP PLANLARI

Önce şunu belirtmeli; Mumcu’nun DP adını partisinin uhdesine geçirmesini ilk başta ben de anlam veremedim.

Ancak, daha sonra Mumcu’nun, partisinin hiç parası yokken 600 bin liraya mal olan bu operasyonu bütünleşmeye olan inancı gereği yaptığını gördüm.

Şimdi düşünün, DP operasyonu olmasaydı bütünleşme kolay olur muydu?

Bunları şunun için yazıyorum; "Anavatan bittiği için Mumcu’nun birleşmekten başka çaresi yoktu" iddiasında bulunanlar görülüyor.

Doğru değil, çünkü Mumcu, bütünleşme hedefini çok önceden koydu; ama DYP’den de aynı karşılığın gelmesi için sürece gereksinim vardı.

Bu noktada da "Cumhurbaşkanlığı seçim süreci birleşme çabalarını hızlandıracak" tespitini birkaç kez yaptığımı anımsıyorum.

Yani gelişmelerin süreci kısaltması dışında her şey planlandığı gibi gitti ve Türk siyasetinde ender görülen bir örnek yaşandı.

"Küçük olsa da lider ben kalayım" diyenlerin çok olduğu Türkiye’de iki liderin özveri ve anlayışla bunu aşmasını ülke adına olumlu görmeli.

Mumcu özveride bulunmuş; Ağar da bunun karşılığını vermiştir.

İki parti yönetiminin liderlere yaptığı büyük katkı da unutulamaz.

SAĞDAKİ VE SOLDAKİ KURUCULAR

Kim ne derse desin, Türk siyasetinin sağında ve solunda önemli gelişmelerin yolu artık açılmıştır; çünkü talep halktan gelmektedir.

Başta Süleyman Demirel olmak üzere merkez sağın eski liderleri Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve Tansu Çiller’in partilerinin kapatılmasına karşın bütünleşmeye destek vermesi de seçmenin talebinin gücünü gösteriyor.

Bütünleşmenin yeni isimlerle desteklenip geniş bir toparlanma yaratılması halinde halkta ciddi bir karşılık görmesini öngörmek kolay.

Bu konuda son bir noktaya da işaret etmek istiyorum.

Hálá Mumcu ile ilgili bazı kuşkulu cümleler kuranlar var.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; bütünleşmenin başarısını en çok isteyen Mumcu’dur, başarısızlığı üstlenecek ilk isim de kendisi olacaktır.

Evet, sağda birinin kurucusu hálá hayatta olmasına karşın iki parti kapatılırken solda ise kurucu genel başkan vesayeti hüküm sürüyor.

DYP, ANAP kendini kapatıyor, tarihleri DP’de buluşuyor; DSP ise kendi tarihi de olan CHP’ye katılmamak için direniyor.

Dilerim bu direniş bir yolla çözülür, ittifakın ötesinde birleşme olur.

Çünkü, Türkiye gibi ülkelerde merkez partileri güçlü olmalı.

AKP ise geride bıraktığı 4.5 yılda merkeze gelmede başarı sağlayamadı.

Bu nedenle meydanlar merkez partilerine birleşme baskısı yapıyor.

Meydanlara direneceklerin, sonucu bugünden görmemesini ise düşünemiyorum.
Yazarın Tüm Yazıları