CUMHURİYET mitingini izleyen biri olarak, yüz binlerin itirazının, sadece Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasına değil, daha geniş bir çerçeveye oturduğunu düşünüyorum.
İlk itiraz, dört buçuk yıldır halkın yüzde 25’nin desteğine rağmen, her fırsatta "Halk da halkın sesi de biziz" diyen AKP iktidarınaydı.
Dendi ki: "4.5 yıl geçti; ama bize güven veremediğiniz gibi bizi hiç temsil etmediniz; duyarlılığımızı anlayıp bizi kucaklamadınız."
Dendi ki: "4.5 yıldır muhalefet kanallarını kapattınız, medyayı köşeye sıkıştırmak için her şeyi yaptınız, küçük eleştirilere bile tahammül göstermezken demokratlık iddiasında bulundunuz. Bu büyük buluşmamız yaratmaya çalıştığınız teksesliliğe karşı patlamamızdır."
ERDOĞAN VE ARINÇ FAKTÖRÜ
"Halk ne derse o olur" diyen Erdoğan’ın, Köşk’le ilgili kararının bu büyük mitingin ardından değişeceğini sanmıyorum.
O nedenle, bu kitlenin duyarlılığı konusunda hassas davranması da zor.
Çünkü bu duyarlılık, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’le ilgili, "Görüşleri Anayasa’nın, değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleriyle bağdaşmayan Dinçer’in..." hükmünü verdiği gün gösterilebilirdi.
Ya da partisinin il kongrelerinde haremlik-selamlık oturma düzenini savunurken bundan büyük rahatsızlık duyacak kitlelerin olduğunu düşünebilirdi.
Öncesinde de mitingi eleştirmek yerine, "Demokratik hak" söylemini öne çıkarabilirdi.
Oysa, Erdoğan da taraflı, çok konuşkan TBMM Başkanı Bülent Arınç gibi katılımı azaltmaya çalışırken, tam aksi sonucu yaratmaktan öteye geçemedi.
Mitingdeki kitlenin Arınç’a da, "Bizi darbeci olmakla suçladın; ama senden daha demokrat olduğumuzu ortaya koyduk" itirazını yaptığını söylemeli.
Acaba Arınç da oturup, "Evet ya, 4.5 yıldır, bu mitinge katılanları da kucaklayan tek bir mesajım, açıklamam oldu mu?" diye düşünür mü?
SOLDA YENİ BİR DURUM VAR
Mitinge katılanların DİSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipler Birliği gibi kendini solda gören örgütlere de ciddi itirazı olduğunu düşünüyorum.
Bu örgütlerin yurtseverlikle milliyetçiliğin; laiklikle demokrasinin iç içeliğini birbirine karıştırdığını düşünen bir sol kitle vardı Tandoğan’da.
O kitle, Hrant Dink’in cenazesini organize eden DİSK’le aynı safta olmayı isteyen, onunla dayanışanlardan oluşuyordu.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, zaman zaman, PKK ile organik bağı görülen bazı kuruluşlarla aynı zeminlerde bir arada görünmekten çekinmediler.
Ama, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin başkanını gerekçe göstererek, kendi tabanlarının katılımı ile büyüyen tarihi bir zeminde yerlerini almadılar.
Çünkü, oradaki yüz binlerin ruh halini anlayamıyor/anlamazdan geliyorlar.