Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Dışarıda daha çok iş daha az kár

TÜRKİYE Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, 1990’lı yıllarla kıyaslandığında, yurtdışı müteahhitlik sektöründe çarpıcı bir noktaya gelindiğini ortaya koydu.

Eren, sohbetimizde, ülkeye, 90’lı yıllarda 2.3 milyar dolarlık yurtdışı taahhüt işi alınırken, 700 milyon dolar düzeyinde döviz girişi sağlandığını anlattı.

Geçen yıl itibarıyla ise yüklenilen iş miktarı beş kat artarak 12.7 milyar dolara çıkmış.

Ancak, bu devasa artışa karşın, ülkeye giren döviz aynı düzeyde kalmış.

Yani, kárlılıkta 90’lı yıllar mumla aranıyor.

İŞÇİ SAYISI DÜŞTÜ

Peki, Türk müteahhitlerinin yüklendiği işlerde çalışmak üzere yurtdışına gönderilen işçi sayısında durum nedir?

Burada da olumlu bir tablo ile karşılaşamıyoruz.

1990’larda yurtdışına çıkan işçi 750 bine ulaşırken, bugün 700 bin dahi yakalanamıyor.

İşçi sayısındaki azalmada, düşük kur kadar, hem Türkiye’de hem de işveren ülkede çalışma mevzuatında yapılan düzenlemeler etkili oluyor.

İşveren ülkeler, "Benim ülkemin vatandaşını çalıştıracaksın" diye kota koymaya başlamış.

Bu nedenle, Türk müteahhitlerinin yüklendiği işlerde çalışan Türk işçisi sayısı yüze 80’lerden yüzde 30’lara gerilemiş durumda.

İlaveten, Türk işçisinin maliyeti yükselirken, Uzakdoğu ve Orta Asya’dan gelen işçinin maliyetinde azalmalar olmuş.

Sonuçta, yurtdışına çıkabilecek işçi sayısı, alınan iş miktarındaki yükselişi düşündüğümüzde 4 milyona ulaşması olasıyken, bu şans korunamamış.

Şimdi, Türk müteahhitleri, daha çok kalifiye işçi veya kilit noktalarda iş yapan personel götürmekle yetinmek durumunda kalıyor.

İŞSİZLER SENDİKASI KURULSA

Erdal Eren,
işçi maliyetini azaltmak amacıyla Maliye Bakanlığı ile görüşmeler yaptıklarını; ama henüz sonuç alamadıklarını söyledi.

Bu noktada, müteahhitlerin duayenlerinden Ali Kantur’un, "Şu ülkede 4 milyondan fazla işsiz var. Ah bir işsizler sendikası kurulsa, iktidarların işi ne kadar zor olur" dediğini anımsatıyor.

"Geçmişteki en büyük avantajımız işçiydi; bu alanı Çin’e kaptırdık" diyen Eren, yabancı sermayenin bankacılık sektöründe giderek daha güçlü hale gelmesinin de kendilerini düşündürdüğünü aktardı.

Diğer ülke müteahhitleri ile rekabette finansman sağlama ve sağlanan finansmana uygulanan faiz yükünün önemli olduğunu vurgulayan Eren, "Bu alanda bizi Türk bankaları korur. O nedenle hiç değilse Ziraat Bankası ulusal kalmalı" dedi.

Eren, 90’lı yıllarda bazı ülkelerde mal alımı karşılığı iş üstlendiklerini de anımsatarak şu öneriyi yaptı:

"Bu yol kapandı; ama çok yararlı bir yöntemdi. Bugün de doğalgaz karşılığı İran ve Cezayir gibi ülkelerde iş yapabiliriz. Yapılan iş karşılığında paramızı da o ülkeye ödenecek doğalgaz bedelinden kendi devletimizden alabiliriz."
Yazarın Tüm Yazıları