SEÇİMLERDEN en olumsuz etkilenen partinin CHP olduğu ortada.
Sonuç, "Vurun abalıya" hesabı CHP Lideri Deniz Baykal üzerinde yeniden tartışma yarattı; güçsüzlüğü başından belli muhalefet yeniden hareketlendi.
CHP’de bir yenilenme olması gerektiği açık; ama bu liderden mi başlamalı sorusu partinin geleceğiyle bağlantılı bir soru oluyor.
Baykal’ın ayrılmasının partinin bütünlüğünü koruyup korumayacağı, yerine gelecek ismin daha iyi bir seçenek olup olmayacağı belli değil.
Bu süreçte Baykal’dan sade üyeye kadar tüm partililer serinkanlı bir hata tespitine yönelmesi, bunları açık yüreklilikle ortaya koyması şart.
Ama en baştaki görev de Baykal’ın yakın çalışma arkadaşlarına düşüyor.
İSTİFALAR KARARLI OLMALI
Bunun böyle olduğunu onlar da biliyor ki hemen istifalarını sundular; ama ben bu istifaların göstermelik olduğu kanısındayım.
Çoğunu yakından tanıdığım, saygın bulduğum bu isimlerin, istifanın tek yanlılık yönünü önde tutarak davranmaları beklenirdi.
Çünkü partinin politikasında ve alınan sonuçta belki de Baykal’dan daha büyük sorumluluk bu kadrolarındır.
Örneğin Onur Öymen, Avrupa terbiyesi almış bir siyasi; son yıllarda CHP’nin AB dahil önemli politikalarının temel belirleyicisi.
Buna ilaveten, sol bir partinin yöneticisi olmasına rağmen, 27 Nisan bildirisine karşı çıkmak yerine destek vermiş bir isim.
Örneğin Genel Sekreter Önder Sav.
Halk kendisini ne kadar tanır, halkın karşısına kaç kez çıkmıştır?
Önceki CHP genel sekreterleriyle kıyaslandığında ne kadar başarılı bulunur?
Parti yönetiminin, doğru ya da yanlış, ama taraf bulmuş "politbüro algısına" neden olan diğer isimleri de tek tek sayarak yürüyelim.
Genel Başkan Yardımcıları Eşref Erdem, Cevdet Selvi, Mustafa Özyürek; Genel Sekreter Yardımcıları Algan Hacaloğlu, Oğuz Oyan; Genel Muhasip Mahmut Yıldız; MYK üyeleri Fuat Çay, Sinan Yerlikaya, Mehmet Ali Özpolat.
Bu isimler gerçekten Baykal’ı seviyorlarsa koltuklarını bir an önce kadınların ve gençlerin daha ağırlıklı olduğu yeni bir kadroya devretmeliler.
FELSEFE DE DEĞİŞMELİ
Kadro yenilenmesi, siyaset yapma anlayışını da etkilemeli.
Bilimselliği en çok kullanan parti olması gerekirken CHP, kamuoyu nabzını tutmak için anket yapmamakla övünen bir yönetime sahip.
Üniversite mezunlarından yüzde 42 oy alan CHP ile bu görüntü ters.
Lidere görüş açıklamaktan çekinen, görüşlerini bilimsellik ve kararlılıkla savunamayan bir kadro da CHP’ye ters.
CHP’nin, Baykal sonrası sürece şimdiden hazırlanması şart; ama ondan da önce yoksulların, gençlerin, Kürtlerin CHP’yi neden terk ettiği üzerinde düşünülmeli, bu kesimleri geri çevirecek yeni politikalar tespit edilmeli.
Bir ahkám kesme yazısı oldu; ama aday listeleri kadınsız ve gençsiz olan CHP’ye bunları söylemek gerekiyor.
Hadi bir ahkám daha keselim; TBMM Başkanvekilliği için bu kez bir kadın milletvekili önerilse CHP için şık olmaz mı?