CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve hükümetin Kafkasya politikası konusunda ilginç iddialarda bulundu.
"Ben Tahran’da yolları kapatmazdım" diyen Ahmedinejad’ın hükümeti de küçük düşürdüğünü, hükümetinse bunu görmezlikten geldiğini savunan Baykal, içine sindiremediği bir durumu şöyle dillendirdi:
"Adam, Cumhurbaşkanı’nın yanında, ABD’ye verip veriştiriyor. Tamam, ABD’ye saygı göstermezsin; ama bulunduğun ülkenin hassasiyetlerine duyarlı olursun. Olmuyor, bizimki de yanında durmuş dinliyor. Peki, karşılığında ne elde ettin? Söyleyeyim; hiçbir şey."
Baykal, "Yok, ’Bağdat harap olmadan’ dedim. Desen ne yazar? Adamın seni dinleyecek hali yok ki. O şovunu yapmak için geldi. Sense akıl vermek için çağırdın öyle mi? Gülünecek durum" sözleriyle de Gül’ü hedef aldı.
RUSYA’YA DESTEK GEZİSİ
Görüşmemizde dış politikada çok tehlikeli şovlar yapıldığı inancında bulduğum Baykal, Başbakan Erdoğan’ın "Sarkozy perişan oldu, ben Rusya’ya gittim her şeyi çözdüm" havası yaydığını düşünüyor.
Erdoğan’a, "Hiç de öyle değil, Kafkasya girişimleriniz tam bir fiyasko" diye seslenen Baykal, Rus basınında çıkan şu başlıkları tanık gösterdi:
Sonra da, "Yani, Moskova’ya Rusya’yı desteklemeye gitmişiz" diye ekledi.
Ermenistan politikasının "kepaze edilmesi gerektiğini" söyleyen Baykal, "Başbakan, Azerbaycan’a niye gitti?" diye sordu, yanıt da verdi: "Türkiye’nin Ermenistan politikası kırılacak, onun için gitti. Azerbaycan’a bunu hazmettirmeye çalışıyor. Soykırım iddiası ve Karabağ’ın işgali göz ardı edilerek yapılacak bu. ABD’nin de, Batı’nın da istediği bu."
Bendeki bilgiler farklı ama Baykal, bir iddiada daha bulundu:
"Bakın, Cumhurbaşkanı da Erivan’a, Ermenistan-Türkiye maçına gidecek.Maç da bu kırılmanın işareti.Bu teslimiyet daha başka şekillerde de olacak."
Bu arada Baykal’ın, Şaban Dişli konusunu, yeni yasama döneminde TBMM’nin birinci maddesi yapacaklarını söylediğini de belirteyim.
AYGÜN İNANDIRICI OLMALI
Ergenekon davası kapsamında bir süre tutuklu kalan ATO Başkanı Sinan Aygün’le, evinde bulunan ve kara para kapsamında el konulan 2.5 milyon Euro ile ilgili yaptığım görüşmeyi haber olarak verdim.
O görüşmemde Aygün’e, paranın tefecilikten kazanıldığı yönündeki iddialar da dahil akla gelecek her soruyu yönelttim.
Aygün, paranın kaynağının gayrimenkul satışlarından geldiğini, yapmaya hazırlandıkları bir yatırım için de evde tuttuğunu anlattı.
Bunu bütün belgeleri ile kanıtlayacağını da sözlerine ekledi. Buna gerçekten de ihtiyaç var; çünkü dünyada hangi işadamı 2.5 milyon Euro’yu (4.5 milyon YTL), haftalarca, belki de aylarca kasasında tutar?
Bu paranın günlük faizinin bile binlerce YTL olduğunu düşünürsek hiç de haksız bir soru değil, o nedenle Aygün bütün belgeleri ortaya sermeli. Hele bir de el koyma kararının, gözaltından 28 gün sonra, yani bir inceleme/araştırma süreci yaşandıktan sonra alındığı ortadaysa ayrıca önemli.