ÖNCEKİ gün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Konya, dün de Deniz Baykal’ın Giresun ve Antalya mitinglerini izlerken, iki liderin birbirlerine yönelik sert eleştirilerine bir kez daha tanık oldum.
Başbakan’ın Baykal’a yönelik eleştirileri daha çok geçmişle ilgili.
Bu eleştiriler, Baykal’ın 30 yıl önceki Maliye Bakanlığı, 5 aylık 1995’teki Dışişleri Bakanlığı dönemleri ile CHP’nin II. Dünya Savaşı koşullarındaki icraatı üzerine kurulu.
Dünkü uçak yolculuğumuz boyunca Baykal, bu eleştirilere tek tek yanıt verdi.
BAYAR İLE MENDERES’İN KEMİKLERİNİ SIZLATIYOR
Baykal, Maliye Bakanı olarak görev yaptığı dönemde tüm dünyada benzinin karneye bağlandığını, iflasların yaşandığını, Dresdner Bank’ın bile bu süreçten kurtulamadığını söyledi.
Kısa Dışişleri Bakanlığı döneminin ise AB koşuşturması ve Kardak krizi ile tamamlandığını; ancak o dönem, Türkiye adına çok önemli bir adım attıklarını anlattı.
"Teröristbaşının Suriye’den çıkarılma süreci böyle başladı.Suriye’nin, ’Böyle bir adam yok’ söylemi karşısında; olmaz böyle gayri ciddilik deyip, Suriye’ye ilk notayı o zaman verdik.Şimdi o notayı bulduruyorum" dedi.
Baykal’ın, Başbakan’ın miting meydanlarında gösterdiği, CHP dönemi ekmek karnesiyle ilgili yanıtı da ilginç:
"O dönem tüm dünyada yaşanan bu. İngiltere’de Başbakan’ın yakası yamalı. Türkiye, savaşa girmemiş, ama bundan uzakta değil; elbette büyük acılar çekildi. Bayar ve Menderes de o günlerde CHP içinde. Böyle bir yola başvuruyorlar, birlikte bu kararı alıyorlar. Dayanışma içinde bunu yapıyorlar. Eğer onlar 70 yıl sonra bu kararlarının seçim meydanlarında kullanılacağını bilselerdi çok üzülürlerdi. Yani Başbakan, Menderes ve Bayar’ın kemiklerini sızlatıyor."
AĞAR’A DA SAHİP ÇIKTI
Baykal, Başbakan’ın kendisiyle ilgili her türlü araştırma, soruşturma yaptığını, hiçbir şey bulamayınca 30, 70 yıl geriye dönmek zorunda kaldığını belirterek şöyle bir vurguda bulunuyor:
"Demek ki araştırdılar hiçbir şey bulamadılar. Bula bula bunları buldular. Buldukları bunlarsa, bunlar, Başbakan’ın Baykal’ı takdiridir."
Baykal, bu noktada bir şey daha yapıyor.
Erdoğan’ın siyasi etik dışı davranışlarda bulunduğunu belirterek, "Ağar döneminde şu kadar şehit oldu, diyor" anımsatmasını yaptı.
Sonra da alışık olmadığımız şekilde, bakın bir başka parti liderini nasıl savundu:
"Yanlıştır. Sayın Ağar, o dönem bir bürokrat olarak terörle savaşmaktadır. Başbakan değil, bakan bile değil. Yani sorumluluğu belli. Şimdi ona niye bunu soruyorsun ki? Sorun da şehit sayısı değil ki, verdiği mücadelenin güvenilir, samimi olup olmadığıdır."