BAŞBAKAN Yardımcısı Cemil Çiçek ile yaptığımız sohbette, Türkiye’nin Kuzey Irak yönetimine, özellikle Barzani’ye mesajının net olduğunu gördük.
Çiçek, yetkinin bir yıllık olduğuna birkaç kez dikkat çekip, "Zorunlu kalmadıkça Barzani yönetiminin beyanlarına yanıt vermeme" kararını açıkladı.
"Ne derse desinler, o kötü adamlar orada oldukça bu beyanlar Türkiye’yi durdurmaz. Bir yıl içinde, gelecek istihbarata göre, benzeri operasyonlar yapılır, yapılacak da" dedi. Ve yapıldı da...
Operasyonların devam etmemesinin tek yolunu da gösterdi.
"Etmemesi bize değil, biraz da kendilerinin gayretine bağlı."
Çiçek, Irak merkezi hükümetini muhatap aldıklarını, ilişkilerin çok iyi geliştiğini söylerken de mesajını Barzani yönetimine verdi.
OPERASYONA İMAJ GECİKMESİ
Operasyonlarda gecikme olmadığını anlatan Çiçek, yapılması gereken büyük hazırlıkları anımsattı; ama şu iki noktanın altını özenle çizdi:
- Gencecik insanları sıcak çatışmanın içine gönderiyorsun. En küçük hata birinin hayatına mal olur.
- Dünyanın en büyük harekát kabiliyetine sahip güçlü ordusunun imajına gölge düşürecek bir hatayı yapmamak gerekirdi.
Alınan sonucu bu çerçevede çok başarılı bulan Çiçek, "sözün bittiği yerde olunduğunu" yineledi ve, "Bilinsin ki devletin yürüttüğü faaliyet bilinenin çok ötesindedir. Çok değişik kanallardan faaliyetler yürütülüyor" uyarısı yaptı.
Bunoktada yeni bir pişmanlık yasasına karşı olduğu bilinen Çiçek’in bugüne kadar çıkan 8 yasanın sonuçlarını olumlu gördüğünü belirtmeli.
Sekiz yasadan yararlanan 9 bin 670 kişiyle ilgili bazı kayıtların silinmiş olduğunu söylediğinde biz biraz şaşırdık.
Çiçek de bu duruma üzülmüş, hatta, "O nedenle götürü usulü rakam veriyoruz" dedi; ancak ardından şu tespiti yaptı:
"Artık bu geride kaldı, önlemi alınıyor. Olaya şöyle bakalım; bu rakamın en az yarıdan çoğu dağdan kurtarılmış kişilerdir."
ASKERİN İSTEDİĞİ DE BUYDU
Çiçek, bir kısım çalışmaların, para bulunmasına, ortamın uygun olmasına rağmen sırf işler tek elden yürümediği için sonuçlanamadığını da anlattı.
Ancak, yeni kurulacak Kamu Düzeni Müsteşarlığı’nın (KDM) bu açığı gidermede önemli işlev üstleneceğine inanıyor.
Bu arada, KDM’nin Genelkurmay Başkanlığı’nın üç yıldır talep ettiği bürokratik oluşumu karşılayacağını da söylemeli.
Anımsayalım, bu öneriyi ilk Genelkurmay 2. Başkanı sıfatıyla üç yıl önce bugünkü Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ dillendirmiş, Başbakan Tayyip Erdoğan da önce öneriye olumlu bakmış; ama daha sonra, kararını değiştirdiği için bugüne kadar konuyla ilgili adım atılmamıştı.
Bu açıdan KDM kurma kararını hükümetin, terörle mücadelede son bir yıldır askerle sağladığı uyumu daha da geliştirme adımı olarak da görmeli.
KDM’nin bir yararı daha söz konusu.
Terörle Mücadele Üst Kurulu’nun oluşumuyla daha hızlı alınmaya başlanan bazı kararların uygulaması da hızlandırılmış olacak.