BUGÜN AKP’nin Kızılcahamam’daki 11. İstişare Toplantısı’nın havasını yansıtacak üç anekdot aktarmak istiyorum.
Birincisi, milletvekillerinin moralini de oldukça bozan, kapanış oturumunda, medyanın önünde yapılan yoklama.
Oysa, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, katılımı çok önemsediğini bildiklerinden milletvekilleri, günde iki kez imza toplanmasını hiç yadırgamadılar.
Ama bakın Genel Sekreter İdris Naim Şahin, isimleri tek tek okuyarak yoklama yapınca keyifler nasıl kaçtı, ne tepkiler verildi?
GÜNDE İKİ İMZA VERİLDİ
Rahatsızlıklarını ilk belli eden, homurdananlar arka sıralarda oturan, aralarında bakanların da bulunduğu AKP’nin ağır topları oldu.
Ama Milli Eğitim Bakanı olduğu ve Başbakan’a da yakın isimler arasında sayıldığı için Hüseyin Çelik’in tepkisini aktarmakla yetineceğim.
Çelik, yanında, önünde ve arka sıralarda oturan milletvekillerinin de duyacağı şekilde yoklamayı içine sindiremediğini şu sözlerle gösterdi:
"Bu ne ya; yanlış bu, ayıp bu. Biz bu yoklamaları ilkokullarda bile yapmıyoruz artık. Bunlar tarihe karıştı. Bunu kim düşündü?"
Çelik’in sorduğu gibi kim bu yoklamayı düşündü bilinmiyor; ama milletvekillerinden aldığım hava, bunun hem moral bozduğu, hem de "sadece birer sayı olarak görülüyoruz" izlenimi yarattığı yönünde.
KAYNAŞAMAYANEŞLER
İkinci anekdotum, Erdoğan’ın cesaret kıran tepkileri üzerine.
Yozgat Milletvekili Osman Coşkun’un, herkesin, "Ne komik, uçuk şey" dediği "Ağrı’da Nuhun Gemisi Hayvanat Bahçesi" projesini Erdoğan "ti"ye aldı.
Rize Milletvekili Ali Bayram da gerçekçi bulunmayan bir öneri yaptı.
Vali ve belediye başkanlarının koruması, şoförü bulunduğunu belirterek, illerine gittiklerinde kendilerine de koruma ve şoför verilmesini istedi.
Erdoğan’ın yanıtı, "Kardeşim, tabii ki onların koruması ve şoförü olacak, görevleri ortada. Sen niye bunu istiyorsun? Milletten korkun mu var?" oldu.
İki öneriye de katılan tek vekil olmasa bile Başbakan’ın yüz ifadesiyle kullandığı üslubun çok sert bulunduğunu söylemeli.
Erdoğan’ın cesaret kıran asıl çıkışı, bölgede istihdamı geliştirme önerisi yapan bir Güneydoğu milletvekiline gösterdiği tepkiydi.
Milletvekili hazırlık yaptığı için önerilerini yazılı metinden okudu.
Okuması devam ediyordu ki Erdoğan, "Kardeşim" diye araya girdi.
"Geçmişte kalmışsın; bunları zaten yapıyoruz, bilmiyor musun, başka öneri getir?" diye devam edince yüzünün kızardığı görülen milletvekili çaresiz susup oturdu.
Vekillerin, sık sık "Bürokratik oligarşi var" diye yakınan Erdoğan’ın, "Bürokrata gitmeyin" çıkışını da çelişki olarak gördüklerini belirterek eşlerle ilgili son anekdota geçeyim.
Toplantı yine gösterdi ki türbanlı eş sayısı çok açık ara önde.
Ama AKP’de türban takmayan yüz kadar milletvekili eşi bulunmasına karşın, koridorlarda görünenlerin sayısının 15 dolayında kalması dikkat çekti.
Daha dikkat çekeni, iki grubun ayrı ayrı oturmayı yeğlemesiydi.
Kaynaşmayı sağlaması beklenen Emine Erdoğan ise (tespit ettiğim) tek "çay sohbeti" düzenledi; ama katılan 30 kadının tamamı da türbanlıydı.
Emine Hanım’ın tercihi bu olmayabilir; ama göze oldukça battı.