KARA Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ’un, Kara Harp Okulu’nun yeni öğretim yılı törenindeki konuşmasını izleyen az sayıdaki gazeteci arasındaydım.
Fikret Bila, Murat Yetkin ve İsmail Küçükkaya’nın konuşmayla ilgili yorumları oldu; ben de izlenimlerimi, çözebildiğim mesajları bugün aktaracağım.
Öncelikle, asker, siyasi konulara hiç girmek istemiyor.
Örneğin; "KKTC dönüşü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü karşılarken, Hayrünnisa Gül nedeniyle protokoldeki yerini değiştirdi" haberlerine konu olan Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner, ağzını dahi açmıyor.
Org. Başbuğ da siyasi görülebilecek sorular karşısında aynı tutum içinde.
Konuşmadan da anladığımız gibi onların en önemli duyarlılığı üniter, ulusal ve laik devlet konusunda ve bu konuda yoruma hiç gerek yok.
HÜKÜMETTEN TALEP
Asker bu duyarlılıklarını sürdürürken güvenlik konusunu hiç ihmal etmiyor.
Bu çerçevede hemen şunu rahatlıkla yazabiliriz; hükümet ve TSK terörle mücadelede, en azından geçen yıla oranla daha uyumlu bir çalışma içinde.
Ancak, Org. Başbuğ’un iki yıl önce açıkladığı, 24 saat görev yapacak özel bir terörle mücadele birimi kurulmasında hálá büyük ısrar söz konusu.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ilk başta destek verdiği bu talebe, daha sonra neden duyarsız kaldığı bugün de açıklığa kavuşmuş değil.
Erdoğan, Terörle Mücadele Üst Kurulu’nu (TMÜK) yeterli bulmuş olabilir; ama TSK, sırf bu konuda çalışacak bir kurumu daha sonuç alıcı bulmakta.
Sınır ötesi operasyonun terör örgütünü bitirmeyeceği, ama yapılmasında yarar bulunduğunu tekrarlamaya da gerek yok.
Ancak, en az bu kadar önemli olan, örgüte katılımı önlemek.
İşte bu noktada askerin, hükümetten ve devletin tüm kurumlarından, medyadan büyük beklentisi var ve bu konuda koordineli bir çalışma şart görülüyor.
Bu noktada TMÜK başkanlığı görevini bırakıp Cumhurbaşkanı olan Gül’ün özel bir çabası söz konusu olacak mı, göreceğiz.
Bu bölümü, Barzani’nin Güneydoğu’daki etkinliğini, en başta hükümet olmak üzere herkes gözden hiç uzak tutmamalı, diyerek tamamlıyorum.
ABD’NİN NİYETİ
Org. Başbuğ, konuşmasında, "Söylem değil, eylem zamanı", "Türkiye Irak’ta maliyeti artırabilir" başlıkları altında ABD’ye çok ciddi mesaj verdi.
Askerin, terörle mücadelede ABD’den beklediği desteği bulamamaktan dolayı çok büyük hayal kırıklığı içinde olduğu malum.
Oysa bu desteğin verilmesi, ABD’nin, Türk kamuoyunda yüzde yedilere düşmüş itibarını da yukarılara çıkarabilir.
Bugün de bir jest için ABD’nin önünde çok büyük fırsat var.
TSK, 13 gündür, Güneydoğu’da 24 saat PKK ile sıcak temasta.
Büyük hasar verilen örgütte, ciddi tedirginlik oluşmuş durumda.
Tam bu günlerde ABD, terör örgütünün birkaç üst düzey yöneticisini teslim etse, örgütün bu tedirginliği tam bir moral bozukluğuna dönüşecek.
Örgüt tamamen bitmeyecek; ama TSK yeni bir büyük üstünlük sağlayacak.
Maliyet konusuna gelince, ABD ve dünya şundan emin olmalı:
Kuzey Irak’ta bir devlet kurulursa Türkiye, HER-ŞE-Yİ YA-PAR.
O nedenle ABD, hemen harekete geçse, bugün-yarın beklenen jesti gerçekleştirse hem işler çok daha kolay olur hem de kamuoyu bakışı tersine döner.
Böylesi bir itibar artışından da en çok asker memnun olur.
ABD’nin bunu yapmasının önünde hiçbir zorluk yok, yeter ki niyet olsun.