AKP’nin ikinci döneminde Bayındırlık ve İskán Bakanlığı’nın ana direği Karayolları Genel Müdürlüğü, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlandı.
Hükümet, acil müdahaleyle ilgili birimleri tek çatı altında toplama kararı verince, Afet İşleri Genel Müdürlüğü de bu bakanlıktan gidecek, dendi.
Aynı senaryoya göre, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü (YİGM) de Çevre Bakanlığı’na bağlanacak, böylece Bayındırlık Bakanlığı ortadan kalkacaktı.
Bakan Faruk Özak, yaptığımız sohbette konuya açıklık getirdi.
Özak, karayolları için, "Önemli olan işin yapılmasıdır, taassup olmaz. Avrupa’da da karayolları Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı" dedi. Ancak, karayolları ile ilgili birçok önemli işin hálá bakanlığında bulunduğunu anımsatmadan da edemedi.
ACİL MÜDAHALE BAKANLIKTA
Özak, Sivil Savunma, Afet İşleri ve Başbakanlık Acil Müdahale Merkezi’nin tek çatı altında toplanmasından oluşacak Acil Müdahale Merkezi’nin (AMM) ise sanılanın aksine kendi bakanlığına bağlanacağını açıkladı.
Yasa tasarısında, AMM’nin Başbakanlığa bağlandığını anlatan Özak,"Ancak, Başbakanımız bu birimin bakanlığımıza bağlanacağını söyledi" dedi.
Bunun pratik yararları olduğunu da savunan Özak, bir afet durumunda ilk müdahalenin hep YİGM tarafından yapıldığını anımsattı.
Afet öncesi, afet anı ve afet sonrası işlerin önemli bölümünün bakanlığına bağlı birimlerce yerine getirildiğini sözlerine ekleyip devam etti:
"Hasar tespiti, yeni yer seçimi bizim işimiz. Bu işlerle bağlantılı İller Bankası, Teknik Araştırma Uygulama Genel Müdürlüğü, Tapu Kadastro, inşaat malzemelerindeki CE kontrolü bizde. O nedenle bu merkezin bizimle ilişkilendirilmesi doğru."
Bu konuda da taassupları olmadığını kaydeden Özak için en önemli şart, deprem kuşağındaki bir ülkede koordinasyonun en güçlü şekilde yapılması.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Özak’ın şu sıralar en önemsediği konu kentsel dönüşüm.
Kentlerin 40 yılda bozulduğunu, büyük bir kaçak ve güvensiz yapı sorunu yaratıldığını söyleyen Özak, "Bence önümüzdeki 30 yılın sorunu budur" dedi.
Kentsel Dönüşüm Yasası’nı bu alanda büyük bir umut olarak gören bakan, Türkiye’nin bu alanda çok hızlı hareket etmesini şart görüyor.
Ancak burada ciddi bir kaynak sorunu bulunduğundan Özak, dönüşüm alanlarının kendi kaynağını yaratır şekilde planlanması gerektiğini anlattı; vergi muafiyetleri ve başka tür teşviklerin önemine değindi.
"Çünkü, öyle yerler var ki ne yaparsan yap kaynak yaratır hale gelemez. İşte orada devlet, yıkılması gereken bütün binaları yıkacak, karşılıksız yeniden yapacak. Bu da yetmez, stok binalarımız da olmalı" dedi.
Finansman için uluslararası fonlarla ciddi temasları olduğunu da ekledi.
Tasarıyı TBMM’den iki ayda geçirmeyi hedeflediklerini bildiren Özak’a göre, bu yasa ekonomide yeni büyük bir canlanma da yaratacak.
Özak, düzenlemenin cazibesini, asıl şu sözlerle artırmaya çalıştı:
"Bu tür sosyal donatılar AB sürecini de kolaylaştırır. Ayrıca, kişi başına 10 bin dolarlık ulusal geliri hedefliyorsak, gecekonduda oturamayız."