DÜNKÜ Hürriyet’te okudunuz, ABD’nin Dahili Vergi Servisi (IRS), vergi kanunlarını değiştirmek suretiyle, şirketlerin yurtdışından ABD’ye getirecekleri mevduatları, yüzde 35’lik vergiden muaf tutma kararı almış.
ABD’nin bu kararıyla birlikte, krize karşı global birlik çabaları "Para anavatanına dönsün" tartışmalarına dönüşmüş durumda.
Bilindiği gibi, ABD’de kongre 2004 yılında da şirketlere 1 kez uygulanmak üzere, yurtdışındaki mevduatlarını ülkeye getirmeleri için, yüzde 5.25 gibi indirimli bir vergi oranı sağlamış ve bu yolla ABD’ye 36.2 milyar dolar taşınmıştı.
TÜRKİYE DE SIKINTILI
Daha önce de yazdığımız gibi "ABD hapşırınca Türkiye nezle oluyor". Bu kez olay çok ciddi. Değil ABD, Avrupa Birliği de hapşırıyor hatta daha ötesi kıvranıyorlar. Dünya borsaları teker teker çöküyor. Dünya genelinde, korku ve endişe hakim.
Bize gelince... Birkaç ay önce, "Cari açık için özel bir önlem paketi hazırlandı mı?" sorusuna, "ABD’de de 784 milyar dolarlık cari açık var. Onlar sorun yaşıyor mu?" yanıtını veren Başbakan’ın, örnek gösterdiği ABD ekonomisinde yaşanan şoku görünce, olayın ciddiyetini fark etmemesi ya da inkar etmesi herhalde mümkün değil.
Döviz aldı başını gidiyor. Bu aşamada dış borç bulmak, imkansız gibi bir olay. 193 milyar dolar civarında dış borcu olan özel kesim, zor durumda. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları frene bastı. Sıcak para girişi değil, çıkışı başladı.
TÜRKLERİN YURTDIŞINDAKİ PARALARI
Bu aşamada, Türklerin yurtdışındaki paralarının Türkiye’ye getirtilmesi önem kazanıyor.
Olayın 2 boyutu var. Birincisi, Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu yani kambiyo mevzuatı yönünden. Hemen belirtelim bu yönde herhangi bir sıkıntı yok. İşlem tamamen yasal.
İkinci boyut ise vergi mevzuatı. Bu açıdan bakıldığında "Nereden buldun?" sorusu yasal olarak sorulamadığından, daha doğrusu bu soruyu sorabilmek için gerekli olan yasal düzenleme olmadığından (bu madde 9 Ocak 2003’te AKP hükümeti tarafından kaldırılmıştı) herhangi bir sorun yok. Yani isteyen kişi yurtdışındaki parasını hiçbir soruya muhatap olmaksızın Türkiye’ye getirebilir.
Ancak, bu aşamada önemli bir sorun var. Örneğin, İsviçre bankalarındaki paranın neması yani geliri (faiz, kár payı vs.) Türkiye’de gelir vergisine tabi. Bu çerçevede "Nereden buldun?" sorusu sorulamasa da "Nerede, nasıl değerlendirdin, hani bunun vergisi?" diye sorulabilir. Yurtdışındaki şirket ya da vatandaş, duruma göre geçmiş 5 yılla ilgili sorgulamaya ve cezalı vergiye muhatap olabilir.
NE YAPILABİLİR
Bu aşamada Türklerin yurtdışında paralarının kalmaması ve bu kriz ortamında Türkiye’nin ihtiyacı olan taze paranın yurda getirilmesi için, bir yasa çıkartılıp, bu endişenin giderilmesi gerekiyor. Daha açık bir anlatımla, yurtdışındaki parasını getirenlerin, geriye dönük olarak "Nerede ve nasıl değerlendirdin, hani bunun faiz gelirinin vergisi?" gibi soruya muhatap olmayacağına dair bir düzenleme yapılmalı. Böylece öteden beri hep söylenen ama bir türlü başarılamayan, "kayıt altına alınma" için mükemmel bir fırsat yaratılmış olunur. Yani tavuklar tekrar kümese sokulmuş olunur. Sağlayacağı faydaları ise, sıralamaya dahi gerek yok.
Bakıyoruz, ABD bile, bu konuda bir adım atarak, yurtdışındaki paralarını ülkeye getirenlere % 35’e varan bir vergi muafiyeti sağlayacağını açıkladı. Biz de bu konuda kendi önlemimizi almalı ve hiç hesapta olmayan bu paraları ülkemize getirtmek için gerekli güveni sağlamalıyız.