Paylaş
Son bir haftada, Deniz Baykal’ın ve CHP’nin “muazzam nakit parası” iddiaları ile başlayan tartışmalar, haberin doğru olmayışı ve Baykal’ın sert çıkışı ile birlikte, yön değiştirdi. Şimdi de Başbakan ve Maliye Bakanı’nın malvarlığı tartışılıyor.
Başbakan Erdoğan, bugün bir açıklama yapacağını ama bunun malvarlığı açıklaması olmayacağını dün belirtti. Maliye Bakanı ise, şimdilik suskun kalmayı tercih ediyor. Maliye Bakanı’nın kendisi ve ailesinin malvarlığı konusunda suskun kalması, tartışmaların boyutunu da artıyor. Galataport ihalesi, Tüpraş’taki yüzde 14,76 hissenin satışı ve buradaki 800 milyon dolarlık kazanç iddiası, oğlunun mısır ithali yoluyla haksız kazanç sağladığı, kendine yarayan aflar, (2 B) kapsamına giren orman arazisi, kaçak iki villanın yasal hale getirildiği iddiaları derken, hergün ortaya yeni bir konu atılıyor. Öyle ki geçtiğimiz Pazar günü bir gazete ‘Malı ye’ bakanı! diye manşet attıktan sonra haberin devamında “Hakkındaki yolsuzluk iddiaları bir türlü bitmeyen Maliye Bakanı, muhalefet kulislerinde artık bu lakapla anılıyor” açıklamasıyla, konuyu çok daha farklı boyutlara taşımıştı...
AÇIKLAMA YAPILMALI
Son gelişmelere baktığımızda, malvarlığı tartışmaları ve diğer iddialar konusunda, Maliye Bakanı’nın, kapsamlı bir açıklama yapması gerektiği ortaya çıkıyor.
Maliye Bakanlığı kritik bir bakanlık. Kamuoyunu tatmin edici şekilde, kapsamlı bir açıklama yapılmadığı sürece, bu tartışmalar, büyüyerek devam edeceğe benziyor.
Maliye Bakanlığı’nın kritik bir bakanlık olması ve Bakan’ın diğer liderler hakkında bazı beyan ve yorumlarda bulunması, etik açıdan kendisi ve ailesi ile ilgili iddialar konusunda da açıklama yapmasını gerektiriyor.
İşin doğrusu bakanlık, başbakan yardımcılığı hatta başbakanlık dahi parasal anlamda çok yüksek geliri olmayan görevler. Başka gelir olmadığı sürece, bu görevler nedeniyle ödenen ücretlerle, ciddi yatırımlar yapmak mümkün değil. Örneğin, yıllardır siyasetin içinde olan, geçmişte Maliye Bakanlığı yapan şu andaki hükümetin de Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten Doç.Dr. Abdüllatif Şener’in, “Hayatımda hiç 50.000 Dolarım olmadı. Bu para, bir siyasetçi için çok büyük bir para” sözü de bunu doğruluyor.
KAYNAĞI VE VERGİSİ
Malvarlığının açıklanmasına gelince; malvarlığının liste halinde açıklanması yeterli değil.
Malvarlığındaki artışın kaynağı da açıklanmalı. Örneğin, hangi işten ne kadar kazanç elde edildiği, şirket hissesi satış kazancı, ücret ve kira gelirleri, miras kalan mallar, totodan, piyangodan çıkan paralar, düğünde gelen takılar belirtilirek açıklanmalı.
Bunlar açıklanırken, hangi kazancın hangi yıllarda beyan edildiği ve kaç lira vergi ödendiği de belirtilmeli. Miras kalan bir mal varsa, bunun veraset ve intikal vergisi beyanı ve vergisi açıklanmalı. Beyana tabi olmayan ancak vergisi kaynakta tevkif (kesinti) yolu ile ödenen mevduat, telif kazancı ya da bir yıllık süre geçtikten sonra satılan hisse senetleri ya da dört yıllık süre geçtikten sonra satılan gayrimenkullerden sağlanan vergiye tabi olmayan kazançlar varsa, bunlar da belgeleriyle açıklanır. Bu arada, düğünde takılan altın ve mücevheratın satışından elde edilen gelirler varsa, bunların da belgesi, ortaya konabilmeli. Kuşkusuz, eş ve çocuklara ait malvarlığının kaynağı da aynı şekilde açıklanmalı.
Kamuoyu vicdanı açısından kaynak, malvarlığından daha önemli.
Paylaş