Hemen belirtelim, bu cennete herkes gidemiyor.Gidebilenler sınırlı.Cennete gidebilmek için, öncelikle "bol para" gerekiyor.
Ancak bununla da bitmiyor. Bir ayırım daha var. Örneğin, vakıflar ve dernekler gidebiliyor.
Sadece vakıflar ve dernekler değil, sendikalar ve ticaret odaları da gidebiliyorlar...
VERGİ CENNETİ
1 Ocak 2006 tarihinden itibaren; dernekler, vakıflar, sendikalar ve ticaret odaları ile benzeri kurumlar, "vergi" ile tanıştılar.
Bunların, bankadaki mevduatlarının faizinden, 2006 yılına kadar, hiç vergi kesilmiyordu. Bir yasa maddesi ile 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren sistem değişti ve "yüzde 15 stopaj (vergi kesintisi)" yapılmaya başladı (Gelir Vergisi Kanunu Geçici Md. 67).
Öyle ki "İşsizlik Sigortası Fonu"nun, bankalardaki 26 milyar YTL civarındaki mevduatının faizinden yüzde 15, bono ve tahvil faizlerinden yüzde 10 vergi kesilmeye başlandı...
Bu arada, "vergi cennetleri" ortaya çıktı. Hemen ardından da bu cennetlere gitmeler başladı.
HANGİ CENNET?
Bu cennet, bildiğinizden farklı bir cennet. Sözünü ettiğimiz cennet, haritada yerini dahi bulamayacağınız "vergi cenneti" bazı ülkeler.
Bir kısmının nüfusu 5 bin kişi, vergi mükellefi sayısı 25 bin kişi!.. Örneğin; Isle of Man, Labuan, Navru, Jersey, Guernsey, Maderia, Nevis, Niue bunlardan bazıları (Bu konuda geniş bilgi için Bkz. Onur Kızılot, "Vergi Cenneti Ülkeler ve Avantajları", Yaklaşım Dergisi, Sayı:75, s. 172-173).
Kurumlar vergisinden muaf olan vakıflar ve dernekler ile futbol kulüpleri, sendikalar, ticaret odaları, sanayi odaları vs.
Türkiye’deki banka aracılığıyla, vergi cenneti ülkelerden herhangi birinde "off-shore hesap" açtırıyorlar. Vadesi dolduğunda, mevduatlarını ve faizini çektiklerinde, faiz ödemesi net (stopajsız) oluyor.
Böyle olunca da vakıflar, dernekler, sendikalar, ticaret odaları vs. cennette hesap açtırıp, faiz gelirlerinden vergi ödemiyorlar!..
HERKES GİDEMİYOR
Yukarıdaki açıklamaları okuyunca "Aman ne kadar iyi, biz de cennete gidelim. Vergi de ödemeyelim" diye düşünmeyin. Bu cennete herkes gidemiyor.
Daha doğrusu gitseler de vergi yönünden bir anlam ifade etmiyor.
Gerçek kişiler, vergi cenneti ülkelere gitseler bile, cennetteki "off-shore" hesaplarından, 2007’de elde ettikleri 900 YTL’yi aşan faiz gelirini, Türkiye’de beyan etmek ve gelir vergisi ödemek zorundalar (GVK Md. 86/1-d).
Aksi halde "vergi kaçakçısı" durumuna düşerler. Maliye, ileride bunu tespit ederse; vergisini, gecikme faizini ve vergi ziyaı cezasını alır. Sonunda, astarı yüzünden pahalı olur.
Kurumlar vergisi mükellefi olan şirketlere gelince, onların off-shore hesap faiz geliri de Türkiye’de vergiye tabi.
Hatta vergi cenneti ülkedeki şirkete yaptırdıkları hizmet, danışmanlık, proje, organizasyon ve benzeri hizmetler de vergiye tabi. Belli özellikleri taşıyan mal alımları da bu kapsama giriyor.
Yeni kurumlar vergisi yasasında, vergi cenneti ülkelere yapılacak bu tür fatura ödemelerinden, yüzde 30 vergi kesintisi (stopaj) öngörülüyor.
Özetle, şirketler, sahte cennetlere pek itibar etmesinler.
Şimdi diyeceksiniz ki, "Cennete gidemeyenlerin suçu ne?"
Haklısınız ama biz ne yapalım.
Vergi yasaları düzenlenirken, bazılarına, vergi cennetlerinde, özel yerler ayrılmış. Bazılarına da "size yok" denilmiş...