Vicdan ve merhamet

DİN olgusunu otantik kültür seviyesine indirgeyen toplumlar aklın rehberliğinde bireysel farkındalıklarını yetkinleştirirken, “vicdan” denilen bir kalite üretmişlerdir. Vicdan dinamiği ile beslenen süreç tüm toplumu kapsayacak adil düzen arayışını tetiklemiş ve insanlık adına “evrensel hukuk” dediğimiz ilkelere ulaşılmıştır.Evrensel hukuk; her türlü ayrıcalığı reddeden, bir arada barış içinde yaşamayı öngören ve yaygınlaştığı ölçüde çok kültürlü bir toplum örgüsünün taşıyıcı kolonlarıdır. Bu sürecin pratik yansımaları Avrupa Birliği projesi ve Kopenhag Zirvesi sonuç bildirgesidir. Batı dünyasının uygarlık birikimi, zorluklar yaşanıyor olsa da, istikametini bu esasa göre belirlemektedir.

Haberin Devamı


Özetle evrensel hukuk; çağın gereklerine göre, entelektüel birey vicdanından neşet ederek, başta temel hak ve özgürlükler olmak üzere, insan odaklı bir anlayışla, tüm bir ekosistemi sarmalayan bir değerler silsilesinde tek tek bireylerin toplumsal mutabakatını ifade eden bir uygarlık seviyesidir. Öykünün diğer cephesinde de oldukça önemli bir geçmiş söz konusudur. Dini esaslarla idare edilen toplumlarda vicdani kalite, dolaylı yönden “merhamet” kavramı ile ikame edilmiştir. Toplumsal sorumluluğa dönüşecek bireysel insiyatif bu defa “Allah adına, onun rızası için” yapılan, bağışlayıcı bir sevgi tutumu üzerinden kavranılmaktadır.
Kutsal metinler, insana dair “kaza ve kader” çerçevesinde “kısmi (cüzi) irade” yeteneği bahşedildiğini ifade ederler. Kuran’a göre “hayır ve şer” insan aklının tercihidir. Görüldüğü üzere uhrevi kaynak bireyselliğe adeta ip atmaktadır. Hal böyle olunca çok kültürlü, barış içinde yaşayan bir insanlık idealine bahse konu özgün medeniyet değerleri itibarıyla hiçbir engel yoktur.
Nitekim, Batı’nın 2000 yılda eriştiği Avrupa Birliği projesi ilk örneğini İslam’ın başlangıcında “Medine Sözleşmesi” ile oluşturmuş, farklı dinden insanların, dışarıya birlik prensibinde, birbirlerine saygı göstererek beraber yaşamaları hayata geçirilmiştir. Ne yazık ki sonraları İmam Gazali ile “akli yorum” askıya alınmış, dünyevi değerler itibariyle ülkeler liginin alt sıralarına gerilenmiştir. Neticede evrensel hukuka çok önceden ulaşabilecek bir büyük potansiyel heba edilmiştir. Bu durumda geriye, hakim otoritenin her şekilde çarpıttığı, manipülasyona müsait bir aAdalet” anlayışı ile idare edilme durumunda kalınmış, onun tezahürü olarak barışa hasret bir kargaşa coğrafyasına mahkûm olunmuştur.

Yazarın Tüm Yazıları