Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız!

Psikolog ve Milli Sporcu Deniz Kayadelen, ulusal ve uluslararası alanda bir çok ödülü olan rekortmen, dünya şampiyonu bir yüzücü. Buz Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil eden ilk kadın sporcu olan Deniz Kayadelen, bu yıl 100 metre ve 50 metre kelebekte eksi 3 derecelik suda dünya şampiyonu oldu. Bununla da yetinmedi dünyanın en zorlu parkurlarından olan Manş Denizi’ni geçerek büyük bir başarıya imza attı.

Haberin Devamı

MANŞ Denizi’ni geçen kadınlarda 5’inci Türk, genelde ise 17’nci yüzücü olan Deniz Kayadelen aynı zamanda meslek hayatında değişim ve yetenek yönetimi konusunda uzmanlaşmış bir yönetim danışmanı. Röportajımızda, Manş Denizi sürecinin kendisi için bir kişisel gelişim yolculuğuna dönüştüğü anlatan milli sporcu, “Korku, acı ve engellere rağmen anladım ki yapabileceğimizi sandığımızdan çok daha fazlasıyız. Yeter ki içimizdeki cevhere inanalım ve onu ortaya çıkartmaktan korkmayalım” diyor.

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız

Buz Dünya Şampiyonası’ndaki başarılarınızın ardından Manş Denizi’ni yüzerek adınızı tarihe yazdırdınız. Manş hayali sizin için ne zaman başladı?
- Bu yıl Buz Dünya Şampiyonası’nda 100m ve 50m kelebekte eksi 3 derecelik suda dünya şampiyonu oldum. Geçen yıl da 500m ve 250m serbest de dünya şampiyonu olmuştum. Bu yıl aynı zamanda Manş Denizi’ni 20 Temmuz’da 15 saat 8 dakikada yüzerek küçüklüğümden beri istediğim 20 yıllık hayalimi gerçekleştirdim. Ben açık yüzme yarışlarını keşfederek, Datça’da antrenman yapmaya başlamıştım. Dağcıların Everest hayali gibi bir açık su yüzücüsünün en büyük hayali de Manş Denizi’ni geçmek oluyor. Ancak ben Marmaris’te bir milli takım elemesinde hipotermi geçirince bu hayalimi ertelemek zorunda kalmıştım. Dört yıl önce, tek başıma yüzemem ama en azından ekip ile yüzerim diyerek soğuk su antrenmanlarına başladım. Aynı zamanda meditasyon yapmaya başladım; çünkü fark ettim ki ne kadar fiziksel olarak zorlasan da zihnin hazır olmazsa seni negatif şekilde engelliyor. Sana sürekli, “Öleceksin! Çok tehlikeli, çık sudan,” diyor. Ben de bu negatif düşüncelerin etkisi altında kalıp hemen sudan çıkıyordum.

Haberin Devamı

KORKULARIMI AŞTIM

Aslına bakarsanız soğuk su yolculuğu benim için bir kişisel gelişim yolculuğuna da dönüştü. Bu yolculuk aynı zamanda korkularımla baş edip duygularımı pozitife dönüştürme, vücudumu daha iyi tanıma, zihnimi daha iyi kontrol edebilme yolculuğuydu. Soğuk suyun etkilerini araştırdığınız zaman fiziksel olarak hem mutluluk hormonu salgılıyor hem bağışıklık sistemini güçlendiriyor, dinçleştiriyor. Manş’tan önce Kuzey Kanalı’nı geçip, sınırları aştıkça daha neler yapabilirim diyerek buzlu sulara attım kendimi. Ama en büyük zorluk; korkuları aşıp Manş’ı yüzmeye karar vermekti.
Manş Denizi’ne, yüzücülerin Everest’i denmesinin sebebi nedir?
- Ben bu tanımlamayı yaşayarak gerçekten anlamış bulundum. Çünkü normalde bir yarışmaya gittiğinizde günü saati bellidir, kendinizi mental olarak ona göre hazırlarsınız. Ancak Manş öyle değil! Yüzeceğiniz gün ve saat hava şartlarına, dalgalara, gel git durumuna göre değişiyor. Hava kötü ise gününü kaçırıp bir yıl daha bekleyenler oluyor. Benim yüzeceğim sekiz gün içinde ise bana dördüncü sıra verilmişti. Manş’a gideceğim gün antrenörüm arayarak “Sana kötü bir haberim var, hava şartları hiç iyi görünmüyor” dedi. Moralim düştü; çünkü hazırlık süreci, işleri organize etmek, izin almak hiç de kolay şeyler değil. Her şey yolunda gidecek mi kaygısı ile bir belirsizliğin içine atlasam da bir yandan da ümidimi korumaya çalıştım.

Haberin Devamı

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız

DÖRT GÜN HASTA YATTIM

Her şey planlandığı gibi mi gitti peki?
- Manş’a gidince hava şartları kötü olduğu için ilk üç gün kimse yüzemedi. Bu sürede antrenmanlar yaptım. Hava düzelince ilk kişi yüzdü ama önümde iki kişi daha vardı. Üçüncü gün o kadar stres oldum ki hastalandım ve dört gün otel odasında yattım. Bir yandan da iyileşmeye çalışıyordum; Türkiye’den antrenörüm gelmiş, Güney Afrika’dan spritüal koçum gelmiş. Bir daha böyle bir ekip toplanabilecek mi endişesi de vardı. Dört gün sonra, “İki gün sonraya hazır ol yüzebilirsin” dediler. Sağlık açısından endişem vardı ancak doktorum yapabilirsin deyince, artık hastalık da olsa yüzmek istiyordum.

Haberin Devamı

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız

YÜZMEYE GECE YARISI BAŞLADIM

Yüzme anı gelince nasıl hazırlıklar yaptınız?
- Kaptandan haber alınca dört günlük mola sonrası suya atladım. Hastalık sürecinde mental hazırlık da yaptım; soğuk suyla daha iyi başa çıkmak, korkumu yenmek için hipnoz da aldım. Hedefe kilitlenmiştim. Dolayısıyla o 15 dakikalık yüzme keyifli geldi. Ertesi gün 15 saatlik süreç için hazırlıklar başladı. Her 45 dakikada alacağım karbonhidrat tozuyla karışmış sıcak su, hurma, enerji jeli, ağrı kesici gibi her şeyi hazırladık. O gün yola çıktık ve bana gece yarısı yani 00.00’da yüzmeye başlayacağımı söylediler. Oysa ben sabaha doğru 4 gibi başlarım, bir saat geçer gün sonra gün ağarır diye düşünüyordum. Ancak öyle olmadı!
Gece yüzüşü sürpriz olmuş, hava nasıldı?
- Acayip dalgalı bir havaydı. Bana moralim bozulmasın diye normal olacak demişlerdi. Çünkü biliyorlar bu işin yüzde altmıştan fazlası kafa, yani mental işi. Suya bir girdim; dalgalı, karanlık ve soğuk. Tamam dedim, yol artık bu! Teknenin ışığını takip ede ede dört saat devam ettim. Bana hep “Hedefini büyük düşünme; yani 15 saat nasıl gideceğini düşünmeden yolunu 40 dakika gibi düşün, saate hiç bakma” dediler. Ben de sadece yemek molalarıma odaklandım. Antrenörüm ile de bağlantıdaydım hep, durumum nasıl diye konuşuyorduk. Ama yüzmenin ilk üç saatinde ise ekibin çoğu dalgalardan hastalandı, bana bakamadılar.

Haberin Devamı

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız

ELİM AYAĞIM UYUŞTU

Mental hazırlığınızı yapmıştınız ama ağır grip geçirmişsiniz. Saatler ilerledikçe nasıl oldunuz?
- İlk üç saatten sonra ise soğuk alana denk geldim ve daha çok üşümeye başladım. Nasıl bitireceğim bu yüzüşü diye düşündüm. Saate bakmıyordum ama en azından 5 saat sonra havanın aydınlanacağını tahmin ediyordum. Ama hava aydınlanmadan benim elim ayağım uyuşmaya başladı ve ellerim açık yüzmeye başladım, hızım düştü. Hemen kaynar su ile karışık su verdiler. Benim soğuk suda kalçam kitlenir. Dördüncü saatte de kalça kitlenmesi yaşadım ve ayak vuramamaya başladım. Hastalıktan dolayı vücudum kırılır gibi oldu, enerjim düştü yani. Hemen ağrı kesici ve enerji jeli istedim, devam ettim.

Haberin Devamı

GEL GİTE YAKALANDIM

Hava aydınlanınca neler oldu?
- Dördüncü saatten sonra gün doğuşu başlayınca moral oldu. Çünkü en zorunu atlatıyorsun; hava bulutlu olsa da aydınlık olacak, su ısınacak diye düşünüyorsun. Ben bu moralle bir 6 saat daha gittim. Ve 10’uncu saatteyken Fransa’yı görmeye başladım. Yalnız fark ettim ki bu kez de gidiyorum gidiyorum ama aynı yerdeyim. Dalgalar vardı ve gel git başlamıştı! Bu sefer enerjim de moralim de çok düştü. Fransa kıyısına çıkabilecek miyim, karayı görebilecek miyim endişesi başladı. Ekiptekiler de bir yandan “Dalgadan daha hızlı olman lazım ki ilerleyebilesin” diyorlardı. Yoksa gel giti kaçıracaktım, geri gidecektim ve yüzme bitecekti. Orada çok kritik bir nokta vardı. Belli bir zamana kadar Fransa’ya sonrasında İngiltere’ye geçiyorsun. Tam o İngiltere’ye yeniden itme zamanında ben aynı yerde sayıklıyorum gibi hissettim. Bitiş haritamda göreceksiniz ‘finish’ sandığım yerden tamamen kayıyormuşum.
Tekrar motivasyonunuzu nasıl sağladınız?
- Antrenörüm “Aksi mümkün değil, hızlı hızlı yüzeceksin” dedi. Motivasyon için yanıma yüzücü koyma hakları var. Yüzücü arkadaşım yanıma geldi ve on birinci saatte birlikte yüzdük. On ikinci saatte ise genizlerim doldu, boğazım şişti. Nefes alamamaya başladım. Üç kolda bir nefes yerine beş kola dönmüşüm, yorgunluktan artık fark edemiyordum. Antrenörüm hemen uyardı ‘sık sık nefes al’ diye, yoksa nefessiz kalıp bilincimi kaybedebilirdim. Ekibin yanımda olması bu nedenle çok önemli.

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız

O GURUR ANLATILMAZ

Ya son saatler ve dakikalardaki ruh haliniz?
- Fransa’yı gördüğümde artık yaklaştım, ha bitti ha bitecek diye diye yüzmeye devam ettim. Beyin olarak üç saat daha olduğunu bilsem belki bırakabilirdim! Son 40 dakikadaki modumu ise anlatamam. Sesim gitti, nefes almakta zorlandım; ama çok mutluydum gülücük ata ata yüzüyormuşum öyle dediler. Hedefime ulaşıyordum artık. Zaten o Fransa kıyısına çıktığımda, istediğin şeye ulaşma mutluluğu, o gurur anlatılmaz... Hani sanki savaşmışsın da hala yaşıyorsun hissi gibi. Adeta dans ettim, kıyıda hopladım, zıpladım. O an dünyalar benim oldu; çünkü çok istiyordum.

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız

KENDİMLE MÜCADELE ETTİM

Diğer şampiyonluklarınızda yaşadığınız duygulardan farkı neydi?
- Farkı şuydu, diğer yarışta saliselerle başka insanlarla yarışıyorsunuz. Zihin olarak rakiplerinizle de uğraşıyorsunuz. Buz şampiyonluğunda da hayatta kalma mücadelesi gibiydi. Ama Manş Denizi, kendimle mücadeleydi, başkalarıyla değil. Bambaşka bir boyuttu, sanki surreal. Korkuyu, acıyı yeniyorsunuz, doğayla kucaklaşıyorsunuz. Bedenen ve zihnen o kadar hızlı geçiyor ki! Bambaşka bir haz, hiçbir yerde bu kadar almamıştım.

SANDIĞIMIZDAN FAZLASIYIZ!

Siz aynı zamanda bir psikologsunuz. Yönetim danışmanlığı yapıyorsunuz. İnsanlara korkularını ve kaygılarını yanlarına almalarını, yaratıcı düşüncelerini geliştirmelerini tavsiye ediyorsunuz. Manş’ı geçmenin hayatınıza ne gibi katkıları oldu. Siz farklı ne önerilerde bulunuyorsunuz?
- Benim için çok zorlu bir süreçti. Hem kendi enerjimi yönetmek hem zamanımı, işimi, özel hayatımı yönetmek, kolay olmadı tabii. Ama şunu öğrendim ki gerçekten bir şey istediğin zaman seni kimse alıkoyamaz. Hani çoğumuz deriz ya, ben asla şunu yapamam, diye. Hayır, gerçekten istediğin zaman mutlaka bir yol bulup bir şekilde yapıyorsunuz. Diğer bir öğreti de şuydu; yapabileceğimizi sandığımızdan çok daha fazlasıyız. Yani şu an dönüp kendime bakıyorum; 15 saat nasıl yüzdüm, bedenim nasıl 16 derecelik suda kaldı? İnanamıyorum, hâlâ şaşırıyorum yaptıklarıma! Şunu psikolog olarak biliyordum ama sporcu olarak da bedensel olarak kanıtladım; hepimiz potansiyelimizin minimum yüzde ellisinden fazlasını yapabiliriz. İş hayatı, özel hayat, spor hayatı ne olursa fark etmez. İstiyorum ki benim yaptıklarım da herkese ilham olsun. Zorlu bir mücadeleden sonra içimde bir cevher, bir güç vardı, o çıktı ortaya. Kendime güvenim de arttı. Dolayısıyla herkese şu mesajı vermek isterim; içimizdeki cevhere inanalım ve onu ortaya çıkartmaktan korkmayalım.

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyız

ÖNCE KENDİNİZE İNANIN

Konfor alanımızdan çıkmaktan korkuyoruz değil mi?
- Kesinlikle! Oysa keşfedilmemiş potansiyelimiz daha çok limitlerin ötesinde yani konfor alanımızın dışında oluyor. Konfor alanın içinde o rutinde hep aynı kalıyoruz. Hep yaptığım şeyi yapayım, insanlar beni eleştirmesin, annem babam ya da patronum beni sevsin diyoruz. Konfor alanın dışına çıktığınızda ise zorluklar başlıyor. Bunu Manş sürecinde ben de yaşadım. Annem, sevdiğim insanlar hem bir yandan destek oluyordu hem de niye yaptığımı sorguluyordu. Ama gerçekten istediğiniz zaman, bu benim yolum, kendimi bu şekilde ifade etmek istiyorum diyorsun. Zor da olsa yalnızlık da olsa Manş bir anlamda kendimi ifade etme yolculuğumdu. Siz de iç sesinizi dinleyin. Ne istiyoruz gerçekten, tutkumuz ne? Hayatımı nasıl ifade etmek istiyorum? Bu sanat olur, müzik olur, spor olur, sadece iş hayatı da olabilir. Doğru yanlış diye bir şey yok! Gerçekten sandığımızdan çok daha fazla olduğumuza ve kendimize inanma yolculuğu bu.

Manş Denizi’ni geçen Deniz Kayadelen: Sandığımızdan daha fazlasıyızLİMİTLERİN ÖTESİNDE

Bir de kitabınız var; “Limitlerin Ötesinde” diye. Şimdi o kitaba Manş da eklenecek sanırım? Yeni hedefler var mı?
- Kitabımda da korkunun en büyük dostumuz olduğunu, çünkü gelişim alanına katkıda bulunduğundan bahsediyorum. Korkuyu düşman olarak değil ama bizim gelişebileceğimiz, nasıl daha iyi olabileceğimiz bir alan olarak görmek lazım. Zaten o korku alanını geçtiğimiz an, gelişim alanımız başlıyor. Ceres Yayınları’ndan çıkan Limitlerin Ötesinde kitabımda da beden zihin ürünü oluşturma egzersizi üstüne de değiniyorum ve okuyucular gerçekten teorik bilgi değil, pratik bilgiler de kazanıyorlar. Kitabın İngilizcesi de Amazon’da Bestseller arasında yer aldı. Şimdi ise “Korku En Büyük Dostum” adlı bir kitap yazmak istiyorum. Yüzme her zaman hayatımda olacak zaten. Yine farklı yerlerde Türkiye’yi temsil etmek amacındayım.

ZİHİN, BEDEN VE RUH BÜTÜNLÜĞÜ

Cumhuriyetin 100’üncü yılında arka arkaya kadın sporcularımızın başarıları ile gururlanıyoruz. Var mı yarının sporcularına da mesajınız?
- Herkesi tek tek tebrik ediyorum. Tüm başarılar kadının ve elbette isteğin gücünü gösteriyor. Gerek yüzme de gerek voleybolda, sandığımızdan çok daha fazlası olduğumuzu gösteren örnekler bunlar. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında hepimize ilham olsun. Daha nice cevherler çıkacak ülkemizden, dünya çapında başarılara imza atacağımız adımlar atacağız. Bu daha güzel başarılar için bir başlangıç. Öte yandan Atatürk’ün dediği gibi, “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” Gerçekten de zihin-ruh-beden bütünlüğü olması lazım ki içimizdeki cevher de ortaya çıkabilsin. Dolayısıyla ebeveynlerin çocuklarının sağlıklı gelişimi için üç beden bütünlüğüne dikkat etmesi çok önemli.

Yazarın Tüm Yazıları