Paylaş
Tasarıma ilgiliydi. Kendini geliştirmek için bu alanda eğitim aldı. Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun oldu. Ardından da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni bitirdi. İlk olarak İstanbul’da çalışmaya başladı. Tekstil sektöründe farklı büyüklükteki firmalarda çalıştı. Bir süre desen tasarımı üzerine çalıştıktan sonra Tasarımcı asistanı olarak iş buldu. Bu firmada işi öğrendi. Kendisini en çok burada geliştirdi.
Yeteneklerini sergiliyordu. Güzel işlere imza atıyordu. Çevresinin de teveccühünü kazanan Ezgi, tavsiyelerle birçok firmadan teklif almaya başladı. İstanbul’un dışından da çağrılıyordu. Bursa’dan gelen güzel bir teklifin ardından memleketine geri döndü.
Bursa’da da farklı firmalarda çalıştı. Deneyimler elde etti. Ancak Bursa’da çalışmakta zorlanıyordu. İstanbul’da çalışırken, yöneticilerinin teşvikiyle daha özgürdü ve tasarımcının daha özgür bırakılması gerektiğini düşünüyordu.
CESARET VE İNANÇ
Son çalıştığı yerde de katı kurallar yaşayınca mutsuz olduğunu hissetti. Farklı bir adım atması gerektiğine inanıyordu. Kendi işini kurmasının zamanının geldiğini düşünüyordu. İstifa etti. Bazı endişeleri vardı. Sermayesi yoktu. İş yerini kurduğunda yeni ev almıştı. Borcu vardı. Piyasaya tutunma konusunda tereddütlüydü. Onu en fazla motive eden durum cesaret ve kendine olan inancıydı.
TASARIM SATTI
Vişne Caddesi’nde 60 metrekarelik bir atölye kiraladı. Kredi kartıyla iki dikiş makinesi aldı. Atölyeye bir bilgisayar, bir de masa koydu. İmalatçı firmalara tasarım satacaktı. İşyerini açtıktan hemen sonra siparişler gelmeye başladı. Ön ödemelerini yapanlar dahi vardı. Bir süre böyle çalıştıktan sonra üretime yönelip, kendi markasıyla çalışmak istiyordu.
KOSGEB DESTEĞİ ALDI
KOSGEB’in sunduğu destekleri gördü. Girişimcilik eğitimi aldı. İş planı kuruldan geçti. Girişimde bulundu. Kalıpların alınmasında KOSGEB desteğinden faydalandı. Aynı zamanda eleman desteği de gördü.
BİNLERCE TASARIM
İşleri yoluna girmişti. Tasarımları çok beğeniliyordu. Binlerce adet tasarım yapıyordu. Müşterilerinin müşterileri bile sormaya başlamıştı. Ancak çok yakın yaş grubu ve tarzda üretim yapan firmaları kabul etmiyordu. Zamanla Bursa’nın yanı sıra Gaziantep, Adana ve İstanbul’a da tasarım satmaya başladı.
EŞİYLE GÜÇBİRLİĞİ YAPTILAR
Bu sırada farklı alanda çalışan eşi firmaya katılarak, güç birliği yapmıştı. Ardından ‘Kendi markamızla üretim yapmanın zamanı geldi’ diyerek, karı-koca üretime yöneldiler. İlk açtıklarında Ezgi’nin hoşuna giden İtalyanca kimyon anlamına gelen Cumino markasının tescilini almışlardı. Markalarını da bu isim üzerine kuracaklardı.
ÜRETİME BAŞLADI
Üretime başladıklarında 2013 yılıydı. Tek yelek üretim denemesi yaptı. Bir sezon bu şekilde üretimini sürdürdü. Ancak sonucu çok mutlu etmedi. İnsanlar takım mantığı ile alışveriş yapıyordu. Tek parça almıyorlardı. Sonraki sezon erkek çocuk için ikili ve üçlü takım yaptı. Büyük başarı sağladı. Markaları tanındı. Talepler arttı. 3 sezon erkek takımı yaptı. Müşteri talepleri doğrultusunda kız koleksiyonları da üretmeye başladı. Üretim yelpazesini 6 aydan 8 yaşa kadar genişletti.
İLK İHRACAT
Bursa’da düzenlenen ilk Bebe-Çocuk Fuarı’nda güzel bir gelişme oldu. Firmanın ilk ihracatı gerçekleşti. Suudi Arabistan’dan gelen firma yetkilileri, firmanın koleksiyonunu inceledi. Sonrasında da yaklaşık 60 bin liralık erkek çocuk takımı siparişi verdiler.
13 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ
Marka olma hedefiyle çıktıkları yolda şimdi Vişne Caddesi’nde 4 katlı, bin 100 metrekare alanda faaliyet gösteriyor. 12 çalışanı bulunan firma, fason atölye çalışanları ile yaklaşık 60 çalışana hitap ediyor. Geçen yıl 1 milyon 500 bin TL ciro gerçekleştirdiklerini söyleyen Cumino Markası Kurucusu Ezgi Danişment Çetinel, “13 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bunların yüzde 60’ı Arap ülkeleri, yüzde 40’ı ise Kuzey Bloğu ülkeleridir. Sezonda 150 bin ile 200 bin arasında takım yapıyoruz” diye konuşuyor.
HEDEFİMİZ AVRUPA
Farklı olma hedefiyle yola çıktıklarını vurgulayan Çetinel, alışılmışın dışında tasarımlar yapmaya gayret etiklerini belirterek, “Bu anlamda sürekli Ar-Ge çalışması yapıyoruz. Yurt içi, yurtdışı fuarlarının yanı sıra sosyal medyadan da rakiplerimizi takip ediyoruz. Avrupa’ya mal satmak istiyoruz. Belirli bir zaman sonra Avrupa’da mağazalaşmak istiyoruz. Mesela dünyanın en büyük Çocuk Fuarı’na katılmayı hedefliyoruz. Oraya katılma şartları var, çok seçici davranıyorlar. Dünya markaları ile yan yana olabilmek hedeflerimiz arasında” dedi.
ONLİNE SATIŞ
Daha çok yurtdışına çalıştıklarını ve yurtiçinden de çok fazla ürünlerinin sorulduğunu söyleyen Çetinel, “Onun içinde bir çalışmamız var. Yakın zamanda online satış sistemimiz devreye girecek. Bununla ilgili iç piyasaya, direk perakende satış yapmaya başlayacağız. Tatmin edici sonuçlara ulaşırsak, ülke içinde mağazalaşma işi de cebimizde duruyor” dedi.
EN İYİ YAPAN SİZ OLUN
Kadın girişimcilere tavsiyelerde de bulunan Çetinel, güçlü ve cesur olmaları tavsiyesinde bulunarak, şunları söyledi:
“Üniversitede bir hocamız vardı. ‘Ne iş yaparsanız yapın, bir işi en iyi yapan siz olun’ derdi. Bu benim her zaman aklımda kaldı. Onun için bende bu işi seçtim. En azından sektör içinde bu işi en iyi yapan olmaya çalışıyorum. Herkesin bir uzmanlığı olmalı. Bir konuda en iyi olmalı. En iyi olmaya çalışsınlar, korkmasınlar. Benimde en iyi olduğum alan tasarım.”
SPOR VE ŞIK KIYAFETLER
Ürünlerinde fark yaratmaya çalıştıklarını yineleyen Çetinel, “Kendi çocuğuma giydirmeyeceğim hiçbir ürüne girişmiyoruz. İki oğluma da bu tasarımları giydiriyorum. Kumaşın, baskısına, nakışına, çocuğun tenine rahatsız etmeyecek en ince ayrıntısına kadar düşünüyoruz. Bu bizi farklı kılan noktalardan birisi. Spor ve şık kıyafetler yapıyoruz” diye konuştu.
YENİ SEZON
Bu sezon çocuklarda parlak kumaşların öne çıkacağını belirten Çetinel, “Silver ve gold temalarımız var. Simli, ışıl ışıl koleksiyonlar var. Önümüzde yaz için ‘Marine’ teması var. Erkek çocuklar, bandanalı, deri yelekli, ‘Vahşi Batı’ temalı ürünler olacak. Asker temalı ürünler var” dedi.
Paylaş