“Aşkından bir anı tut’’ isimli şarkının sözü ve bestesi Serdar Aslan’ın kendisine , düzenlemesi ise Serkan Ölçer’e ait. Şarkıyı dinler dinlemez az önce bahsettiğim antidepresan etkisi başlıyor. Pozitif , umut dolu sözler ve olduğunuz yerde gülümseyip , ufak ufak dans etmenize vesile olan düzenlemesi ile gayet mutlu bir şarkı olmuş.Ben şarkıyı dinleyince büyük bir aşk müzikalinin son sahnesi canlandı gözümde. Ne olursa olsun geçmiş aşk acılarına takılmanın nafile , umutla yarınlara bakmanın gerekliliğinin altını çizen şarkı Serdar Aslan’ın güzel yorumuyla birleşmiş ve ortaya keyifli bir şarkı çıkmış.
Gökhan Tepe, Gökhan Türkmen, Hakkı Yalçın, Ayla Çelik, Funda Arar, Şebnem Sungur, Zafer Aslan, Suzan Kardeş, Emre Kınay, Keremcem gibi isimlerle birlikte çalışmalara imza atmış olan Serdar Aslan’in ilk single çalışması “ Aşkından bir anı tut” bundan sonra yapacağı şarkıların bir habercisi niteliğinde olmuş.
YENİ BİR SES
Volga Tamöz yeni yetenekleri bulup çıkarmayı çok sever. Geçtiğimiz günlerde Cem Yenel isimli genç bir yeteneği bizlerle tanıştırdı. Sözü Murat Güneş’e , müzik ve düzenlemesi Volga Tamöz’e ait olan “Aşk bu biter mi” isimli ilk şarkısıyla görücüye çıkan Cem henüz 22 yaşında.
Müzik aşkı ezelden gelenlerden. 3 yaşında müziğe kulağının yatkınlığı keşfedilip , 8 yaşında piyano çalmaya başlamış. O zamandan bu zamana okul orkestraları , konserler derken iyice pişmiş. Eğitimine halen Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden Cem’in bana göre bana göre en büyük şansı müzik yolculuğuna çıkarken prodüktör olarak Volga Tamöz ile karşılaşması olmuş. Video klip aşamasında işinin bir diğer ehli Nihat Odabaşı ile çalışan Cem , geçtiğimiz günlerde Ajda Pekkan ile aynı sahneyi paylaşarak kısa sürede şansının yaver gittiğini göstermiş oldu.
Dönemin sevilen yabancı şarkılarına yazılmış Türkçe sözler ve gayet modern altyapılarla 2 güzel albümü müzikseverlerin arşivine yollamış ve gayet sevilmişti. Sonrasında ne oldu ve neden albüm yapmadı bilinmez ama çeşitli oluşumlar içinde yer alıp müzikten kopmadığının sinyallerini bizlere her zaman verdi.
Son yıllarda eşi Kemal Şimşekyay ile hit olmuş birçok parçanın altına imza atan Ayşen , zamanın trendlerini yakalayan , slogan olması çoğunlukla garanti şarkılarla kısa sürede popçularımızın sık sık kapısını çaldığı bir isim oldu. Tüm bu gelişmeler olurken onu 90’lı yıllardan tanıyıp , seven biz müzikseverlerin solo albüm beklentisine gecikmeli olarak bu yaz sonu cevap veren Ayşen , “ Bunlar var ya “ ile giderli şarkıların ağa babasını ortaya bıraktı. Eminim şarkı çıktıktan sonra “ Ben bu şarkıyı nasıl kaçırdım “ diyen şarkıcılarımız olmuştur. Çünkü gerek nakaratı gerekse alt yapısı ile günümüzde aranan tüm vasıflara sahip bir kulüp şarkısı olmuştu “Bunlar var ya”.
Keşke yaz başı çıksaydı dediğim şarkı, gerekli tanıtımlar yapılırsa bu kış boyunca bizi bol bol dans ettirir diye düşünüyorum. Ayşen’i eskiden beri dinleyenlerin bazıları bu şarkıyı ilk dinlediğinde yadırgayıp şaşırmış olabilir. O zamanlar solist olarak çıkardığı şarkılar gerek vokal gerekse aranje olarak daha batı olduğu için şu an yaptığı müzik günümüz pop dünyasının gerektirdiği türde olmuş. Ben her iki Ayşen’i gayet sevdim. Bundan sonraki şarkılarında eminim daha başka türlerin altından nasıl başarıyla kalkabileceğini kendisini yeni tanıyan genç nesile gösterecektir.
BU SESE DİKKAT
Geniş kitlelerle buluşmasını arzu ettiğimiz sesler vardır. Selcan Asyalı bunlardan biri. Geçtiğimiz ay çıkardığı “ Şansın Vardı “ şarkısı ile dikkatimi çeken ve biraz araştırdığımda diğer şarkılarının da gayet sağlam olduğunu gördüğüm Asyalı , sakin ve emin adımlarla müzik dünyasında ilerliyor. Son çıkan şarkısı “ Şansın vardı”nın altında Onur Özdemir’in imzası var.
Üretime asla ara vermeyen Madonna, 60 yaşına girerken yeni albümünün çalışmalarına tam gaz devam ediyor. Bizleri bu sefer nasıl bir yenilik bekliyor albüm çıktığında hep beraber göreceğiz. Yeni yaşına Medine’de girecek olan kraliçe , eminim oradaki yolculuğundan edindiği tecrübeleri , etkilendiği şeyleri müziğine yansıtacaktır. Bu nedenle yeni albüm için heyecanım ikiye katlanmış durumda.
Pop müziğindeki ana kraliçe unvanı ile Madonna 80’li yıllardan bize kalan en özel miras. Michael Jackson , Prince , Whitney Houston artık hayatta değil ve biz bu isimlerin şarkılarını dinlediğimizde burnumuzun direği sızlıyor. Bu nedenle yaşı ve yaptıkları konusunda özellikle sosyal medya’da sürekli eleştirilen Madonna’yı rahat bırakmalı ve bizlere yaşattığı güzel zamanlar için teşekkür etmeli. Yaşarken hırpalayıp, öldüğünde satış rekorları kırmasının bir manası olmuyor. O yaşayan bir efsane ve pop dünyası ona çok şey borçlu. İyi ki doğdun kraliçe.
Mutlu aşk var mı yok mu?
“Mutlu aşk da var” diyor Özgür Aras son yazdığı kitapta. Varsa kaç gün sürüyor diye buradan sormak istiyorum kendisine. Ben çevremde mutlu insan göremediğim için aşk durumlarının öyle mutlu mesut ilerleyebileceğine pek inancım yok aslında. Özgür olaylara her zaman pozitif ve yapıcı yaklaştığı için bu kitap ben ve benim gibi düşünenlere bir umut olabilir. “Belki de aşk yanı başımızda ve sonu beklenenin aksine her zaman hüsran değildir.” diyor Özgür.
Umut dolu örnekler var kitapta. “Acaba mı?” dedirten makul olasılıklar sunuyor aşk üzerine. Özgür’ü yakından tanıyan biri olarak yazdıkları bu yüzden çok ütopik gelmiyor. Hepsini bizzat yaşayıp deneyimlemese oturup bunları yazmaz çünkü. Ben Özgür’ü ne zaman görsem aşıktır. Onun için aşık olmaya aşık birisi diyebiliriz. Bundan önceki yazdığı kitabın ismi “ Kapıda aşk var” idi. Aklında aşk olmayanın kanına zorla girmeye yemin etmiş anlayacağınız. Kötü tecrübeleri geride bırakıp , kapıda bekleyen , belki çok yakınımızda olan aşklara karşı uyanık olmamızı söylüyor Özgür kitabında. Kulak verelim ve bu yaz sonunda bakalım dediklerini uygulayanlardan kimler mutlu aşka yelken açmış olacak.
Özgür’de proje bitmez. Ben yeni sezonda kendisinden kitap haricinde yine çok eğleneceğimiz bir mekan bekliyorum. Kim bilir belki üzerinde çalışmaya başlamıştır bile. Umarım tahminlerimde yanılmam. Hadi Özgür yap bir güzellik.
Her güne özel sahne alan bir isim olurdu. Bu kültür zaman içinde kayboldu. Mekanlar canlı müzikten club kafasına geçmeye başlayınca canlı müzik yapan yerlerin sayısı azaldı. Son yıllarda o eski tatları tekrar yakalayan mekanlarda birçok isim sahne alıyor. Özay Bakır yaptığı gece programı ile hem mekanı dolduran hem de o bahsettiğim 90’lı yılların eğlence ruhunu yaşatan başarılı isimlerden biri. Seçtiği repertuar ve orkestrası ile saatlerce tansiyonu hiç düşürmeyerek yaz kış demeden gelen dinleyiciyi gayet keyifli evine yolluyor.
İlk şarkısı “ Kalp”i 2013 yılında çıkarıp , 2016’da “ Toz Duman” ile müzikal yolculuğuna devam eden Özay ,geçtiğimiz günlerde yeni şarkısı “ Aşk Katili”ni dinleyici ile paylaştı. Sözü ve müziği kendisine , düzenlemesi ise değerli müzik adamı Ozan Çolakoğlu’na ait olan “ Aşk Katili” , Özay’ın dinleyici kitlesini daha çok genişleteceğe benziyor. Yavaş ve emin adımlarla ilerlediği yolda ben Özay’ın sahnedeki duruşunu ve yaydığı enerjiyi Kenan Doğulu’ya benzetiyorum. Bundan sonraki sinngle çalışmasında 90’lı yıllardan bir Kenan Doğulu şarkısının yeni versiyonuna yer verirse hiç fena olmaz. Mesela “ Kandırdım “ şarkısı çok yakışır. Özay’ın yeteneklerini yavaş yavaş gösterdiğini ve şu anda ısınma turlarında olduğunu düşünüyorum. İlerleyen zamanlarda ismini daha çok duyacağız.
YENİ BİR YER KEŞFETMEK
Bu hafta röportajını yaptığım Atiye ile Beşiktaş’ta çok güzel bir yerde buluştum. Container isimli bu mekan çok amaçlı bir atölye. Röportaj vasıtasıyla haberdar olduğum bu keyifli yer hakkında aldığım bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Container 2016 yılında Asuman Aktüy Özdemir ve Şemsettin Özdemir tarafından kurulmuş. Multidisipliner bir atölye olan Container da seramik, cam, ebru, cam, tekstil baskı,serigrafi,yaratıcı drama,desen,İllüstrasyon atölyeleri düzenleniyor. Mekanın içinde yer alan sahnede canlı müzik , tiyatro performansları ve dans çalışmaları yapılıyor. Masal anlatım gecelerinden, erbane çalışmalarına, keçe atölyelerinden, film okumalarına kadar zengin bir çeşitlilik sunan mekana girdiğiniz anda hafifliyorsunuz.
Hiç üstümüze vazife olmayan durumların tam ortasında yorum yaparken ya da yapmaya zorlanırken buluyoruz kendimizi. İlla bir ispat çabası içine hissettirmeden sokuluyoruz. ‘Ay yok canım ne alakası var’ demeyin. Biraz düşünün benzer pozisyonlarda kendinizi elbet bulmuşsunuzdur. Tam da bu sebepten bırakın sadece aramalara cevap vermek için kullanın telefonunuzu. Sadece işinizi halletmek için açın bilgisayarınızı. Bir süre Twitter , İnstagram ve Facebook’u gözünüz görmesin. İnanın tüy gibi hafifleyeceksiniz.
Sadece sosyal medya değil , şehir hayatı da artık insanı daraltıyor. Planını programını yapan şehir dışında hayatının geri kalanını huzur içinde yaşamanın yollarını arıyor. Mevzuya erken ayıp şu an mis gibi doğanın göbeğinde çetrefilli şehir hikayelerinden uzak yaşayanları kimileri garip karşılasa da asıl ben şu şehir hayatı içinde debelenen bizleri çaresiz buluyorum. Geçtiğimiz günlerde şehir dışına taşınan bir arkadaşımın mesajında “gülüşüm değişti” yazmasından çok etkilendim. Bir o yana bir bu yana savrulduğumuz bol kaoslu şehir hayatında kim bilir bizlerde neler değişti ve neleri unuttuk?
Yaş ilerledikçe sunulan yeniliklerin hiçbir şekilde beni kesmediğini fark ettim. ‘Zaten en güzelini en rafinesini eskiden yaşamadım mı? Bu ne ki?’ diyerek itiyorum her şeyi. Çevremde de aynı hisleri yaşadığını söyleyen kişiler olduğunu gördükçe daha çok geçmişe ışınlanmak istiyorum. Günümüzde ne insan ilişkileri ne şehir hayatı bana iyi gelmiyor. Şehirden kaçıp , negatiften uzaklaşan dostlarıma selam olsun. Şahane bir karar verdiniz.
Beni Sev
Sessiz sedasız yeni şarkısı “ Beni Sev”i çıkaran Hande Yener, müzik listelerine muzipçe gülüp, el sallıyor. Sözü Yıldız Tilbe, müziği ve aranjesi Devrim Karaoğlu’na ait olan “Beni Sev” mix’i Will Brierre, Mastering’i Howie Weinberg tarafından yapılmış. Şarkının remix versiyonunda ise Ümit Kuzer’in imzası var. Önceki yazılarımda İngilizce single öncesi bir sürpriz yapacağını söylediğim Yener’in ‘Beni Sev’ şarkısı insana güzel bir nefes aldırıyor. Orta tempolu , yağ gibi akan aranjesi ve üzerine Hande Yener’in kayıtsız şartsız teslim olduğumuz vokali eklenince ortaya art arda dinlenesi bir şarkı çıkmış.
Vay Be
‘Yonca bizi 90’lara götür daha da geri getirme’ sloganıyla yola çıkan Yoncimik ve ekibi, hem dans hem de müzik ziyafeti çekiyor. Çılgın Yonca 90’lı yıllarda hit olmuş şarkılarının yanı sıra o yılların yabancı şarkılarını da showuna dahil etmiş. Bu şarkılar birbiriyle öyle güzel mixlenmiş ki şaşırmamak elde değil. Hızlı kostüm değişiklikleri ve 90’lı yılların ruhunu yansıtan izlemesi keyifli görsel bir show hazırlanmış.
‘Uzunca bir zamandır insanlar yolda beni çevirip böyle bir şey istediklerini söylüyorlardı. Israrlara dayanamayarak bu showu hazırladım. İnsanların 90’lı yıllara olan özlemi asla bitmeyecek ve bu yüzden onları bu gösterimle o yıllara götürüp hiç bir şey düşünmeden dans edip şarkılar söylemeye davet ediyorum. Herkes sonuçtan çok memnun.’ diyen Yoncimik , bu turneyi hem yurt içi hem de yurt dışında sevenleriyle buluşturmayı düşünüyor.
İçinde iki kadın var
Kimsenin şikayeti yok. Benim altını çizmek istediğim mevzu başka. Her konser sonrası sosyal medya hesabından paylaştığı videolar gösteriyor ki Edis dansçıları ile beraber sahnenin her yerini kullanıp ciddi bir performans sergiliyor.
Genelde Türkiye’de konserlerde açılış ve son şarkı haricinde şarkıcılarımız arkasındaki dansçılarla eş zamanlı dans etmez. Önemli olan basının çektiği ve televizyon ve gazetelerde yayınlanacak olan ilk üç şarkının görselleridir. Edis tüm konser boyunca baştan sona hem dans edip hem şarkı söylüyor ve enerji patlaması yaşadığı performansı ile sevenlerini kendisine hayran bırakıyor. Bu başarısının nedeni hepsini ünlü olmadan önce kafasında tek tek kurgulaması ile alakalı diye düşünüyorum.
İlk röportajını yaptığımız zamanlarda hayalinin gerçek anlamda bir show sunmak olduğunu , bunu öyle lafta değil icraat olarak gerçekten yapmak istediğini üstüne basa basa söylüyordu. Hayallerini teker teker gerçekleştirdiğini görmek bunları önceden bilen biri olarak beni mutlu ediyor. Edis içinde bulunduğu sektörün şifresini erken çözüp , kendini gayet güzel izole ederek kafasına koyduklarını hayata geçirmeye devam ediyor. Bizi daha çok şaşırtacak.
"Sol Selectas Records" iyi ki New York ve Los Angeles'ta live setiyle sahne alıp , büyük beğeni toplayan Bora Uzer'i fark etmiş ve “Summer Sol” albümlerinde kendisine yer vermiş. Uzer’in albümde yer alan şarkısı 2017 yazında yollarının kesiştiği dünyaca ünlü dj Eduardo Castillo ile birlikte yazdığı, prodüktörlüğünü ise yine Uzer'in üstlendiği "Road to Tulum"(Tulum'a Giden Yol) ismini taşıyor. Albümü şimdilik sadece Spotify ve Beatport’tan dinleyebiliyoruz. 21 Temmuz’dan itibaren ise tüm dijital platformlardan temin edinebileceğimiz albüm , elektronik müzikseverlerin beğenisini şimdiden toplamış.
Bora Uzer cephesinden kulağıma gelen bir diğer haber ise stüdyosunda hummalı bir çalışma içerisinde olduğu. Güzel bir sürpriz hazırladığına emin olduğum Uzer’in ne yapacağını yakında hep beraber göreceğiz.
Yeni Aşkım
Çıktığında gözü kapalı albümleri alınacak bazı isimler vardır. Sonucunda beklentiyi karşılasın veya karşılamasın bu isimlerin hep kredisi vardır. Sibel Can benim için bu isimlerden bir tanesi. Yeni albüm haberini aldığımda bilirim ki içinde en az 5 şarkı hittir. “ Yeni Aşkım “ isimli geçtiğimiz hafta çıkan albümüyle yine beni şaşırtmadı. Güzel bir repertuar ile eski tadını kaybetmeyen ama yeni dokunuşlara hayır demeyen bir Sibel Can var karşımızda. Benim albümde en çok beğendiğim şarkı “ Bahçenden bir çiçek yolla “ oldu. Sözü ve müziği Yalın’a ait olan şarkı dinler dinlemez sizi efkara davet ediyor. Şarkının bir yerinde Yalın’ın vokalini de duymak istedim. Belki bu yaz konserlerinin birinde ikisini aynı sahnede bu şarkıyı söylerken izleyebiliriz. Albümden diğer favori parçalarım: Senden başka kimsem yok , Beş dakika , Kıskanırlar bizi ve Vallahi Yalan.