×
Aslında bu ortak çalışma uzun bir zamandır bekleniyordu ama ortada net bir çıkış tarihi yoktu. “Everything Is Love”, isimli albüm Sony Music etiketiyle The Carters adı altında geçtiğimiz günlerden önce Tidal sonra Itunes’da yayımlandı ve tüm dünyada sosyal medya birbirine girdi. Karı koca olarak listelerde ve izlenme oranlarında hemen en üst sıralara yerleştiler. Beyonce ve Jay Z. On the Run ll turnelerinin Londra’da ayağında kendilerini izleyenlere albümden çıkan ilk şarkı “APES**T”in video klip çalışmasını gösterdi. Daha sonra tüm dünyada yayına giren klibin yönetmenliğini Ricky Saiz’in üstlenmiş.
Herkesin konuştuğu ve sosyal medyada olay olan mevzu ise “APES**T”in video klip çalışmasının Paris’te bulunan ve dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Louvre’da çekilmiş olması. Müzeyi kaç liraya kapattıklarından , albüm ve klip görsellerine kadar sosyal medyayı uzunca bir süre meşgul eden çift albümlerinin tanıtımını gayet güzel yapmış oldu.
Fikir gayet güzel ama Beyonce, geçtiğimiz aylarda Madonna’nın Metropolitan müzesindeki performansını izledikten sonra bu klip çalışmasına girişmiş gibi geldi bana. Özellikle çiftin merdivenlerde çekilmiş pozları Madonna’nın Metropolitan müzesinde yaptığı gösteriyi anımsatıyor. Günahları boynuna. Belki tamamen tesadüf. Madonna bu haberi önceden alıp klip çıkmadan müze fikrini uygulamış da olabilir.
İşin komplo teorisi kısmını bir kenara bırakıp albüme gelecek olursak , toplam 9 şarkıdan oluşan “Everything Is Love”da benim favorilerim Summer , Boss ve sadece Tidal’da yer alan “Salud!”. Konser turneleri kapsamına umarım sonradan Türkiye eklenir.
Son olarak video klip konusunda benzer örnekler ülkemizde yapılsa nereler seçilirdi diye düşünmeden edemedim. Zamanında Seçil “ Uhde “ şarkısını Yerebatan Sarnıcında çekmişti. Çıtayı daha da yükseltip günümüzde nelereler kullanılır? , kesenin ağzı ne kadar açılır? ve izinler nasıl alınır?
Ben Bazen
İlk dinleyişte dile yerleşeceğinin sinyalini veren şarkı, Cem’in daha önce çıkardığı “Alışamıyorum”a kardeş gelmiş adeta. Bu tatlarda şarkılar Cem’e daha çok yakışıyor. O yüzden “ Yedi Düvel”in doğru bir seçim olduğunu düşünüyorum.
Şarkıya çekilen video klip ve fotoğraflar gayet güzel olmuş. Belevi’nin Sosyal medya hesabından paylaştığı videolara bakılırsa bu yaz vereceği konserlerde bolca dans edecek gibi gözüküyor. Bu yaz “Yedi Düvel” ile dans ederken , Eylül ayı gibi diğer yeni şarkıların haberlerini alırız.
VERİ ZEHİRLENMESİ
İzlenmeler , indirilmeler , dinlenmeler ... Müzik dünyasında rakamlar havalarda uçuşuyor. Bu bir rutin haline geldi. Dinlenme ve izlenme rakamları paylaşılmayınca , o albüm ya da şarkının başarısız olduğu algısı yerleşti resmen. Ben bir dinleyici olarak ne en çok indirilene ne de izlenene bakıyorum. Şarkı ya güzeldir ya değildir. Zorla gösterilen veriler ve çoğunlukla şişirme listelerle nereye varılmaya çalıştığını hiç anlamıyorum. Çevremdeki kimse bu verilerin doğru olduğunu düşünmüyor. Kendi yalanına inanmış bir insan topluluğu ve dışarıdan tüm bu olanı biteni izleyenler şeklinde yuvarlanıp gidiyoruz.
Yaş ilerleyince mi çok şikayet eder oldum bilmiyorum ama ben bu yeni düzene hiç alışamadım. Bir müzik dükkanına gidip , kaset veya cd aldığım zamanları acilen geri istiyorum. Dijital dünyanın nimetleri yadsınamaz ama beraberinde gelen bu “ en çok indirilen , dinlenen” çılgınlığı, ortaya atılan rakamlarla ben dahil çoğu insanı şişirmeye başladı. Bana dayatılan rakamlar değil , sokakta arabada çalan şarkılar daha inandırıcı geliyor. “Neden konserleri örnek vermiyorsun?” diye sorarsanız , izlenme ve dinleme olayında olduğu gibi onun çözümüde gayet güzel bulunmuş. Kısaca “Ah yalan dünya” şarkısı fonda çalsın dursun.
ÇIK DIŞARIYA OYNAYALIM
Kimisi enstrümanı , kimisi sesi ve yazdığı sözlerle bu oluşuma eşlik etti. Son bıraktığımda yeni sözler eklenmiş ortaya başka başka yorumlar çıkmıştı. Gökhan Türkmen’in instagram hesabına girip bu videoların serüvenini takip etmenizi tavsiye ediyorum. Kim bilir belki sizin de bu dinlemesi keyifli şarkıda bir notanız, nefesiniz olur. Beğeni kaygılı , zaman kaybı paylaşımlardan bıkanlar için bu tarz ufuk açan , yaratıcılığı kamçılayan işlerin daha fazla olması dileğiyle. Bravo Gökhan!
Ayrıntıda Gizli
Yormayan , tek düze tınlamayan , yeni bir müzikal yolculuğa ortak olmak istiyorsanız Cansel’in “ Ayrıntıda Gizli” isimli 4 şarkılık çalışmasına bir kulak verin derim. Bu mini albümdeki tüm söz ve besteler Cansel’in kendisine ait. Benim bu çalışmada dikkatimi çeken ilk unsur akustik düzenlemeler oldu. Gayet kıvam olan bu düzenlemelere , klişe olmayan şarkı sözleri eklendiğinde ortaya çıkan iş, dinlemesi keyifli bir hikayeye dönüşmüş.
2014 yılında ilk çalışması “ Hayat Böyle”yi yayınlayan Cansel’in “ Ayrıntıda Gizli” isimli albümü farklı ve yetenekli isimlere kapılarını açan GTR müzik etiketiyle yayınlanmış. Sıcak bir sound , yeni bir ses daha ne olsun? Ayrıntılar üzerinde kafa patlatılmış, keyifle dinlediğim bir çalışma olmuş. Umarım bu albümle birlikte Cansel’in canlı performanslarını da izleme şansı buluruz.
İstanbul için dans vakti
3 Ağustos’ta İstanbul’da olanlar ve dans müziğini sevenler şimdiden bu tarihi ajandalarına not etsinler. The Chainsmokers ,Lost Frequencies ve Mahmut Orhan’ı bir araya getiren Play , 3 Ağustos'ta Charm Music ve Epifoni Organizasyonuyla KüçükÇiftlik Park'ta sahneye çıkıyor. Özellikle The Chainsmokers’ın performansını izlemek için sabırsızlanıyorum. Böyle organizasyonlara katılıp , kendimizden geçmeyi özlemiştik umarım bizi bekleyen daha çok sürprizli konserler vardır.
Yasin Keleş uzunca bir süredir hayalini kurduğu projeyi hayata geçirirken çok titiz çalışmış. “Haddimi aşmamaya , özüme bağlı kalmaya özen gösterdim” diyen genç DJ , bence gayet güzel bir iş çıkarmış ortaya. Önemli isimlerin eserlerini yeniden hayata geçirmek zor ve risklidir.
Hele birde dillere pelesenk olmuş Türk Halk Müziği eseri yeniden dans müziği şeklinde sunulacaksa o iş daha çok zorlaşır. Yasin Keleş bu işin altından başarı ile kalkmış. Şarkıya çekilen klip ise gayet özenli olmuş. “ Gönül Dağı” çalışmasının genç nesili Neşet Ertaş’ın diğer işlerini dinlemeye teşvik edeceğini düşünüyorum.
Mert ve Kendall
Vogue Türkiye’nin Haziran 100. yıl özel sayısı için Kendall Jenner ve dünyaca ünlü fotoğrafçımız Mert Alaş objektiflerin karşısına geçip poz vermişler. Her iki isim bu çekimden birkaç kareyi sosyal medya hesaplarından geçtiğimiz günlerde paylaştı. Paylaştıkları fotoğrafların altına yapılan yorumlara bir göz gezdirdim. Çoğunluk çekilen fotoğrafların haddinden fazla photoshoplandığı kanaatinde. Kimisi “ Kylie’nin kafası sonradan mı yerleştirildi?” derken , kimisi olayı Türk Ermeni ilişkilerine kadar getirmiş. Dünyaca ünlü isimler yakın arkadaş kontenjanından fotoğraflara övgüler yağdırırken , “Babamın oğlu mu? Eleştireceğim!” diyen kesimde yerin dibine sokmuş. Benim yorumum fotoğrafların biraz fazla “şoplandığı” yönünde. Bazı karelerde gerçekten Kendall’ın kafası mevzuya sonradan entegre olmuş gibi duruyor. Öyle veya böyle mevzu konuşuluyor mu? Konuşuluyor.
Oyna oyna
Müzisyen bir aileden gelen ve son yıllarda gerek başka şarkıcılara verdiği şarkılar , gerek solo çıkardığı işlerle ismini duyuran Hande Ünsal, bu yaz “ Oyna oyna” diyor. Şarkının oluşumunda Hande’ye Melda Gürbey eşlik etmiş. Düzenleme ise Hande Ünsal’ın müzikal yolculuğundaki birçok şarkıda imzası olan yetenekli aranjör Serkan Balkan’a ait. Ağır ama emin adımlarla ilerleyen Hande’nin önümüzdeki yıllarda yerini sağlamlaştırıp daha çok adından söz ettireceğini düşünüyorum. Genler aileden geldiği için başarılı olmama şansı zaten yok.
Geceye katılan isimlerin şıklık yarışına , sahnede performans sergileyenlerin yaratıcılığına veya organizasyonun ülkemizde yapılanlarla kıyasına girmeyeceğim. Benim dikkatimi çeken gece boyu adı geçtikçe çığlıkların havada uçuştuğu Koreli grup BTS oldu. Törenin en başında gecenin sunucusu Kelly Clarkson, salondaki seyirciye performans yapacak isimleri anons ederken , ne Jlo , ne Janet Jackson nede diğer katılan büyük isimler bu kadar büyük alkış aldı. BTS grubunun ismi anons edildiğinde resmen salonda fırtına koptu. 7 Koreli gençten oluşan grup, öyle lafta değil ciddi ciddi şu sıralar dünyayı sallıyor. Türkiye’de durum nedir diye baktığımda gördüm ki hayranlarının sayısı katlanarak çoğalıyor. Yalan yok daha önce hiç dikkatimi çekmemişti bu grup. Meğer ortalık yangın yeriymiş. 2012 yılında kurulan BTS, şu an dünyada en çok fan kitlesine sahip olan grupmuş. Bu fan kitlesine ARMY diyorlar. Yeni albümleri çıktığı anda ülkemiz dahil olmak üzere listeleri işgal eden grubun hayranları, onları kayıtsız şartsız seviyor ve nereye giderlerse destekliyor. Ödül töreninde şarkılarına eşlik eden , ağlayan , kendini kaybeden insanları görünce aklıma kendi gençliğimde popüler olan New Kids On The Block geldi. Onların konserlerinde de benzer manzaralara rastlanıyordu ama böylesi bir reaksiyon ben hiç görmedim. BTS’nin hayran kitlesi hiçbirine benzemiyor. Bu kitle ile onların sırtı yere gelmez. Ödül törenini izlerken bunu anladım.
ASİL GÖK’E DİKKAT
Merakla beklenen “Yıldız Tilbe’nin Yıldızlı Şarkıları” albümü uzun bir bekleyişin ardından nihayet çıktı. 39 şarkıcının seslendirdiği Yıldız şarkılarına gösterilen ilgiye bakılırsa uzunca bir süre bu projeyi dinleyip konuşacağız. Albümdeki şarkılar çıktığı ilk gün listeleri topluca işgal etti. Genelde yeniden başka şarkıcılar tarafından yorumlanan şarkılara özellikle o şarkıların çıktığı yıllarda dinleyip sevmiş kişiler pek sevgi dolu yaklaşmaz. Bende o gruptan sayılırım ama bu albümü dinlediğimde çoğunlukla keyif aldım ve yadırgamadım. Bana göre hem orijinalinden tatlar hem de yeni dokunuşların verdiği heyecanlarla ortaya güzel bir iş çıkmış. Özellikle yeni jenerasyonun sıfır şarkı tadında dinleyeceği modern aranjelerle bezeli renkli bir proje olmuş.
‘Bu projenin sürprizi kim?’ diye sorarsanız ben hiç düşünmeden Asil Gök derim. Albümde “ Hastayım Sana “ şarkısını seslendiren genç müzisyen , pesleriyle , tizleriyle şarkıyı öyle bir söylemiş ki sizi bulunduğunuz yerden alıp, bir efkar festivalinin tam ortasına bırakıveriyor. Ben o festivale her dinleyişimde katılıyor ve şarkı bitiminde halimden gayet memnun ayrılıyorum. Asil Gök, yıldızı günden güne parlayan ve bu işte omuz omuza yürüdüğü Derya Uluğ ile beraber yaptıkları şarkılarla hit makinası kıvamında çalışan genç bir müzisyen. Sosyal Medya’da şarkı söylediği anlarda çekilen videolarına baktığınızda zaten bu mevzuya kendini gönülden adadığını görebiliyorsunuz. Bu ismi yakında müzisyenliğinin yanında solist olarak da çok sık duyacağımızı düşünüyorum. Eminim ilk solo çalışmasının alt yapı çalışmaları başlamıştır bile. Yakın zamanda Derya Uluğ ile bir düet hiç fena olmaz hani? Hem arabesk hem batı gırtlağını bir potada çok güzel eriten Asil Gök, ustalıkla yaptığı, dinlerken yormayan, kıvam nağmeleri ile daha çok şarkı söylesin.
İlk sahne deneyiminin ardından çeşitli guruplarda solistlik yapan Beydemir , daha sonra bir gitar alıp , kendi müziğini yapmaya karar vermiş. 2016 yılında “Ay tenli kadın” şarkısının sosyal medya’da büyük ses getirmesi Ufuk Beydemir’in bir nevi dönüm noktası olmuş. Profesyonel olarak müzik hayatına ilk adımını bu sayede menajeri ve prodüktörü olan Engin Akıncı ile çalışmaya başlayarak atmış.
Beydemer’in ilk albümü Mayıs ayının başında yayınlandı. 11 şarkıdan oluşan “Sevda Gibi” çalışmasında yer alan tüm söz ve besteler kendisine ait. Onun için ‘alternatif rock müziğin gelecek vaat eden isimlerinden biri’ yorumları yapılıyor. Sesi, duruşu ve yaptığı müzik yaşına göre oldukça olgun. Ben albümü dinlerken sanki çok eskiden tanıyıp bildiğim birinin şarkılarını dinliyormuş hissine kapıldım. Hiç yabancılık çekmeden albümün içine girip , hikayelere dahil oluyorsunuz. Ufuk Beydemir çok ortalarda gözükmeyi ve kendini anlatmayı seven insan portresi çizmiyor bende. Sadece müziği ve sahnesiyle gözükmekten yana gibi geldi. Gün geçtikçe büyüyen bir hayran kitlesi var. Canlı müzik performanslarına ilgi oldukça fazla. Bence kendisi gelecek planlarının zeminini gayet sağlam inşa etmiş. Onu önümüzdeki yıllarda daha sık izleyip, dinleyeceğiz. Bu ismi yazın bir kenara.
‘OLMADI’ OLMUŞ
Bazı şarkılar sessiz sedasız hiç farkında olmadan kanınıza girer. Beşir Bayraktar’ın yeni şarkısı “Olmadı” işte tamda o sessiz sedasız dilinize takılan şarkılar kategorisinden olmuş. Sözü ve müziği Bayraktar’a, düzenlemesi Okan Akı’ya ait olan “Olmadı”nın video klip çalışması duayen yönetmen Kemal Başbuğ tarafından çekilmiş. Daha önceden “Tesadüf” isimli bir albümü ve “Biri Zamanı Durdurmalı” şarkısından oluşan single çalışması olan Beşir Bayraktar’ın yeni şarkısı “ Olmadı”nın Chill Trap Edition versiyonu şarkıyı bir başka dinleyip , sevmenize neden oluyor. Çevrede pompalanan şarkılardan sıkılmış ve “ yenilerden ne tavsiye edersin” diye soruyorsanız , ben size bir adet Beşir Bayraktar “ Olmadı” önerebilirim.
ROMALI REYHAN
Bu şarkı 2018 yazında Nükhet Duru’nun bizlere hazırladığı üç single'lık projenin ilk parçasıymış. O zaman not alıyoruz sanatçının bu yaz bizleri bekleyen başka sürprizleri de olacak. Avrupa Müzik ve En Prodüksiyon işbirliğiyle çıkan “Mavi Düşler” cover bir şarkı. Radyoda sık sık rastladığınız Soha grubunun “Mil Pasos” isimli şarkısına Bora Ebeoğlu söz yazarken , aranjesini ise Cem İyibardakçı yapmış. Nükhet Duru’nun sesine çok yakışan şarkının orijinalinde duyduğumuz erkek vokalin görevini “Mavi Düşler”de son zamanlarda sosyal medya’da adını sıkça duyduğumuz Kaan Sekban üstlenmiş.
Yaz aylarında latin ritimlere sahip bir şarkının seçilmesi gayet doğru bir adım olmuş. Yağ gibi akan melodiye birde Nükhet Duru’nun kadife vokali eklenince ortaya lezzetli bir iş çıkmış. Umarım şarkıya farklı Dj’ler dijital ortam için versiyon yapar. Ben bu sayede ortaya daha farklı şeyler çıkacağını düşünüyorum. Mavi Düşler’in video klip çalışmasının yönetmeni Adem Doğan olmuş. Klipte Nükhet Duru yıllara meydan okumaya devam ettiğinin altını çizmiş. Bu şarkı ile yeni jenerasyonu da kucaklayacağını düşündüğüm Duru’nun diğer çıkacak çalışmalarının azılı hayranlarını memnun edecek klasik tarzında olacağından eminim.
GECENİN KRALİÇESİ MADONNA
Her yıl Mayıs ayında gerçekleşen ve ünlü isimlerin “ en çok ben konuşulmalıyım” iddiasıyla harıl harıl hazırlandığı ve en büyük moda etkinliklerinden biri olan Met Gala, New York Metropolitan Müzesi’nde geçtiğimiz Salı günü gerçekleşti. Her yıl farklı bir teması olan Met Gala’nın bu yılki teması "Kutsal Bedenler: Moda ve Katolik Hayal Gücü." oldu. Gecenin sonraki eğlencelerinde ev sahipliğini ise Amal Clooney, Rihanna, Donatello Versace ve Anna Wintour üstlendi. Kim Kardashian, Katy Perry, Nicki Minaj, Priyanka Chopra, Selena Gomez, Mindy Kaling, Anne Hathaway bu gece arz-ı endam isimlerden sadece birkaçı. Ama aklı başında kime sorarsanız sorun bu gecenin kraliçesi tabiki Madonna oldu. Met Gala bu sene pop dünyasına adımını attığından beri gerek kostümlerinde gerek video klip ve konserlerinde dini öğelere yer veren ve ‘Like A Prayer’ albümü çıktığı zamanlar başı oldukça ağrıyan Madonna için yapılmıştı adeta. O da bunu fırsat bilip “ Müsaadenizle bugün benim borum öter” dercesine Jean Paul Gaultier imzalı kıyafetiyle geceye katıldı.
Adeta bir kraliçe gibi karşılanan ve ilgi gören Madonna, gecenin sonunda sürpriz ama bana kalırsa olması gereken performansı ile Met Gala’ya imzasını attı. Kostümünden dansçılarına, korosundan koreografisine müzeyi son derece doğru kullanan Madonna, Like a prayer ile açtığı gösterisini Hallelujah ile bitirdi. İzleyenleri kendisine hayran bırakan teatral bir gösteri sunan pop ikonu ayrıca yeni çıkacak şarkısından ufak bir bölüm seslendirerek boş durmadığının sinyalini verdi. Bu arada bu sürprizi ile sevindiren Madonna umarım şu sıralar hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Lizbon’da bu sene gerçekleşen Eurovision yarışmasında da bir gözükür. Geçen sene Justin Timberlake konuk olarak çıkmış ve ertesi gün Avrupa listesinde şarkısı bir numara olmuştu. Madonna hadi yeni şarkını o gece seslendir ve sevindir.
Bu yolculuğunda kendisine eşlik eden sağ kolu aynı zamanda eşi Sinem’in de fikirlerini , pratikliğini ve yaratıcılığını takdire şayan bulurum. Kısaca Türkmen ailesini bir başka severim diyeyim ve sadede geleyim.
Bu güzel ailenin şirin kızlarından üç yaşında olan Nil Rona’nın ilk single çalışması geçtiğimiz günlerde çıktı. Böyle bir fikrin Türkmen ailesinden çıktığını görünce şaşırdık mı? Şaşırmadık. “Nil Rona'nın Rüyaları” ismiyle yayınlanan şarkı, Nil Rona'nın uyurken gobili şeklinde sayıklamalarının kaydının alınıp, müzisyen ve aranjör Aytaç Özgümüş'e gönderilmesi sonucunda şekillenmiş. Özgümüş öyle güzel düzenlemiş ve Nil Rona’nın vokalleri öyle güzel editlenmiş ki ortaya çok güzel bir çocuk şarkısı çıkmış.
Dinlerken suratımda kocaman bir gülümseme ve akabinde şarkıyı ezberleyip gün içinde kendimi mırıldanırken bulduğumu itiraf edebilirim. Gökhan Türkmen’in sosyal medya paylaşımlarında dikkat edenler görecektir ki Nil Rona’nın ritim duygusu ve kulağı gayet iyi. Bu ilk çalışması minik arkadaşlarına bir selam niteliği taşısa da ilerleyen zamanlarda armut dibine düştü diyeceğimiz günlerin yakın olduğu tahmin etmek hiç zor değil. Animasyon karakteri şeklinde oluşturulan “Nil Rona’nın Rüyaları”nın kapak illüstrasyonu Güneş Arık imzası taşırken, Youtube video animasyonu Cihan Erel tarafından gerçekleştirilmiş. Nil Rona'nın Rüyaları projesinin ardından farklı konseptlerde çalışmalarında dinleyicilere sunulacağı müjdesi verilmiş. Türkmen ailesi yaparsa yine enteresan şeyler yapar diyerek beklemedeyiz. Bu arada Gökhan Türkmen, Zorlu PSM Caz Festivali kapsamında 9 Mayıs Çarşamba akşamı kendi orkestrası GT Band ile yapacağı performans kaçmaz. '' Prova '' ismini verdiği konsepti ile interaktif ve özel bir konser hazırlamış. Ajandaya not edilsin.
ŞİMDİ
90’lı yıllarda dinleyip , sevdiğimiz isimler yeni çalışmalar çıkarınca ailenden biri yapmışçasına seviniyorsun. En azından bende öyle bir his uyanıyor. O yıllarda hayatlarımıza fon müziği olmuş şarkıların sahipleri ile güzel zamanlar geçirdik. Bu isimlerden kimileri köşelerine çekilirken kimileri ise çalışmaya devam etti. O zamandan günümüze müzikle bağlarını koparmayıp üreten insanları bir tık fazla sevdiğimizi bir kenara yazalım. Elif Karlı bunlardan biri. “Bizim oranın adetleri” diye ellerimizi kaldırıp az eğlenmedik hani şarkısıyla. Elif Karlı müzikten hiç kopmadı aslında. Gerek albüm gerek single olarak varlığını bu piyasada belirli aralıklarla hep sürdürdü. Pop müziğin yanı sıra sesinin bir başka güzel gittiği arabesk çalışmalarda yapan şarkıcı , 2018 yılına geldiğimizde 3 şarkıdan oluşan yeni çalışmayla yeniden pop müzik rotasına girdiğini müjdeledi. “Şimdi” isimli çalışmasını ilk defa albüm yapıyormuşçasına heyecanla hazırladığını söyleyen Karlı , arayı bundan sonra çok açmayacağının sinyalini veriyor.