Paylaş
ASLINDA çok da değil. Türkiye’nin ilk uydu kenti Bahçeşehir’e ilk yerleşim 1994 yıllarında başladı. Kentin geride bıraktığı 23 yılını kısaca bir hatırlatmak isterim.
- Türkiye’nin en önemli, dünyanın sayılı uydu kent projelerinden biri olan Bahçeşehir projesi, 1996 yılında Birleşmiş Milletler Habitat II Konferası çerçevesinde, “Kurumsal Uygulamalar ve Projeler” ödülüne, 1997 yılında da Kanada’da “Yeni Kentsel Yerleşim Anlayışı” ödülüne layık görüldü.
- Yeşil alanların sulanmasına kaynak sağlamak amacı ile atık su arıtma tesisi kuruldu, tesisin ana amacı hem çevre kirliliğini önlemek hem de yeşil alanların sulanmasına yardımcı olmaktı.
- 26.000 m2 ile Türkiye’nin ilk ve en büyük yapay göleti ve 300.000 m2’lik park da bu kompleks içinde yer alıyordu.
- Bahçeşehir Belediyesi 1999’da kurulmuş ve kısa bir süre sonra da Avrupa Çevre Diploma (2001), Avrupa Şeref Bayrağı (2005) ödüllerini almış, uyguladığı belediyecilik anlayışıyla Türkiye’ye model bir belediye olmuştu.
- Türkiye’de ilk kez Aile Hekimliği uygulamasına, ilk kez kentteki bütün öğrenci çocuk ve gençleri belediye başkanının yetkisi ile donatarak “Çevre Müfettişi” olarak gönüllülüğünün sağlanmasına imza atıldı.
- Türkiye’nin ilk modern halk pazarını kurması, bir kamu kurumunda ilk kez İSO 9001 Kalite Standartları’nın uygulanması dikkat çekti.
Bahçeşehir Belediyesi 2010 yılında yeni kurulan ilçe Başakşehir’e bağlandı, yani yok oldu. Şimdi bu uydu kendi Başakşehir Belediyesi idare ediyor. Özellikle son 5 yılda Bahçeşehir’in ‘Bahçe’si gitti desek yanlış olmaz. Dağ, taş, yamaç aklınıza neresi geliyorsa kat kat beton bloklarla dolduruldu.
GÖLET İMARA AÇILDI
2013 yılına gelindiğinde sıra Bahçeşehir göletinde yapılaşmanın yolunu açan 2013 yılı imar planına geldi. Plan belediye meclisinde kabul edildi.
Gölet alanı ihaleye çıktı. İhaleyi kazanan şirket gölet alanına dükkân, 2 yıl önce aldığı yan parsele ise konut yapımına başladı. İki ayrı projeyi ‘Bahçeşehir Park’ adıyla tek bir proje olarak pazarlayan şirket, gölete komşu evleri 1.7 milyondan, göletteki dükkânları ise metrekaresi 30 bin liradan satışa başladı.
Bahçeşehirliler ise hem belediyeyi hem de projeyi protestoya girişti. Bir taraftan platformlar, dernekler kurup gölete sahip çıkmaya çalıştılar bir taraftan da yargıya başvurdular.
YETKİLER BELEDİYEDE
Tüm bunların Vatandaşın Ekonomisi köşesi ile ne ilgisi var diyebilirsiniz. Bir Şehrin ekonomik işleri belediyenin kontrolü altındadır. Fiyat ve ücret tespit etme, haller açma, pazar yerleri kurma, sanayi bölgeleri kurma gibi görevler belediyeye aittir. Belediyeye yani halka ait alanları sattığınızda belki o dönem için karlı bir iş yapmış gibi gözükebilirsiniz. Ancak bazı alanlar vardır ki hem maddi hem de manevi değerine paha biçilmez. Örnek derseniz New York’taki Central Park derim. Çocuklara bırakılabilecek en büyük mirastır bu alanlar. Bahçeşehirlilerin de amacı buydu. Gelecek nesillere yeşil bir miras bırakmak.
Yargı da hem fikir oldu ki önceki gün bir karar çıktı...
DANIŞTAY ‘DUR’ DEDİ
Danıştay 13. Dairesi Bahçeşehir gölet projesini iptal etti. Mahkeme ayrıca Başakşehir Belediye Başkanı’na verilen satış yetkisini de kaldırdı.
Dün dolaştığım inşaat “Yargıda karar çıksa ne olacak. Bir yolunu bulurlar” diyenleri halkı çıkarırcasına devam ediyordu. Şaşırmadım. Çünkü Başakşehir Belediyesi önceki gün bir açıklama yapmıştı. Virgülüne dokunmadan yayınlıyorum:
“Başakşehir Belediyesi, konu edilen alanın tamamı satın alarak kamunun malı haline getirmiştir. Burada 1990 yılında yapılan Bahçeşehir İmar Planı’na göre yüzde 5’lik yanı 13.500 metrekarelik bir imar hakkı vardır.
Belediye Meclisi’nde alınan karar gereği bu 13.500 metrekarelik alan, derenin ıslah edilmesi ve 300 bin dönümlük park rekreasyon alanının düzenlenmesi karşılığında ihaleye çıkarılmıştır. Bu alanlarla ilgili olarak daha önce açılan davada Bölge İdare Mahkemesi tarafından haklı bulunmuştuk.
Danıştay bu alanla ilgili yeniden incelenme kararı vermiştir. Projenin iptali söz konusu değildir.
Bu durumda konu tekrar idare mahkemesi tarafından ele alınacaktır. İdare Mahkemesi dönüp “Danıştay haklıdır” derse bile bu alanlarla ayrı ayrı yeniden ihalesi yapılacaktır. Burada yaşanacak olan sadece zaman kaybından başka bir şey değildir.”
Bu açıklama karşısında daha diyecek bir şey yok. Derler ya... Sözün bittiği yerdeyiz... Nokta...
TRAFİK SIKIŞIKLIĞININ BEDELİ
HER YIL BU YOLA ARAÇ BAŞI 3 BİN 233 LİRA
YAPILAŞMA nüfusu öylesine artırdı ki Bahçeşehir’in içinde adım atılamaz hale geldi. Belediyenin Bahçeşehir’in içinde yaşanan trafik sorununa karşı acilen bir şey yapması elzem gözüküyor. Ama Bahçeşehir’in en büyük derdi bizzat Bahçeşehir’e ulaşmak! Şu anda tek alternatif olarak gözüken TEM aynı zamanda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün de bağlantı yolu durumunda. TIR’lar, kamyonlar arasında her gün İstanbul merkezine gitmek zorunda kalan Bahçeşehirliler trafikte servet harcıyor. Bakın nasıl? Bahçeşehir-Mahmutbey gişeleri arası yaklaşık 10 km.
Ağır trafikte yani dur kalkla ilerlenen bir yolda yakıt tüketimi 100 km’de 20 lt’ye ulaşıyor. Yani 10 km’lik bir yolda 2 lt yakıyoruz. Oysa saatte 60 km hızla gidebilsek 10 dakikada 10 km gideceğiz, yakıt tüketimimiz ise 10 km de 0.6 lt’ye gerileyecek. Bu durumda her gün tek yönde fazladan 1.4 lt yakıt harcıyoruz. Bir o kadar da dönüş yolunda yaktığımızı varsayarsak Bahçeşehir-Mahmutbey arasına her gün yaklaşık 2.8 lt yakıtı boşu boşuna döküyoruz. Benzine göre ucuz olan motorinden gidelim. Motorinin litresi 4.37 TL. 2.8 litre yapar 12.2 TL. Haftasonlarını bir tarafa bırakıyorum. Yani bir yıldan 100 günü düşüyorum. 265 gün eder size 3 bin 233 lira. Bahçeşehir, Esenyurt, Esenkent’te yaşayanlar araç başına yılda 3 bin 233 lirayı Bahçeşehir-Mahmutbey arasındaki yola bırakıyor. Toplamda kaç araç geçer, kaç para havaya uçup gider hesaplamaya gerek var mı? Buna da... Nokta...
Paylaş