Yeni gündem: Türkmen meselesi

KÜRT grupların Kerkük'e girmelerinin Türk kamuoyu ve resmi çevrelerde yarattığı infialin büyüklüğü, Türkmen meselesinin gündemimize artık kalıcı bir şekilde yerleştiğini gösteriyor.Oysa, kamuoyunun büyük bir kesiminin Irak'taki Türkmenlerle ilgili bilgisinin, geçen haftaki infialin büyüklüğü ile ters orantılı olduğunu söyleyebiliriz. Kabul edelim ki, bugün Irak'ta yaşayan Türkmenlerin durumu hakkında kesinlik içeren istatistiki verilerden yoksunuz. Bilinen, Irak'ta 1957 yılında yapılan sayımda, Türkmenlerin Irak nüfusunun yüzde 9'unu oluşturduğudur. Bu sayım, o tarihte Kerkük'teki nüfus çoğunluğunun da Türkmenlerin lehine olduğunu gösteriyordu. SAYILARI NE KADAR?Bundan sonrası tahmindir. Ancak, yaklaşık yarım yüzyıl önce Irak'ta nüfusun yüzde 9'unu oluşturan bir etnik topluluğun, bugün de hatırı sayılı bir oran işgal ettiğini teslim etmek gerekir.Kuşkusuz, Irak'taki Şiiler ve Kürtlerin doğurganlık oranının Türkmenlere kıyasla daha yüksek olması, geçen süre içinde bu oranı aşağı çekmiştir. Bir bu kadar önem taşıyan, Türkmenlerin özellikle 1958 darbesi sonrasında Baas rejimiyle birlikte sistematik bir şekilde eritme, baskı ve göçe zorlama politikalarına hedef olmaları, zaman zaman da katliamlara maruz kalmalarıdır. Bütün bu veriler yan yana getirildiğinde, bugün Türkmenlerin Irak'ta nüfusun ‘‘en az’’ yüzde 5'ini oluşturdukları emniyetli bir tahmin olarak verilebilir. Belki de doğrusu, Türkmenlerin sayısını 1 ile 1.5 milyon arasındaki bir aralık içinde görmektir. Türkmenlerin bir dönem çoğunluğu oluşturdukları Kerkük'te bugün de aynı üstünlük konumunda olduklarını söyleyebilmek zor. Ancak, yine de azımsanmayacak bir sayıda oldukları belirtilebilir. IRAK ANAYASALARI VE TÜRKMENLERIrak'taki Türkmenler, Irak'ta 20. yüzyıldaki iki önemli anayasa metninde de (1925 ve 1958) kurucu unsur olarak sayılmadılar. Buna karşılık, her iki anayasada da Araplar ve Kürtler kurucu unsur olarak gösterildi. Bağdat'taki merkezi otorite, Türkmenlerin statülerini daha çok yasalarla ya da diplomatik bildirimlerde tanımlamayı tercih etti. Irak'ın 1932'de Milletler Cemiyeti'ne yaptığı bildirimde Türkmenlerin haklarının tanımlanmış olması, ayrıca 1970 yılındaki Devrim Komuta Konseyi bildirisinde Türkmenlere bir dizi yeni hakların tanınmış olması, bu çerçevede sıralanabilir. TÜRKİYE TÜRKMENLERE NEDEN UZAK DURDU?Türkiye'nin bugüne dek Türkmen meselesine neden uzak durduğu konusunda bir dizi neden ileri sürülebilir.Cumhuriyet'in ilk döneminde hákim olan dış Türkler konusundaki mesafeli duruş, kaçınılmaz olarak Türkmenleri de içerdi. Ayrıca, 1937 yılında Türkiye, Afganistan, İran ve Irak arasında imzalanan Sadabad Paktı'nda tarafların ‘‘birbirlerinin dahili işlerine her türlü müdahaleden mutlak surette istinkaf siyaseti takip etmeyi’’ taahhüt etmiş olmaları da, uzun bir süre Ankara'nın Irak politikasına yön verdi. İlginçtir ki, Irak'ta monarşi dönemindeki ‘‘göreceli’’ rahatlıktan sonra 1958'deki Kasım darbesi ve ardından Baas iktidarında Türkmenlere dönük baskılar yoğunlaşırken, Ankara'nın tutumu pek farklılık göstermedi. Ankara, Türkmenlerin durumunu yakından izlemekle birlikte müdahil olmaktan bilinçli bir şekilde uzak durdu. Sonradan Kerkük-Yumurtalık boru hattının faaliyete geçişi, Irak'ın Türkiye'nin en önemli dış pazarlardan biri haline gelmesi gibi ekonomik nedenlerin de etkisiyle, Ankara, Bağdat'la ilişkilerini iyi tutmak için Türkmenlere hep mesafeli kaldı. DEĞİŞTİREN TURGUT ÖZAL OLDUÖzetlemek gerekirse, Türk büyükelçiliklerinin kançılaryalarında hiçbir zaman ‘‘Kıbrıs dosyası’’ gibi bir ‘‘Türkmen dosyası’’ olmadı. Bu politikayı ilk kez değiştiren şahsiyet, 1991'de Körfez savaşı sırasında Türkiye'nin kriz politikalarına yön veren dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dır. Bugün ise Türkiye'nin zorlaması sonucu yeni Irak anayasasında Türkmenlerin de Araplar ve Kürtlerle birlikte kurucu unsur olarak tanımlanacağını şimdiden biliyoruz.ABD'nin Irak'a saldırısıyla ortaya çıkan krizin Türkiye açısından en önemli sonuçlarından biri, Irak'taki Türkmenlerin durumunu Türkiye'nin öncelikli bir dış politika meselesi haline getirmiş olmasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları