Şener ve Şık hangi delillerle tutuklandı?

GAZETECİLER Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın Ergenekon terör örgütüne üye oldukları iddiasıyla tutuklanmaları, kamuoyunda dikkatlerin bu yargısal tasarrufun hangi delillere dayandığı sorusuna çevrilmesine yol açtı.

Her ikisinin savcılık ifadelerini içeren tutanaklar incelendiğinde, karşımıza çıkan “görünen” delillerle ilgili olarak şu gözlemleri yapabiliriz.
TELEFON KAYITLARINDA DURUM
Şener ile Şık hakkında delil olarak gösterilen telefon kayıtlarına ilişkin teknik takip farklı tarihlerde başlamış. Şener’i hedef alan dinleme 2009’dan bu yana sürerken, Şık hakkındaki dinleme kararının polisin 14 Şubat tarihinde düzenlediği Odatv baskınında bir belgede adının geçmesi üzerine alındığı ortaya çıkıyor.
Aslında her ikisinin tutuklanmalarının önemli ölçüde Odatv baskınının bir sonucu olduğu söylenebilir. Odatv’nin merkezinde ise bir başka gazeteci Soner Yalçın yer alıyor. O zaman Yalçın ile Şık ve Şener arasındaki bir bağ olup olmadığı sorusuna bakalım.
Yalçın’ın Savcılık’taki ifade tutanağına göre, kendisine pek çok kişiyle yaptığı telefon görüşmeleri soruluyor. Buna karşılık, görüştüğü kişiler arasında ne Şener de Şık’ın ismi geçiyor.
Savcı Zekeriya Öz, Şener ve Şık’a Yalçın ile irtibatını soruyor, ancak her ikisi de bu gazeteciyle ilişki içinde olduğu iddiasını kabul etmiyor. Tutanaklarda Şener’le ilgili tek istisna Odatv’den Barış Terkoğlu’nun 2009 yılında Hrant Dink ödülü hakkındaki bir haberle ilgili olarak Şener’i aramış olmasıdır. Şener, konuşmanın sonunda “Soner Abiye selam söyle” demiştir.
Sorgu metinlerinin bu kayıtla sınırlı olmasına karşılık, Bugün gazetesinde dün çıkan bir haberde Şener’in 21 Ekim 2009 tarihinde Yalçın’ı, Tufan Türenç’in Hanefi Avcı hakkında yazdığı bir haberle ilgili olarak aradığı belirtildi. Bu haber doğruysa bu tapenin neden sorguda gündeme getirilmediği merak konusu oluyor.
Özetle, telefon kayıtlarına göre, Şener’in Yalçın’la ilişkisi bir aracıyla kendisine selam göndermesi ve -Bugün’ün haberi doğruysa- kendisini şahsen bir haber için araması ile sınırlıdır. Şık’ın Yalçın’la telefon irtibatı ise sıfır seviyesindedir.
ISLAK İMZASIZ ÜÇ WORD DOSYASI
Şık ve Şener hakkındaki hukuki tasarrufların asıl dayanağı Odatv merkezinde bulunan word dosyalarıdır; her ikisinin yazdığı kitapların dosyalarının bu merkezde çıkması hariç tutulursa... İddia makamına göre, bu word dosyaları ST3120827AS_4MS1TF89 seri numaralı hard diskin içinden çıkmıştır. Bu word dosyaları içinde Şener’in ismi üç, Şık’ın ismi bir dosyada geçiyor. Bu tek dosyada Şener’in de adına atıf var.
Sorgulama tutanaklarına göre, Hanefi.doc. isimli dosyada “Hanefi’nin kitabı ne durumda, referandum öncesi yetişmeli. Nedim’i sıkıştırın, hızlansın. Avcı ile direkt görüşmeyelim. Nedim’i, Cumhur’u kullanalım” şeklinde bir talimat yer alıyor.
Savcılık, bu belgeyi Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” başlıklı kitabını Ergenekon örgütünün talimatıyla yazdığının delili olarak görüyor. Böylelikle, Şener’e de Ergenekon ile Avcı arasında köprü rolü atfetmiş oluyor. Tutanaklarda belgenin hangi tarihte ve kimin tarafından hazırlandığına ilişkin bir kayıt yok.
Bir başka belge, Nedim.doc isimli word dosyası. Burada özetle “Nedim’in emniyet irtibatlarını devam ettirmesi” yolunda bir talimat yer alıyor. Savcılığa göre, bu belge 9 Ağustos 2010 tarihinde “Soner” isimli kullanıcı tarafından hazırlanmış.
Ahmet Şık’ın ismi ise “Sabri Uzun.doc” isimli bir word dosyasında geçiyor. Bu dosyada “Sabri’nin kitap konusunda çekincesi var. İkna etmeye çalışalım. Nedim Ahmet Şık’la bu konuda görüşsün. Kitaba çalışırken cesur olun. Nedim’i kutlarım. Ahmet’i çalıştırsın” ifadesi yer alıyor.
Savcılığın saptamasına göre, bu dosya 20 Aralık 2010’da yine “Soner” isimli kullanıcı tarafından oluşturulmuş. Savcılık, işte bu üç belge üzerinden Soner Yalçın ile Nedim Şener ve Ahmet Şık arasında örgütsel bir ilişki olduğu iddiasını ortaya atıyor.
Gerek Şener gerek Şık, savcılık ifadelerinde kendilerine alıntılanan bu notlar hakkında bir bilgileri olmadığını belirtmiştir. Yalçın ise savcılık ifadesinde bu belgeleri ilk kez gördüğünü söylemiştir. Yalçın’ın avukatları, bu dosyaların Odatv’ye dışarıdan e-mail yoluyla gönderildiğini belirterek, buna ilişkin teknik rapor sunacaklarını kayda düşmüştür.
Önümüzdeki günlerde konuyla ilgili tartışmaların en kritik boyutunu ıslak imza bulunmayan bu word dosyalarının oluşturacağını söyleyebiliriz. Ancak savcılığın “gizli” tuttuğu deliller hakkında bir değerlendirme yapamıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları