BALYOZ iddianamesi 973 sayfadan oluşuyor. İddianamenin sonunda yer verilen takipsizlik ve muhtelif ayırma kararları da 25 sayfa tutuyor. Sonuçta toplam 998 sayfaya ulaşıyor.
İddianameyi yalnızca ana metin üzerinden değerlendirmek her zaman yeterli olmuyor. İddianameye dayanak oluşturan deliller için ek klasörleri de incelemeniz gerekiyor. Bu şekilde toplam 184 klasör var. Her klasörün içinde, yüzlerce sayfa belgenin yer aldığı yüklü bir PDF dosyası sizi bekliyor. Bu klasörlerin içinde gezinirken hiç beklemediğiniz bir anda bir dosyanın içinden hiç ummadığınız sürpriz bir belge birden karşınıza çıkabiliyor.
İşte Balyoz iddianamesi klasörleri arasında böyle bir belgeyle önceki akşam karşılaştım. Bu belge, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Balyoz soruşturmasını yürüten savcılara 19 Nisan 2010 tarihinde gönderilmiş.
ORGENERAL BAŞBUĞ’UN HASSAS TALEBİ
Bu, 2003 yılının hemen başında, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, o tarihte Orgeneral Çetin Doğan’ın başında bulunduğu Birinci Ordu Komutanlığı’na gönderdiği bir gizli mesajın belgesi.
Orgeneral Başbuğ’un bu mesajı, bugün Balyoz iddianamesinde darbe suçlamalarına kaynaklık eden Birinci Ordu’nun 5-7 Mart 2003 tarihli plan seminerinin hemen öncesinde, bu seminerin gündemiyle ilgili hassas bir talebi içeriyor.
Belgenin içeriğine geçmeden önce kısaca bu seminerin gündemiyle ilgili tartışmayı hatırlayalım. Bu seminerde, Genelkurmay’ın daha önceden vermiş olduğu direktif doğrultusunda Yunanistan’la muhtemel bir savaş durumunu konu alan planlar görüşülecektir.
Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Doğan, bir savaş anında “geri bölge emniyeti”nin de mutlaka ele alınması gerektiğini belirterek, dış tehditle iç tehdidin iç içe geçtiği bir senaryoyu plan seminerinin gündemine dahil eder; bu hazırlığını 12 Aralık 2002 tarihinde alt birliklere ve aynı zamanda Ankara’daki Kara Kuvvetleri Karargahı’na da duyurur.
Bu senaryonun iç tehdit bölümünde, Yunanistan’la savaş anında cephe gerisinde patlak veren bir irtica ayaklanması sıkıyönetim ilanıyla sonuçlanmaktadır. ORGENERAL YALMAN’DAN 2 OCAK TARİHLİ DİREKTİF
Bu yazıyı gönderince Orgeneral Doğan’a Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan iki kritik yanıt gelir.
Bunlardan birincisinde, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, 2 Ocak 2003 tarihinde “Kara Kuvvetleri Komutanlığı 2003 yılı Tatbikatlar Programı Kitabı”nı yayımlar. Bunun ekinde, Birinci Ordu Komutanlığı’nda 2003 mart ayında yapılacak olan plan seminerinin çerçevesi çok spesifik bir şekilde çizilmiştir.
Orgeneral Yalman imzalı bu yazının ekinde bakın ne diyor:
“GAYESİ: Ertuğrul Harekat Planı’nı geliştirmek, uygulamaya dönük hazırlıkları gözden geçirmek, müşterek harekatta görev alacak ast birlik ve karargahların çalışmalarına yön vermek ve personelin eğitimlerini geliştirmek, komuta kontrol sistemlerini gözden geçirmektir.
KISA ÖZETİ: Türkiye ile Kırmızı (Yunanistan) arasındaki sorunların barışçı yollardan çözümlenememesi ve giderek tırmanan bir gerginlik dönemini kapsayan bir senaryo içerisinde Ertuğrul Harekat Planı’nın incelenmesidir.”
Görüleceği gibi, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yalman, kitapta verdiği direktifte semineri Yunanistan’ı konu alan bir dış tehdit senaryosuna odaklamıştır. KARARGAHTAN GELEN ÜÇ MADDELİK HASSAS MESAJ
Kara Kuvvetleri Komutanı’nın bu talimatı 2 Ocak 2003 tarihli. Bu talimatın gitmesinin hemen ertesi günü (3 Ocak) Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahından Birinci Ordu Komutanlığı’na ikinci bir yazı gider.
Bu mesaj 12 Aralık tarihli Birinci Ordu yazısına 2 Ocak tarihli kitapla çizilen çerçevenin ardından verilen resmi yanıtı içeriyor. Hemen girişinde, “ilgi” olarak 12 Aralık tarihli Birinci Ordu’nun yazısı gösteriliyor.
Üç maddelik bir mesaj bu. Birinci maddesinde, “1’inci Ordu Plan Semineri Uygulama Esaslarının ilgi- ile alındığı belirtiyor. (Yani, “12 Aralık 2002 tarihli yazınızı aldık” diyor)
İkinci maddesinde, faaliyetin Genelkurmay’ın 2003-2006 tatbikat programı dokümanında emredilen özelliklere göre icra edilmesi gerektiği belirtiliyor. (Ki bu da, 2 Ocak tarihli Kara Kuvvetleri talimatının kaynağı olan bir program.)
Ve nihayet mesajın üçüncü maddesinde şöyle deniliyor:
“İlgi ile teklif edilen senaryonun, 1. Ordu K. plan semineri (4-6 Mart 2003)’nden sonra, 1’inci Or. K.’nca tespit edilecek bir tarihte, plan çalışması şeklinde incelenmesini, planlanacak tarihin bildirilmesini.”
Mesajın altında “Müsaade eden isim ve imza” bölümü var. Burada “İlker Başbuğ Orgeneral Kurmay Başkanı” yazılı. Ve üstte de Başbuğ’un imzası yer alıyor. BAŞBUĞ’UN MESAJI UYGULANSAYDI
Bu mesaj ne anlama geliyor? Orgeneral Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yalman adına gönderdiği bu mesajla, Birinci Ordu’ya “O senaryoyu şimdi görüşmeyin, mart ayındaki seminerden sonra görüşürsünüz ama bize önceden tarihini bildirmek koşuluyla” diyor.
Kara Kuvvetleri karargahı, sonrası için de kontrolü elinde tutmak istiyor bir bakıma. Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Doğan ise geri bölge emniyeti dahil olmadan yalnızca dış tehdit senaryosu görüşülmesinin doğru olmayacağı, bunun güvenlik açısından zafiyet yaratacağı görüşündedir. Orgeneral Doğan, seminere ilişkin ayrıntılı cereyan tarzları hazırlatarak 31 Ocak tarihinde aynı senaryoyla birlikte Kara Kuvvetleri’ne gönderir.
Bu haliyle, Orgeneral Başbuğ imzalı Kara Kuvvetleri mesajına rağmen, Birinci Ordu plan semineri için aynı senaryoyu gündemine alır. Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 31 Ocak tarihli bu yazıya karşılık vermez, Orgeneral Doğan’ın pozisyonunu bir bakıma kabul eder.
5-7 Mart 2003 tarihlerinde yapılan seminerde Türk-Yunan savaşının yanı sıra iç tehdidin de ele alındığı karma bir senaryo görüşülür. Bu senaryo şimdi Balyoz iddianamesinde Savcıların darbe suçlamalarına dayanak olarak gösteriliyor. GENELKURMAY BELGE HABERİNİ TEKZİP ETMİŞTİ
Başbuğ imzalı belgenin Hürriyet Ankara Temsilcisi Metehan Demir’in geçen nisan ayı başında yazdığı iki önemli haberle de yakından ilgisi var. Bu haberlerde geçen mart ayı başındaki Balyoz tutuklamalarından hemen sonra Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında yapılan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un da katıldığı Balyoz tutuklamalarına ilişkin bir toplantıyı konu ediliyordu.
İlk habere göre, Orgeneral Başbuğ Birinci Ordu’daki seminerde bazı hatalar yapıldığını belirtmiş, bu konuda Cumhurbaşkanı’na bir de belge göstermişti. Bu haber ertesi günü Genelkurmay tarafından tekzip edilmişti. Açıklamada, “incelemeye ilişkin” bir belge olmadığı belirtilmişti.
Bugün yayımladığımız belge, en azından seminerin hazırlık sürecinde Orgeneral Başbuğ’un bu seminere ilişkin çok kritik bir belgede imzasının olduğunu, plan semineriyle ilgili gelişmeleri başından itibaren çok iyi bildiğini gösteriyor.
3 Ocak 2003 tarihinde Birinci Ordu’ya giden talimata imza atarken, bu belgenin tam 7 yılı aşkın bir süre sonra Genelkurmay Başkanlığı’nı devredeceği gün Türk kamuoyunun bilgisine ulaşacağı, herhalde hiç aklının ucundan bile geçmemişti Orgeneral Başbuğ’un.