Atatürk’ün irfan ordusu ne durumda?

*  Devlet adamlarımız, siyasilerimiz öğretmenlerimizin Türkiye için oynadığı yaşamsal rolün önemi üzerine açıklamalar yapıyor. Basınımız da bu vesileyle öğretmenlerimizin sorunlarını anlatan ayrıntılı araştırmalara, makalelere yer veriyor; konu gazete manşetlerine çıkıyor.

YÜZDE 70’İNİN KREDİ KARTI BORCU VAR

Dün Öğretmenler Günü dolayısıyla karşımıza çıkan en çarpıcı araştırmalardan biri, Türk Eğitim-Sen’in Türkiye genelinde 3 bin 65 öğretmen üzerinde gerçekleştirdiği anket çalışmasıydı.

*  Bu araştırmadan öğreniyoruz ki, öğretmenlerimizin

- Yüzde 60.4’ü kirada oturuyor,

- Yüzde 70.5’inin kredi kartı borcu bulunuyor,

- Yaklaşık yüzde 33.2’si maddi sorunların aile hayatlarını olumsuz yönde etkilediğini,

- Yüzde 21.6’sı maddi sıkıntılar nedeniyle eşiyle ayrılma noktasına geldiğini,

- Yüzde 34.1’i ekonomik sorunlar nedeniyle kaygı duygularında artış olduğunu

- Yüzde 7.5’i depresyonda olduğunu söylüyor.

*  Aynı araştırmada öğretmenlere mesleklerini severek yapıp yapmadıkları da sorulmuş. Yüzde 62.7’si bütün olumsuzluklara rağmen öğretmenliği severek, yüzde 37.2’si ise sevmeyerek yaptığını söylüyor.

*  Türkiye’deki öğretmen sayısının 700 bin dolayında olduğunu dikkate alırsanız, yaklaşık 260 bin öğretmenin her sabah sınıfta öğrencilerin karşısına sevmediği bir işi yapmak üzere, mutsuz bir ruh haliyle çıktığı gerçeğiyle karşılaşırsınız.

LABORATUVARI OLMAYAN EĞİTİM FAKÜLTELERİ

*  Bir diğer araştırma ise Türk Eğitim Derneği tarafından açıklandı. “Öğretmen Yeterlilikleri Araştırması” başlıklı çalışmada özetle şu bulgularla karşılaşıyoruz:

- Öğretmenlerimizin yıllık geliri, uluslararası ortalamalardan yaklaşık yüzde 50 daha az,

- AB ülkelerinde bir öğretmen 29.5 bin dolar ücretle işe başlarken, Türkiye’de 14 bin dolarla başlıyor,

- Öğretmenlerin yüzde 21.7’si mezun olduğu alanın dışında öğretmenlik yapıyor,

- Öğretmenlerin en az üçte biri için öğretmenlik ilgi ve istek dışı seçilen bir meslek,

- Öğretmenlerin mesleki gelişimlerine dönük etkinlikler son derece yetersiz.

*  Daha vahim bulgular öğretmenlerin eğitim süreciyle ilgili olarak karşımıza çıkıyor. “Öğretmenler iyi yetiştirilmemektedir” diyor TED’in araştırması ve eğitim fakültelerinde öğretim elemanı, fiziksel altyapı ve donanım açısından ciddi yetersizlikler bulunduğuna dikkat çekiyor.

Örneğin, Siirt Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi başına 867 öğrenci düşüyor; 22 eğitim fakültesinde fizik laboratuvarı, 19 eğitim fakültesinde ise biyoloji laboratuvarı bulunmuyor.

Eğitim fakültelerinde bilgisayar başına düşen ortalama öğrenci sayısı ise 39.

*  Özetle, öğretmen adaylarının önemli bir bölümü laboratuvarda deney yapmadan, doğru dürüst bilgisayar kullanmadan öğretmen ordusuna katılıyor.

VE 250 BİN ÖĞRETMEN KADROSU AÇIĞI

*  TED Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, dün Radikal’de yayımlanan makalesinde yeni okul binalarının yapıldığını, bu binaların içlerinin donatıldığını belirttikten sonra ekliyor:

“Ama bu binaların amacına ulaşmasını sağlayacak, öğrencileri yetiştirecek, programları uygulayacak olan öğretmenlerin yeri toz duman içinde tamamen ihmal edilmektedir... Eğitim sistemimiz engebeli arazide gitmeye çalışan kuma saplanmış, sürekli patinaj atan bir binek arabası görünümündedir...”

*  Tabii, bütün bu düşündürücü tablo içinde başka dev sorunlar da var bu başlıkta. Türkiye’de ilköğretimde 220 bin, ortaöğretimde ise 98 bin olmak üzere toplam 318 bin öğretmen açığı var. Buna karşılık, öğretmen diplomasına sahip olup atama için başvurusu bulunan, ancak hükümet kadro vermediği için işsiz bir şekilde bekleyen 310 bin öğretmen adayı bulunuyor.

*  Bir bu kadar vahim olan, öğretmenlerin kadrosu çıkmazken kadrosuz statüde 70 bin kadar öğretmenin sözleşmeli, bir o kadar öğretmenin de ücretli olarak çok düşük maaşlarla çalıştırılıyor olması.

Öğretmenler Günü Türkiye’ye kutlu olsun.