TÜRKLÜĞÜ tanımlayan sınırlar nereden geçer? Anayasa’daki Türklük tanımı ile Yargıtay’ın Türklük tanımı arasında bir çelişkiden söz edilebilir mi?
Soruları uluslararası hukuk bağlamında biraz açalım: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) göre Türklükten ne anlaşılmalıdır? AİHM bu konuda bir karar verirse Yargıtay’ın Türklük tanımını değiştirmesi gerekir mi?
Bütün bu sorular, geçen sonbaharda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Hrant Dink konusunda Türkiye’yi mahkûm ettiği kararın türevleri olarak karşımıza çıkıyor. TÜRKLÜĞE HAKARETTEN MAHKÛM OLUNCA
Meseleyi baştan alalım. Hrant Dink’in suikasta kurban gitmesine yol açan olaylar dizisi kendisinin 2004 yılında Agos’ta çıkan bir yazısıyla tetiklenmişti.
Dink hakkında o dönemde Türk Ceza Kanunu’nun 159’uncu maddesinde düzenlenen “Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek” suçunu işlediği iddiasıyla dava açılmıştı. Dava Dink’in mahkûmiyetiyle sonuçlanmış, ardından Yargıtay’a gitmiş, 2006’da Başsavcılığın aleyhte görüşüne rağmen önce Dokuzuncu Ceza Dairesi ardından Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararı onaylamıştı.
Yargıtay’ın kararı 2007 yılında İstanbul’daki yerel mahkemeye ulaştığında, Dink hayatta değildi.
Dink’in ailesi, Türkiye’yi AİHM’de birçok başlıkta dava etti. Bu başlıklardan biri, Dink’in Yargıtay tarafından “Türklüğe hakaret”ten mahkûm edilmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) koruduğu ifade özgürlüğünü ihlal ettiği tezidir.
Davacılara göre, “Dink, yargıçların mahkûmiyetini yalnızca Türk etnik kökenine mensup kişilere inhisar ettirilen bir Türklük kavramı yorumuna dayandırmaları ölçüsünde, Ermeni etnik kökenine dayalı bir ayrımcılığa maruz kalmıştır.” YARGITAY KARARI ANAYASA’YA TERS
AİHM, bu iddiaları Sözleşme’nin “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir” diye başlayan 10’uncu maddesi açısından incelemeye almıştır. AİHM’nin incelemesindeki en önemli saptamalardan biri, Türklüğün tanımı söz konusu olduğunda Yargıtay kararıyla Anayasa arasında farklılık bulunmasıdır. Kararda bu konuda şöyle deniyor:
“Yargıtay bu ifadeyi (Türklük) Türk etnik kökenli kişilerin sahip oldukları değerleri ve gelenekleri içerecek şekilde yorumladığı ölçüde, Anayasa’daki tüm Türk yurttaşlarını etnik ya da dini aidiyetlerine bakılmaksızın kapsayan ‘Türk’ tanımıyla çelişir bir durum ortaya çıkmaktadır.”
Buradaki ifade, “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” şeklindeki 66’ncı maddeye dolaylı bir gönderme olarak yorumlanabilir. AİHM’ye göre, Yargıtay’ın Türklüğü yorumlayış biçimi, korumaya yöneldiği çıkarlar bakımından iki yönlü bir etki gösteriyor:
Birincisi, “Devletin kurucu unsuru olarak ‘Türk milleti’ne gönderme yapılmak suretiyle Türklük, somut olarak Hükümetin yürüttüğü siyasetle ve kurumlarının faaliyetleriyle vücuda gelen Devletin bizatihi kendisini andırmaktadır.”
İkincisi, “Yargıtay’ın tanımı Türklük kavramını, dini tarihi dilsel ve geleneksel olarak Türklere aidiyetle sınırlandırarak, uluslararası antlaşmalarla tanınan ya da tanınmayan her türlü dini, dinsel ve etnik azınlığı Türklük tanımından dışlamaktadır.”
Karara göre, sonuçta buradaki yorum şekli, bu resmi teze yönelik her türlü eleştiriyi “Türklüğü, Türk milletini aşağılama, hor görme, küçük düşürme” olarak görmektedir.
AİHM, sonuçta şu hükmü veriyor: “Mahkemeye göre, Dink’in mahkûmiyetinin Yargıtay tarafından onaylanması tek başına ya da ilgiliyi aşırı milliyetçi militanlara karşı koruma önlemlerinin yokluğu olgusuyla birlikte dikkate alındığında, ifade özgürlüğüne haksız bir müdahale niteliği taşımaktadır. Sözleşmenin 10’uncu maddesi ihlal edilmiştir.”
YENİ ANAYASADA DİKKATE ALINMALI
Mahkemenin bu hükmünün son dönemde Türkiye hakkında verdiği en kritik kararlardan biri olduğunu söylemeliyiz.
AİHM, Yargıtay’ın Türklüğü doğrudan etnik aidiyete dayandıran tanımını problemli bulmaktadır. Temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda, Anayasa’ya göre AİHM kararları ulusal mevzuatın üstüne çıktığından Yargıtay’ın Türklük tanımını gözden geçirme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Benzer şekilde, yeni Anayasa hazırlıkları sırasında Türklük tanımı yapılırken AİHM’nin Dink kararının da dikkate alınması gerekecektir.