Dante Alighieri’den İlahi Komedya
Çünkü klasikleri okumanın tam zamanı! Dünya şiirinin başyapıtı “İlahi Komedya”, Dante’nin Cehennem’e, Âraf’a ve Cennet’e yaptığı düşsel bir geziyi destanlaştırır. “İlahi Komedya”, 14 bin 233’e ulaşan toplam dize sayısı ile, şiir tarihinin en uzun soluklu şiiridir. Bu şiir aynı zamanda tarih ve felsefeden din bilime, gökbiliminden geometriye uzanan bir ansiklopedi niteliği taşıyor.
Victor Hugo’dan Sefiller
Çünkü bu destansı roman Fransız toplumundan yola çıkarak, kozmolojik bir bakış ve eşsiz bir duyarlılıkla insanlığa ulaşıyor. Fantine’in, Cosette’in, Marius’ün, Saint-Denis Sokağı barikatlarının, Paris’in, Javert’in ve Jean Valjean’ın sefaletten sevgiye, felaketten iyiliğe ve karanlıktan aydınlığa uzanan hikayeleri Sefiller’de.
Albert Einstein’den Benim Gözümden Dünya
Çünkü büyük bilim insanının hayata, yaşadığı dünyaya ve bilimsel çalışmalarına dair görüşlerini bu kitapta bulacaksınız. Büyüleyici, esprili ve zekice gözlemler, büyük bir kalbi ve az rastlanır bir aklı açığa vuran samimi itiraflarla keyifli bir okuma.
Psikanaliz, erotoloji, anlambilim, Geştalt Yaklaşımı, eski Meksika şamanlarının sonuncusu
Don Juan’ın öğretileri, zen, yoga ve taoculuk birikimlerini paylaşmak amacıyla kurduğu Söz Yayın Oyunajans önemliydi. Öykülerini topladığı “Apartman Aşkları”nı ve başta Carlos Castaneda’dan yaptıkları olmak üzere pek çok çevirisini bu yayınevinden çıkardı. “Türk Dilinin Uyak (Kafiye) Sözlüğü”nü hazırladı, Jack Kerouac’ın “Dharma Bums”ını “Zen Kaçıkları” adıyla Türkçeleştirdi, Şeyh Nefzavi’nin “Itırlı Bahçe”sini çevirdi.
James Joyce’tan yaptığı “Ulysses” çevirisiyle aynı yıl The International James Joyce Foundation üyeliğine kabul edilen Erkmen, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin Yılın Çevirmeni ödülünü kazandı.
Çok güzel sohbetlerimiz oldu kendisiyle, karşılıklı içtiğimiz kahvelerin hâlâ tadı damağımda.
Büyük bir çevirmeni, müthiş bir yayıncıyı, çok iyi kalpli bir insanı kaybettik.
Birol İnan’dan Kalbim Pera
Çünkü evlerde olduğumuz bu günlerde içimizi açacak bir roman. Aşkın, sorgulamaların, gerçek sevginin peşindeki karakterlerin izinde heyecanlı ve tutkulu bir okuma. İnan inandırıcı karakterleriyle duyguların hükmettiği bir hikaye anlatıyor.
Rıza Kıraç’tan Ucuz Ölüm
Çünkü “ölümün ucuz olduğu çağda yaşamı kutsayan kahramanlara ihtiyacımız var” diyor yazar. Emniyette üst düzey görevlerde bulunmuş, kumpaslardan beraat etmiş Fırat Azad ve arkadaşlarının olağanüstü mücadelesini soluk soluğa anlatan bir roman. Okurken temposuna kapılacağınız bir hikaye.
Saygın Ersin’den Pir-i Lezzet
Çünkü dünya çapında büyük başarı gösteren, Türkçe yazılıp 14 dile çevrilen, son yılların en önemli romanlarından. İçinden lezzetin, tarihin, entrikanın, aşkın geçtiği müthiş bir macera. Yıldızlar ve fısıltılarla çevrili, Topkapı Sarayı’nda başlayıp İskenderiye’ye uzanan bu serüvende yeryüzüne ender gelen bir yeteneğin, tatlara ve kokulara hükmederek zihinleri ve duyguları etkisi altına aldığı, aşk dolu bir destanı okuyoruz.
İskender Pala’dan Akşam Yıldızı
Çünkü Göbeklitepe’yi merkezine alan ilginç bir roman. İyi ile kötünün mücadelesinde bir aşk yolculuğu, sevginin inanca, inancın tutkuya, tutkunun hayata adım adım karıştığı noktadan Göbeklitepe hakkında bilinen her şeye yeni bir bakış. Pala bir kez daha ustalığını gösteriyor.
Louise Hay’den Düşünce Gücüyle Tedavi
Çünkü kitap önemli bir soru soruyor: “Düşündüğünüz her şeyin, yaşayacağınız her şeyin belirleyicisi olduğunu hiç düşündünüz mü?” Louise Hay kitabında bu düşünceden yola çıkarak yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Bu öyle bir dünya ki sevginin ve özgüvenin temelleri üzerine kurulu.
Bertnard Russell’dan Mutlu Olma Sanatı
Çünkü iyi bir yaşam sürmek isteyenlere sunulan bir reçete iddiasında bu kitap. Kişisel gelişim kitaplarının vermeyi vadettiği ama veremediği mutluluk sırlarını açıkladığı ifade ediliyor. Russell’a göre mutluluk bazı insanların bizim elimizden alabileceği temel insan haklarından biri değildir. Kişi mutluluğa başkalarını suçlayarak değil, belirlediği hedeflere erişmek için mücadele ederek ve bu mücadele sırasında eğlenerek ulaşır.
Olga Tokarczuk’tan Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Çünkü Nobel edebiyat ödüllü yazar sıradışı bir romana imza atıyor. Janina, uzak bir Polonya köyünde, yıldız haritalarını inceler, William Blake’in şiirlerini tercüme eder ve varlıklı Varşova sakinlerinin yazlık evlerine göz kulak olur. İnsanlar yerine hayvanlarla vakit geçirmeyi tercih etmesi ve münzevi tavırları kimilerine göre kaçıklıktır. Bir gün komşusu Koca Ayak gizemli bir şekilde ölür. Gelecek günler daha da tuhaf ölümleri beraberinde getirir. Şüpheler artarken Janina, tuhaf teorileriyle kendini soruşturmanın göbeğine yerleştirir. Baş döndürücü bir roman.
Maud Ankaoua’dan Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Çünkü Fransa’da çok satan listelerinde, ilgi çekici bir roman. Maëlle her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan, yoğun tempoda koşturmaktan kendi mutluluğunu önceliği yapmayı unutmuş, Parisli mutsuz bir kadındır. En yakın arkadaşı Romane ile buluştuğunda öğrendiği gerçek sonucunda bir seçim yapmak zorunda kalır. Ondan istenen uzun, zorlu bir yolculuğa çıkar. Böylece mutluluğa giden hikayesi de başlamış olur. Güçlü bir
kitap.
Yu Hua’dan Yaşamak
Nazlı Eray’dan Aydaki Adam Tanpınar
Çünkü Boğaz erguvanlarının altında yürürken aşk hayalleri kuran, Beyoğlu’nda Narmanlı Yurdu’nda eski bir hapishaneden bozma rutubetli bir odada en güzel eserlerini yazan, güzel kadınlara hayran, tozlu pabuçlu “Kırtıpil Hamdi”. Çevresindeki “sükût suikastı”nın kurbanı, borç para istediği için artık dost toplantılarına çağrılmayan, kadife uçlu kirpikli muhteşem yazarını, modern edebiyatın başka bir yazarı anlatıyor.
Gogol’dan Palto
Çünkü bu öykü edebiyat tarihinde bir kırılma yarattı, mizahı ve dili ile yeni bir dönem açtı. Bürokrasinin bozulmuş düzenini fantastik öğelerle harmanlayan Gogol fakirliği, dışlanmışlığı en güzel anlatan yazarların başında geliyor. Dostoyevski’nin “Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık” sözünü hatırlamanın tam zamanı.
Umberto Eco’dan Gülün Adı
Çünkü ilk yayımlanışından bu yana sayısız basım yaptı ve dünyanın pek çok diline çevrildi. Ortaçağda geçen, Hıristiyanlık düşüncesini tartışan tarihsel bir roman, kusursuz bir polisiye kurmaca.
Hangi yürek bir başına aşkı yüklenebilmişti ki? Doğası iki kişilikti aşkın, o, tek yaşanamazdı.
Korkunun esiri olmuş birini harekete geçirebilecek tek şey, yine korkudur...
Bu cümleler, Fırat Devecioğlu’nun yeni romanından... Okurları, onu tanıdık bir Alain de Botton şekilde tanımlıyor. Geçtiğimiz yıl Mona Kitap etiketiyle yayınlanan “Yüzleşme” adlı kitabıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Devecioğlu, bu defa bir kurgu ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
Devecioğlu’nun yeni romanı, polisiye ve postmodern kurmacayı harmanlama iddiasında. Brüksel, Londra ve Bratislava’nın sokaklarında geçen hikayede, her bir karakterin önemli bir filozofu temsil etmesi heyecan verici bir ayrıntı.
Ian McEwan’dan Beton Bahçe: İlk Aşk-Son AyinÇünkü McEwan, “Beton Bahçe” kısmında annelerini kaybeden kardeşlerin daha dışarıdaki dünyaya bile hazır değilken nasıl kendi dünyalarına çekildiklerini anlatıyor. Dört kardeşi kuşatan bir ölümün ve yıkımın izlerini okura aktarırken huzursuzluğun ne boyutlara varabileceğini gösteriyor.
Kısa, etkileyici, kimi zaman korkutucu hikayelerden oluşan “İlk Aşk, Son Ayin” derlemesinde ise insanların gözünü kapamak istediği acı gerçeklere dikkat çekiyor.
Yonca Eldener’den Göbekli Tepe
Muhafızı Çünkü Göbeklitepe’ye dair bilinirliğin her geçen gün arttığını gözlemliyoruz. Göbekli Tepe’yi merkeze alan, macera dozu yüksek bir kitabı okumak keyifli olacak.
Jacob ve Wilhelm Grimm’den Grimm Masallar Çünkü ilk baskısının üzerinden iki yüzyıl geçmiş olsa da edebiyat dünyasındaki önemini koruyor.
Jane Austen’dan
Lady Susan
Çünkü Jane Austen’ın 1794’te yazdığı ve 1871’de yayımlanan bu kısa romanı tamamen mektuplardan oluşuyor. Austen’ın ince zekasını ve mizah anlayışını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.