Paylaş
Müzisyenler Yeşim Salkım ve Kalben, şehitler gibi milli üzüntü yaratan durumlarda başta müzik olmak üzere ilk iş kültür-sanat faaliyetlerinden vazgeçilmesini eleştirdi.
Kalben şöyle dedi: “Bu, bana göre eğlence değil, iyileşme, yaraları kabullenme yolu. Bu sahne, bana ve yanımdakilere ev oluyor. Bu şarkıları birlikte söylediğimizde büyü doğuyor. Hissedenlere, kalplilere.”
Yeşim Salkım ise şunu söyledi: “Hep müziğe vuruyor bu işler. O zaman maçlar da yapılmasın. İnsanlar dükkanlarını da açmasın. Her şey dursun o zaman. Benim müzisyen dostlarım evlerini üç kuruşa, beş kuruşa böyle geçindiriyor. O yüzden biraz daha sağduyulu olmak lazım.”
Ben biraz yadırgadım açıkçası.
Çünkü apartmandaki komşumuzun bir yakını öldüğü zaman bile bizim evde günlerce televizyonun açılmadığı bir kültürden geliyorum.
Müzisyenlerin, çalgıcıların, teknik ekibin, garsonların, taksicilerin evine ekmek götürememesi argümanına da katılamıyorum.
Müzisyenlerin olduğu gibi her mesleğin kendi zorlukları var. Deprem olduğunda arama-kurtarma ekipleri günlerce uykusuz çalışıyor.
Orman yangınlarında itfaiyeciler... Ekonomik krizlerde ilk gazeteciler, bankacılar, reklamcılar işsiz kalıyor.
Herkes bu mesleklere de bu güçlükleri bilerek giriyor, beğenmeyen bırakıp başka iş yapıyor.
Bütün hayatın durması gibi bir şey de makul değil. Cenaze evinde bile yemek yenir, günlük işler görülür ama müzik ve eğlence başka bir şeymiş gibi geliyor bana.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Ama yazının devamını okuyun.
Yılın annesi ödülünü
şehit annesine verdi
Çünkü kararınızı vermeden önce bilmeniz gereken önemli bir ayrıntı var.Yeşim Salkım, 15 gün önce, daha İdlib şehitleri gelmeden düzenlenen İstanbul Şehir Ödülleri’nde ‘yılın annesi’ ödülüne layık görüldü.
Törene katılıp “Buraya bu ödülü kabul etmek istemediğimi söylemek için geldim” diyerek ödülünü, şehit Üsteğmen Mahir Turan’ın annesi Hekime Turan’a verdi.
Ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bu ödülü şehit annesine layık görüyorum. Umarım bu ödül töreni ders olur, bundan böyle ‘yılın annesi’ ödülünü hak eden annelere verirsiniz.”
Yani şehitlere, şehit annelerine bir umursamazlık, duyarsızlık değil söz konusu olan.
Belki farklı bir bakış açısı. Kalben’in dediği gibi başka bir yas tutma biçimi.
Bilemedim...
Şu sıra hiçbir şey bilmiyormuşum gibi geliyor zaten...
Galiba bir süre daha da bilemeyeceğim.
İyi insanlar
hayata inanmaya
devam etmemizi sağlıyor
Deprem, terör, şehitler; üst üste çok acı yaşadık. Unutmak mümkün değil ama iyiliğe inanmaktan, kalplerimizi iyilikle yıkamaktan da başka çaremiz yok.
Buyurun son birkaç günde yaşadığımız birkaç güzel örnek. Hem iyi gelmesi hem de ilham vermesi için...
◊ Galatasaray’ın Uruguaylı kalecisi Fernando Muslera, bu ayki maaşını şehit ailelerine bağışladı. Bu tutarı hesaplayanlar rakamı yaklaşık olarak 2.5 milyon lira olarak telaffuz ediyor.
◊ Oyuncu Demet Özdemir doğum gününde hediye istemediğini, sevenlerinin onun yerine Koruncak Vakfı’na bağış yapmasını istedi. Kısa sürede 41 bin liradan fazla yardım toplandı. 13 kızın bir yıllık eğitim masrafı...
◊ Setten çıkan Eda Ece, sokak köpeğine çarpıp kaçan bir araç gördü. Hayvanın kemikleri kırılmıştı. Saat geç olduğu için köpeği veterinere götürecek araç bulamadı. Pes etmedi, oradaki polislerden yardım istedi. Hayvan hastaneye yetiştirildi, sayesinde tedavisi sürüyor.
◊ Oyuncu Ulaş Tuna Astepe, sınırda mezalime uğrayan göçmenler için kendi imkanlarıyla temin ettiği gıda malzemesi, çocuk bezi, mama ve uyku tulumlarını Suriyeli ve Afgan sığınmacılara dağıttı.
Paylaş