Paylaş
Anlatılacak çok şey var tabii ama en dikkatimi çeken şu:
Bütün coğrafya tek katlı.
Sadece zenginin-fakirin evi değil...
Camii, kalesi bile tek katlı.
İnsana her yere girilebilir, her yere gidilebilir, her yerden geçilebilir hissi veriyor.
Metropollerde, çok katlı binalardan arta kalan “yarık”ların arasında dolaşırken fark etmiyoruz.
“Bina baskısı” diye bir şey var üzerimizde.
Hani büyük şehrin gürültüsünden, sessiz bir yere gittiğinizde...
“Aaa böyle de bir şey varmış” diye kulaklarınızda hissettiğiniz bir huzur/rahatlama vardır ya...
Onun gibi bir şey: Kendinizi daha özgür, daha eşit, daha az “tırmanmak” yahut daha az “tırmandığınız yerden düşmemek” zorunda hissediyorsunuz.
Tırmanma manyağı bütün Oğlak burçlarına duyurulur. Yeni yılınız ve yaşınız kutlu olsun...
Mesele yok
Seneye Tarzan gibi girdim; acaba bütün yıl öyle geçer mi?
Cümlemize dilerim: Hakuna matata!
Matata: Mesele, sorun, tatava...
Hakuna: Hak götüre, yok anlamında...
Hakuna matata: No problem yani “mesele yok” gibi bişii işte...
KUMANDAMIN UCUNDA
◊ Ozan Güven’i izlediniz mi? Sosyal medyaya ve tekrarlara baktıkça fark ediyorum; yılbaşı ekranına Ozan Güven damga vurmuş. Sanırım bunda “Fi” dizisinde canlandırdığı sert “Can Manay” karakterinin aksine, ekrana Cem Yılmaz’ın co-pilotluğunda taşıdığı, esprili ve ters köşe hali etkili oldu.
◊ Size kaç gün yılbaşı tatili verdiler? Bize bir... Üstüne bir gün de yıllık iznimden ekledim, zar zor iki gece-üç gün tatil yaptım. Ama yılbaşı dolayısıyla bütün diziler bir hafta tatil. Gözümüz yok, onlar da dinlensin tabii ama bir kampanya vardı ya: “Yerli dizi, yersiz uzun” diye... Ben de yenisini başlatıyorum: “Yerli seyirci, yersiz bekliyor...”
Harita güzeldi ama...Yalancının biriydi!
Haritaya bakmak çocukluğumdan beri terapi gibi.
Kendi kendime fetihler yaparım, Osmanlı’yı yeniden kurarım, elime kalem alıp boyadığım oluyor... Hatta küçük hatalarla, hiç bakmadan ezbere dünya haritası çizerim.
Çizdiğimi sanırdım!
Tanzanya üzerine araştırma yaparken bir şey fark ettim. Yüzölçümü Türkiye’den büyük olmasına rağmen haritada daha küçüktü.
Sonra bir baktım, bir sürü ülke öyle: Ülkelerin gerçek yüzölçümleri haritalara yansımıyordu.
¡¡¡
Yani cepte, internette, atlaslarda, sınıflarda bize gösterilen haritalarda...
Daha büyük olmasına rağmen Tunus, İngiltere’den küçük...
Gerçekte üçte biri olmasına rağmen İskandinavya, Hindistan’dan büyük gösteriliyor.
Açın bakın hakikaten öyle! Geçen hafta köşemde yazdım tabii.
Aman Allah, ne mail’ler, ne tweet’ler...
Önce eleştiriler:
Harita Mühendisleri Odası basın açıklaması yaptı: Kelebek’teki bu köşe “bilimsel” değilmiş.
Harita Genel Komutanlığı’ndan gazeteyi aradılar; cebimi ilettim; komutan daha aramadı; ne diyecek merak ediyorum.
Jeo-enformasyon sektöründen biri paylaşım yapmış: Anlayışım kıtmış.
Efendim coğrafyadan çakmıyormuşum. En çok da buna gücendim.
¡¡¡
Yine de “Aaa gerçekten doğru, tebrik ederim, sayenizde fark ettik” minvalinde destek verenler çoğunlukta tabii.
Çoğu sizin-benim gibi, “dahi” olmayan insanlar.
Olmak zorunda da değiliz. Ne dahi coğrafyacı ne ordinaryüs haritacı falan...
Haritaları bu kadar sevmeme rağmen, bu yaşıma kadar Hindistan’ı İskandinav’dan küçük sanarak geldim.
¡¡¡
Efendiler soru şu: Bilmem kaç boyutlu, bilmem ne çizimleri yapılabilen bugünkü teknolojide...
ABD’yi, Rusya’yı, İngiltere, Fransa’yı şişirmeden...
Tunus’u, diğer Afrika ve Güney Amerika ülkelerini, Hindistan’ı, Pakistan’ı ezmeden...
Vicdanlarımıza daha hakkaniyetli gelecek, daha gerçeğe harita yapmanın yolu yok mu?
Paylaş