Paylaş
Birkaç gündür gözümüze çarpan iki gelişmeyi ele alacağız. Birisi Asya krizi ile ilgili, diğeri içeride faiz ve günlük devalüasyon oranlarıyla...
Birbirleriyle olan tek ilgisi belki de yüksek volatilite nedeniyle bugün söylenebileceklerin yarın ani bir gelişme ile tersine dönebilecek olması.
Ne var ki, bu gelişmelerin de belli aralıklarla ele alınması şart.
ASYA KRİZİ
DİBE VURDU MU?
Biz Asya borsaları ve özellikle de Asya paralarının birkaç haftadır gerektiğinden fazla düştüğü kanısındaydık.
Singapur ve Tayvan ekonomilerinin herhangi bir sorunu yok. Dünyada en iyi yönetilen ekonomiler arasındalar.
Güney Kore ve Malezya'da sorunlar var. Ama Malezya bankacılık sistemi, sağlam bir bilançoya sahip. Güney Kore'de ise bazı zayıf yönleri bir kenara bırakılırsa, büyük gelişme göstermiş, son derece dinamik bir yapı var.
Ama Güney Kore'de dolar yüzde 100'den, Malezya'da da yüzde 50'den fazla değer kazanmış durumda.
Bizce bu aşırı.
Bu nedenle Asya paralarının kısa zamanda bir miktar toparlamasını bekliyorduk. (Elbette olayın reel etkileri tamamen farklı. Burada ilk belirtiler dahi daha yeni ortaya çıkmaya başlıyor.)
DÜN
Gerçekten de geçen haftanın sonunda ve pazartesi günü Asya finansal piyasalarında bir düzelme yaşandı.
‘‘Beklenen yükseliş başladı mı?’’ diye sorarken dün Asya paraları yine darbe yedi. Suçlu Endonezya parası Rupiah idi. Rupiah bir ara değer kazanır gibi olmuş, Dolar Endonezya'da 10.000'den 8.500'e düşmüştü.
Ama dün yine yükseldi. Dolar Endonezya'da 12.000 Rupiah'a çıktı. dealer'lar 15.000'i bulacağını söylüyorlardı.
Bu gelişme diğer Asya paralarını da peşinden sürükledi ve dün, Malezya parası yüzde 5, Güney Kore parası da yüzde 4 kadar değer kaybetti.
İnanılacak gibi değil, ama Asya krizinin finansal kısmı dahi henüz dibe vurmuşa benzemiyor.
Ancak, dediğimiz gibi, zemin kaygan.
Piyasalar bir anda dönebilir. Çünkü yabancı yatırımcı Endonezya için olmasa bile, Güney Kore, Malezya ve Tayland için beklemede.
Faizler ve kur ayarlamaları
Beklenildiği gibi, ekonomi yönetimi yeni yılla birlikte günlük devalüasyon oranını bir miktar aşağı çekmişe benziyor. Devalüasyon ocakta yüzde 4.6 civarında kalacak gibi. (Geçen ay yüzde 5.2 idi) Yıllık baza indirgendiğinde bu, açık pozisyonu çekici kılan bir gelişme. Bu nedenle de pozisyonlar açılıyor.
Devalüasyonun ardından gecelik faizlerde de bir düşüş gözlendi.
Ama Merkez Bankası kotasyon limitini aşağı çekmedi. Ayrıca, repo piyasası Merkez Bankası tarafından fonlanıyor. Repo oranlarının düşürülmesi için Merkez Bankası'nın zaten yüksek seviyelere gelmiş olan fonlamasını daha da yükseltmesi gerekecek. Bu nedenle repo oranlarının değişmesi kolay değil.
Faizlerdeki düşüş ‘‘yayılabilir’’ mi? Yoksa sadece piyasadaki geçici likidite hareketlerinden kaynaklanan bir dalgalanma ile karşı karşıyayız?
Burada da zemin kaygan ve işler bir anda tersine dönebilir. Ama eğer on gün sonra açıklanacak olan ocak ayı enflasyon rakamları yüzde 5'in altında çıkarsa, ekonomi yönetimi faizleri de bir iki puan aşağı çekmeyi deneyebilir.
Paylaş