Paylaş
Bir bono aldığınızda bunu repo ile fonlarsanız yıllık maliyetiniz bugünlerde yüzde 120'yi aşar.
Yok, fonlamayı açık pozisyonla yaparsanız, yani yurtdışından borçlanır, TL'ye geçer, bu paralarla da bono alırsanız, yıllık bazda yüzde 106 civarında bir maliyetiniz olur.
Kurumlar bu yöntemlerin bir karışımını kullanıyorlar. Yüzde 50 repo, yüzde 50 açık pozisyonla fonlanan bir portföy alın, portföyü taşımanın yıllık maliyeti yüzde 113'ün üstüne çıkar.
Oysa bono piyasasında son ihale kâğıtlar, çarşamba günü yüzde 107'nin altını, dün de yüzde 104'ün altını gördü.
Bu nasıl olur? Oyuncular, yüzde 104-106 veren, ama yüzde 113'e mal olan bir bonoyu nasıl alırlar?
Bazı açıklamalar şunlar:
STOPAJ
Uzun süre piyasanın dar bir kesimi tarafından uygulanan bir hesap artık piyasanın neredeyse tümüne yayılmış durumda.
Yüzde 106 faiz, bonoların stopajdan sonraki net faizi. RP-DYP koalisyonu stopajı ilk koyduğu günlerde bono faizlerini net olarak hesaplamaya başlamıştık. Piyasa uygulaması da bu yönde oldu. Faizler stopaj düşüldükten sonra kote edilmeye başlandı.
Ama stopaj kurumlar için bir vergi değil. Adı üstünde bir stopaj. Eğer bir kurum, kâğıdı iflasına kadar tutar ve bu arada gerekli bazı koşulları yerine getirirse, bu stopajı bir gecikmeyle de olsa, ‘‘geri alabiliyor.’’
Bu çeşit kurumlar için yüzde 106 veren bir kâğıdın gerçek getirisi de yüzde 113.5 civarına geliyor.
Açık pozisyon ve gecelik repo karışımından oluşan yüzde 113 maliyetli bir fonlamada kâğıt zarar etmiyor. (Hatta pozisyonun tümü açık pozisyonla fonlandığında pozitif bir getiri de sağlıyor.)
VERİ RİSKİ
Ama denebilir, bu kâğıtlar bu aralar epeyi riskli. Kâğıdı yüzde 106'dan aldınız. Eylül enflasyon rakamı piyasanın beklentisini aştı. Örneğin yüzde 7.2 çıktı.
Faizler bir anda yüzde 111-112'ye yükselirse, önceden satın alınmış bonoların fiyatı düşecektir.
Stopajlı faizler ucu ucuna kurtarsa bile bonolardan spekülatif zararlar yazılacaktır.
Oyuncular bu riski nasıl gözardı edebiliyorlar?
ENFLASYON BEKLENTİSİ
Bazı oyuncular tüketici enflasyonunun yüzde 5 civarında çıkacağına kendilerini iyice inandırmış olabilirler. Bunun bonoda bir alış dalgası getireceğini düşünebilirler.
Bu bir...
İkincisi, tamamen spekülatif karakterli bir alış dalgası ile karşı karşıya olmamız olasılığı. Kâğıtlar faiz geliri için değil, sadece başkasına daha yüksek fiyattan satmak için alınmış olabilir.
Bu çeşit hareketler daha önce de yaşanmış ve oyuncular iyi para kazanmışlardı. Olan, ‘‘kâğıdı son alana’’ olmuştu.
Bu şimdi tekrarlanıyor olabilir.
SONUÇ
Demek ki, neresinden bakarsanız bakın, işin içinde bir cesaret var.
Ama esas mesele, bu cesaretin gerçek bazı gelişmelere dayanıp dayanmadığı...
...Yaşanan hareketin, eylül ayı enflasyon rakamından ne derecede soyutlanması gerektiği.
Göreceğiz.
Paylaş