6 Kişilik
Hazırlama süresi 30 dakika
Pişme süresi 45 dakika
MALZEME LİSTESİ
* 2-2,5 kg’lık beyaz lahana
* 500 gr orta yağlı kıyma
KABAKLI KAZAN KEBABI
8 Kişilik
Hazırlama süresi: 15 dakika
Pişme süresi: 40 dakika
MALZEME LİSTESİ
* 300-400 gr kuşbaşı kuzu eti
* 5 yemek kaşığı zeytinyağı
Daniele, eski Fransız Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın özel şefi olarak girmiş cumhurbaşkanlığı sarayının mutfağına. Ama çok da mütevazı; “Şansa oldu bu iş” diyor, hayatının dönüm noktası olan bu iş için.
Fransa’nın Perigord bölgesinde, ailesinin sahip olduğu bir çiftlikte dünyaya gelmiş Daniele. Saraya uzanan yolculuğu ise 1988 yılında, yanına gelen koyu renk takım elbiseli adamların teklifine “evet” diyerek başlamış. Mitterrand’ın özel şefi olarak mutfağa giren Bayan Delpeuch’ın daha önce mesleki eğitim almamış olması ise şaşırtıcı.
Sarayın yeni aşçısına şef yemeklerinden bıktığını söyleyen Cumhurbaşkanı Mitterrand, anneanne yemeklerini çok özlediğini dile getirerek, “Daniele, bana anneanne yemekleri yapabilir misin?” diye sormuş. İşte usta aşçının saraydaki yemek macerası da böyle başlamış.
O günlerde Daniele’i kimse kabullenememiş. Çünkü o, sarayın mutfağa giren ilk ve tek kadınmış. Ve o kadın, Mitterrand ve onun ağırladığı dünya liderlerine iki yıl boyunca yemek sanatını sergilemiş.
Daniele’nin macera dolu mutfak hayatı “Sarayın Tatları” filmine konu olmuş. Bu, zorlu ama bir o kadar da keyifli süreci alnının akıyla tamamlayan Daniele, çocuklarının hiçbirinin meslek olarak aşçılığı seçmediğinden yakınıyor.
“Mutfak maceralara açılan bir pasaport gibi” diyor Daniele. Ama macera için aldığı bu pasaport ailesi ile arasına mesafeler koymuş. Bu mesleği yapabilmek için çocuklarını babalarına emanet etmiş ve maalesef ailesini bir kenara bırakmış. “Bu meslekte çok başarılı olmak istiyorsanız, çocuklarınız, aileniz size engel teşkil etmemeli, özgür olabilmelisiniz. Karşıma çıkan şansları yakaladım, hiç kaçırmadım. Kadın şef olmak çok zor. Bu yüzden birçok kadın şef çocuk doğurmaz” diyor.
Sahrap Soysal'ın nefis yemek tarifleri için bizi takip etmeye devam edin.
Yumuşaması için 15 dakika kadar bekletin. Salçaları, tuz ve kırmızı biberi ilave edip iyice yoğurun. Ekşiyi katıp tekrar yoğurun. Ilık suyu da ekleyip hafif sulu kıvama (koyu çorba kıvamı) getirin.
Zeytinyağı ve incecik doğradığınız soğanları bir tavaya koyup orta ısılı ateşte, 7-8 dakika kavurun. Soğanlar iyice yumuşayınca ocaktan alıp bulgurlu karışıma ilave edin. Karıştırıp yanında lahana, asma ya da marul yapraklarıyla servise sunun.
Afiyet olsun...
Malzeme listesi
* 2 su bardağı ince bulgur
* 1,5 su bardağı ılık su
* 2 adet orta boy kuru soğan
Sürekli karıştırılarak, havuçlar altın sarısı renk alıncaya kadar, 2-3 dakika kadar kavrulur. Üzerine hemen irmik aktarılıp tahta bir kaşlıkla sürekli karıştırılarak, kısık ateşte yaklaşık 20 dakika, irmiğin rengi iyice sararıp kahverengiye dönünceye kadar kavrulmaya devam edilir.
İrmik taneleri birbirine yapışmaya başladığında yeteri kadar pişmiş demektir. Diğer taraftan, sıcak süt ve tozşeker derin bir kapta karıştırılır. Şeker iyice eriyinceye kadar arada sırada karıştırılır. Rengi iyice sararan ve annelerimizin deyimiyle “miyanesi gelen” irmiğin üzerine, şekerli sıcak süt eklenir. Hızla ve 1 dakika kadar karıştırılıp tencerenin kapağı hemen kapatılır. Çok kısık ateşte irmiğin sütü çekmesi için 5 dakika hiç karıştırmadan pişirilir. Ocaktan alınır ve yine kapağı hiç açılmadan 10 dakika daha bekletilip dinlendirilir. Sıcakken servis tabağına aktarılır. Ilık hale gelmesi beklenip servise sunulur.
İrmik helvasının yanında istenirse dondurma da ikram edilebilir. Dondurmanın irmiğe çok yakıştığı görülecektir.
Malzemeler
* 150 gr. bitkisel margarin
(50 gr. tereyağı+5 yemek kaşığı zeytinyağı da kullanılabilir)
* 2 su bardağı irmik
Mikserin yüksek devriyle 2 dakika kadar çırpın. Kakao, vanilya, kabartma tozu ve unu da ekleyip malzemeler iyice karışıncaya kadar çırpmaya devam edin.
Diğer taraftan, neskafe fincanlarının içini iyice yağlayın. Hazırladığınız karışımı fincanların yarısına gelecek şekilde aktarın.
İsterseniz fincanların içine kağıt kek kalıplarından da koyabilirsiniz.
Hamurla dolu fincanları geniş bir tencereye yerleştirin. Ilık suyu tencerenin kenarından, fincanların yarısına kadar gelecek şekilde aktarın. Orta ısılı ateşte, tenceredeki su kaynayıncaya kadar pişirin.
Su kaynamaya başlayınca, tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte, 20 dakika daha pişirin. Tencerenin üzerini cam kapakla kapatırsanız keklerin kabardığını göreceksiniz.
20 dakika pişen kekleri ocaktan alıp kapağını açmadan 15 dakika bekletin. Kapağını açıp fincanları dikkatlice tencereden çıkarın.
Ilık hale gelmelerini bekleyip bıçak yardımıyla kenarlarını sıyırarak çıkarın ve servis tabağına ters çevirin.
6 KİŞİLİK HAZIRLAMA SÜRESİ 15 DAKİKA PİŞME SÜRESİ 20 DAKİKA
Malzemeler:
* 2 su bardağı haşlanmış maş (Yeşil mercimek büyüklüğünde bir çeşit bakliyat.)
* 1 su bardağı konserve barbunya fasulye (Kırmızı Meksika fasulyesi ya da kuru fasulye de kullanabilirsiniz.)
* 5-6 adet yeşil taze soğan
* 1 demet maydanoz
Gölyazı’nın kadın balıkçıları, bazen yalnız başlarına, bazen de eşleri ile birlikte açılıyorlar göle. Kürek çekmek de onların işi, ağ atmak da. 67 yaşındaki Sevim Metin elli yıldır, kızı Hayriye Ünal ise 10 yıldır balığa çıkıyormuş geçim için. Otuz yıldır bu işi yaptığını söyleyen Hamdiye Pullu ise artık çoğu kez tek başına çıktığını söylüyor balığa. Ve daha onlarca Gölyazı kadını aynı yazgıda arıyor nafakasını.
Beldenin tek geçim kaynağının balıkçılık ve dolayısıyla göl olduğunu ısrarla vurguluyor bir ağızdan Gölyazı kadınları.
EN BÜYÜK SEVİNÇLERİ TURNA BALIĞI
Son yıllarda kirlilik nedeniyle Uluabat Gölü’nün balıkları hızla azalsa da bu ulu gölün onları abat ettiğini asla inkar etmiyorlar. Onunla ailelerini geçindirdiklerini, onunla çoluk çocuk okuttuklarını dile getiriyorlar her daim.
Balıkçılık, Gölyazı’nın kadınları için yalnızca bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Akşamdan attıkları ağlardan topladıkları balıkları öğleye doğru kurulan pazara götürüp açık arttırmayla satıyorlar.
Ellerinde nafakaları ile döndükleri evlerinde onları bu kez de ev işleri ve çocuklar bekliyor. Onların komşularıyla yaptıkları muhabbetler de farklı, büyük sevinçleri de...