Başka bir deyişle, Urfa’ya gelir gelmez, kendimizi yaylaya çıkmış gibi hissettik.
Çekim ekibindeki arkadaşlarla, otele gitmeden hemen önce ciğer kebabı yeme konusunda anlaşmıştık. Anlaşmaya uyup mekana gittiğimizde minik tahta masaların etrafındaki taburelere heyecanla dizildik. Kimimiz bol bol soğan koydu dürümüne, kimimiz bol acı ve yeşillik. Bazılarımızın tercihiyse isot ve kimyondan yanaydı.
İçine ne koyarsak koyalım, yaratıcılığımızı kullanarak, özenle hazırladığımız dürümlerimiz vardı ellerimizde ve dürümlerimizi bir solukta mideye indirdik.
Ben bir yandan dürümümü yerken, bir yandan da tüm dikkatimi, üzerimizdeki dut ağacından sağanak şekilde yağarak masamıza patır kütür düşen dutlara vermiştim. Masadaki tüm dutları toplayıp tek tek yedim.
Ne de olsa çocukluğumun bir kısmı Gümüşhane’de, dut ağacımızın altında, oynayarak geçmişti.
Urfa’nın o mistik ve huşu dolu havası hepimizi sarıp sarmalamış, hemen gözlerimizin içi gülmeye başlamıştı.
Ertesi sabah erkenden Balıklı Göl’e gidip çekim safhasına geçtik. Ateşin suya, odunların balığa dönüştüğü Hz. İbrahim’in o meşhur efsanesini dinledik. Aklımızda lahmacun yeme planları, tarihi çarşıya doğru yöneldik. Bendeniz, bilmiş bir yemek yazarı edasıyla ekibi yönlendirip, isot, külünce, meyankökü, küncü, nar ekşisi alışverişlerini yaptırdım.
KABAKLI MEHİR ÇORBASI
8 Kişilik
Hazırlama süresi 20 dakika
Pişme süresi 90 dakika
Malzemeler
* 2 su bardağı aşurelik buğday (Ya da dövülmüş tüm buğday)
* 3 adet orta boy kabak
12 kişilik
Haz›rlama
süresi
20 dakika
Pişirme
süresi
20 dakika
Güngör Hanım’ın Çerkez tavuğu
8 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 20 DAKİKA
PİŞME SÜRESİ 15 DAKİKA
MALZEME LİSTESİ
* 1 adet bütün tavuk
(en küçük boylardan kullanın)
8 KİŞİLİK HAZIRLAMA SÜRESİ: 20 DAKİKAPİŞİRME SÜRESİ: 30 DAKİKAMALZEME LİSTESİ
* 5 adet orta boy havuç
* Yarım su bardağı zeytinyağı
* 1 adet orta boy kuru soğan
* 8-10 diş sarmısak
* 1 çay bardağı pirinç
* 2 su bardağı sıcak su
Hoş geldiniz nidaları arasında gürültü patırtıyla bizim eve girerler. Hemen dolaplar dökülür, su börekleri açılır, dolmalar sarılır. Eve girdikleri andan itibaren bağrışmalar çağrışmalar yükselir odalardan. “Bu odanın halısı küçük, perdesi soluk, şu odanın duvarı kirli” deyip evin her yeriyle ilgili fikirlerini bildirirler.
Ne büfelerin içindeki fincanların, ne de sehpaların üzerindeki gümüşlerin duruş şeklini beğenirler. Zaten gümüşler için ayrı büfemin olmayışına ve onları sık sık parlatıp ışıl ışıl görünmelerini sağlamayışıma da hep hayret etmişlerdir. Koltuklarımızın kumaşlarını gereğinden fazla sade bulmuşlardır hep. Onlara göre, koltuk dediğin kırmızılı bordolu kumaşla kaplı olmalı ve sandalyeler de lake veya altın varak kaplanmalıdır.
Sakın bizimkilerin yalnızca ev hakkında yorum yaparak kaldıklarını düşünmeyin. Yaptığımız yemeklere ve hatta demlediğimiz çayın ikram edilişine bile karışırlar.
90 derece eğilmezseniz büyükleriniz çaylarını rahatlıkla alamazlar. Tepsiye sadece şeker koymak düşüncesizliktir, çünkü onlar artık şeker hastasıdır ve adını bir türlü öğrenemeyip “sakarin” dedikleri tatlandırıcı mutlaka tepsiye konmalıdır.
Ama yine de onlara güzel bir sürpriz yapıp tepsiye fındıklı akide şekeri ya da kıtlama şekeri koyarsanız çok makbule geçer. Kadınlar açık limonlu çay tercih ederken, erkekler dumanı üstünde koyu çayı severler. Hele şöyle kaymaklı bisküviyi ya da en iyisi ev yapımı keki ihmal etmezseniz sizden iyisi yoktur.
Sanmayın ki çay servisiyle her şey tamam. Büyük bir kaseye koyduğunuz meyveleri hemen getirmelisiniz. Bütün meyveler özenle soyulup dilimlenerek ikram edilmeli.
Yazdıklarımı okuyup “Sahrap Hanım bu aile benim aileme çok benziyor ama” dediğinizi duyar gibiyim. Zordur böyle bir aileye sahip olmak ve hatta bazen biraz da yorucu. Ama yine de güzeldir onlarla aynı sofranın başında oturup keyifle yemek yemek.
Üç Michelin yıldız sahibi, 96 yaşındaki efsane şef Paul Bocuse adına 1987’den beri düzenlenen bu yarışmaya Türkiye, Gürcan Gülmez ve ekibiyle katıldı.
Bizler de yemek yazarları olarak, Metro Toptancı Market ana sponsorluğunda, yarışma heyecanına ortak olduk.
Nobel Edebiyat Ödülleri’nin verildiği binada düzenlenen gala yemeğinde bizim de yerimiz ayrılmıştı.
Orhan Pamuk’un 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü aldığı salonda bulunmak beni o kadar heyecanlandırdı ki, sevgi kelebeği misali, salonda bir o yana, bir bu yana koşturup fotoğraf çektirdim.
TÜRKİYE 17. OLDU
Yarışmada ilk üç sırayı İskandinav ülkeleri İsveç, Norveç ve Danimarka aldı.
8 KİŞİLİK
Hazırlama süresi 70 dakika
Pişme süresi 35 dakika
MALZEME LİSTESİ
Hamur için
* 3 su bardağı ılık süt
* 1 yemek kaşığı toz maya