Paylaş
TFMD olarak 2014’te gerçekleştirdiğimiz PhotoAntalya Fotoğraf Günleri’ne davet ettiğimiz avukat ve arabulucu Özlem Bora sayesinde birçok meslektaşım “fotoğrafta hak/hukuk” konusunda fikir sahibi olmuştu. Bu konuda uzmanlaşmış bir isim olan Özlem Bora’yı siz okurlarımıza daha yakından tanıtmak istiyorum.
Avukatlık yaparken fotoğrafla tanışan Özlem Bora, bu tutkusu sonrası bir yandan da “fotoğrafta telif hakkı” konusunda çalışmaya başlıyor. Ve bir süre sonra da “fotoğrafta telif hakkı” denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri haline geliyor.
“Sonuçta ben de bir fotoğrafçıyım. Fotoğrafçının hakkını, hukukunu korumak benim idealim oldu” diyen Özlem Bora ile hem fotoğrafa olan merakını hem de “fotoğrafta telif hakkı” konusunu konuştuk.
HER BOŞ ANIM FOTOĞRAFLA GEÇER OLDU
“Avukatlık yoğun bir tempo ile devam ederken, bu yoğunluk içerisinde kendime bir hobi edinmeye karar verdim. İki şeyi çok seviyordum: ‘Gezmek ve sanat.’ Bu iki şeyin birleştiği tek nokta fotoğraf. Nefes almak adına 2006’da başladım fotoğrafa. Önce ‘temel fotoğrafçılık’ eğitimi aldım. Ardından Melih Özbek’ten ‘dijital fotoğraf’ eğitimi ve üzerine Hüseyin Türk’ten ‘fotoğrafta kompozisyon’ dersi aldım. Fotoğraf gezilerine katılıp, yurt içi ve yurt dışında fotoğraflar çektim. Türkiye’de Mardin favori şehrim. Afrika ve Yunanistan’ı da fotoğraf olarak sevdim. Fotoğraf ve fotoğraf kulüpleri ile çok sayıda fotoğraf turu ve sergilerine katıldım. Fotoğrafla ilgim artarak devam etti. Her boş anım fotoğrafla geçer oldu. Bu arada iyi bir kuş gözlemcisiydim. Bunu da fotoğrafla birleştirdim, kuş ve yaban hayatı fotoğraflarına yöneldim. Bu süreçte de Ornitofoto Kuş ve Yaban Hayat Fotoğrafçılığı Derneği ile tanıştım. Hatta bir dönem bu derneğin başkan yardımcılığı görevini yaptım. Dernek Başkanı Mehmet Gürbüz, ‘Özlem Hanım, siz hem fotoğraf çekiyorsunuz hem de iyi bir avukatsınız. Fotoğrafta telif hakları ile ilgili çok sıkıntı yaşıyoruz. Fotoğrafta telif hakları ile ilgili çalışma yapsanız ne kadar iyi olur’ dedi. Bu sözün de etkisiyle teklif hakları üzerine çalışmaya başladım.
FOTOĞRAFÇILAR HAKLARINI BİLMİYOR
Gördüm ki fotoğrafta telif hakları konusunda amatör ve profesyonel fotoğraf sanatçıları hem haklarını bilmiyor hem de telife önem vermiyor. Tabii hukuki açıdan bu alanda uzmanlaşmış hukukçu sayısının yetersiz olmasının da bunda etkisi var. Bu konuda çalışarak uzmanlaştım. Çalışmalarım kısa sürede yayıldı. Birçok fotoğraf derneği ve kurum, fotoğrafta telif hakları üzerine sunum ve seminerler istedi. Türkiye’nin dört bir yanında uzun yıllardır fotoğrafta telif haklarını anlatıyorum, eğitim veriyorum. Fotoğraf dünyasında amatör veya profesyonel olarak çalışan herkese bu alanda farkındalık yaratmak amacım oldu. Sonuçta bir taraftan amatör de olsam ben de bir fotoğrafçıyım. Dolayısıyla fotoğrafçının hakkını, hukukunu korumak benim idealim oldu. Bir de tabii fotoğrafın kişisel veri tarafı var. Bu da benim çok ilgimi çekti. Bu konu üzerine de çalışıyorum. İki nokta var fotoğrafta. Birincisi, fotoğrafı çeken kişinin hakları, ikincisi ise fotoğrafı çekilen kişinin hakları. Kişisel veri olarak kişinin fotoğrafı da koruma altında. 30 yıllık hukukçuyum. Ben mesleğe başladığımda idam ve sürgün cezası vardı ama Türk hukuk sisteminde gelinen noktada bu tür cezalar kaldırıldı. Ve hukuk sisteminde arabuluculuk ve uzlaştırma gibi alternatif uyuşmazlık çözüm yolları gibi gelişmeler oldu.
FOTOĞRAF İZİN ALINMADAN KULLANILIYOR
Burada asıl hedefimiz fotoğrafla ilgili arabuluculuk ve uzlaştırma gibi alternatif çözüm yolları ile özellikle telif hakları ve telif ihlalleri konusunda kısa sürede sonuç elde etmek. Türkiye’de en çok karşılaştığım uyuşmazlıklar, fotoğrafın izin alınmadan kullanılması, fotoğrafın değiştirilerek kullanılması, imza kullanılmaması. Dergide, kitapta, albüm kapağında, web sayfalarında izinsiz fotoğraf kullanılıyor. Fotoğraf sanat eseri ise telif ihlali ama sanat eseri olmasa bile haksız rekabet hükümlerine göre hukuki olarak korunuyor. Ve kanun koyucu 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile fotoğrafı sanat olarak kabul edip koruyor. Fotoğrafın değiştirilerek kullanılması var ki saturasyon ayarındaki değişiklik bile dava konusu olabiliyor. Örneğin ABD’de Time Dergisi 1994 yılı haziran sayısının kapağında kullandığı O.J. Simpson’ın fotoğrafı üzerinde manipülasyon yaparak yayınladı. Aynı kare Newswwek’in kapağında ise orijinali ile yayınlanmıştı. Time bu manipülasyonu ile ırkçılıkla suçlandı. Bir de fotoğrafta imza konusu var, her fotoğrafçı için önemlidir. Sonuçta o çekmiş, imzasını görmek hakkı. Fotoğrafı çeken kişinin hakkı ama Türkiye’de kullanılmıyor genel olarak. Foto muhabiri veya fotoğrafçının imzasına kurum ve kuruluşlar önem vermiyor. Oysa ki imza fotoğrafın kime ait olduğunu ispat araçlarından birisi.
ÖZLEM BORA KİMDİR?
1969’da Ankara’da doğdu. Liseyi okul birinciliği ile bitirdi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin ardından yüksek lisansını Atılım Üniversitesi’nde tamamladı. Atılım Üniversitesi Özel Hukuk Anabilim Dalı’nda ‘özel öğrenci’ olarak arabuluculuk ile ilgili doktora dersi aldı ve halen aynı üniversitede doktorasını sürdürüyor. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak 1991’de serbest avukatlık yapmaya başladı. 2019’dan bu yana Türkiye Barolar Birliği Arabuluculuk Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi. Ankara Üniversitesi, TOBB ETÜ, Atılım Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Altınbaş Üniversitesi, Medipol Üniversitesi, Hacı Bayram-ı Veli Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi’nde arabuluculuk ve uzlaştırma üzerine eğitimler veriyor. TOBB UYUM Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi’nde de arabulucu ve eğitmen olarak görev yapıyor. ‘Arabuluculuk Sözleşmesi’ adlı kitabı ise 2020 yılında Turhan Kitabevi’nden yayınlandı. İlgi alanı ise kuş ve yaban hayat fotoğrafçılığı. Ornitofoto Kuş ve Doğa Fotoğrafçıları Derneği ile Ankara Barosu Fotoğraf Kulübü üyesi.
Paylaş