Kordon

6 Mart günü Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde, “Kordon Dünü-Bugünü” konulu bir toplantı düzenlendi.

Haberin Devamı

Maalesef katılamadım ama daha sonra Alsancak Güzelleştirme Derneği Başkanı Dilek Olcay’dan toplantı notlarını temin ettim.
Oradan da öğrendim ki, uzun süredir üzerinde çalışılan İzmir Körfezi kıyı düzeni makro projesi yakında tamamlanacakmış. Sevindirici bir haber... Şimdiye kadar pek kıymeti bilinmeyen kıyıların bundan böyle planlı biçimde ele alınacak olması önemli.
Toplantı notlarında gördüğüm kadarıyla Kordon’un bu halinden şikayetler var. Özellikle sevgili Alp Kahyaoğlu’nun tespitini aynen benimsiyorum:  Kordon vahşice kullanılıyor, disipline edilmesi şart...
Kordon bu kentin sembol alanlarından... Kentlinin ilgi gösterdiği, daha çok eğlence odaklı popüler bir bölge... Cazibe merkezi sayılır. Bu yüzden de düzenleyici kurum belediye ile Kordon’daki mekan sahipleri arasında zaman zaman gerilim yaşandığını biliyoruz.
Normaldir. Kordon’un bir ekonomisi var. Çıkarlar çatışabilir. Yalnız Kordon’daki hayat bu iki taraftan ibaret değil. Kordon’da oturanlar var bir de. Yüz küsur apartmandaki bin küsur dairede yaşayanlar... Buna ilaveten Kordon’daki hareketten etkilenen arka caddeler de var. Onların da diyecek bir şeyleri vardır mutlaka.
Yerel idare tabii ki bölgede ikamet edenlerin çıkarlarını korumaya özen gösteriyor. Ancak Kordon’un bu kadar hoyratça kullanılması sadece oturanları değil, bu caddeye önem veren her kentliyi rahatsız ediyor olmalı. Çöp ve gürültü kirliliği eşliğinde bir har gürdür gidiyor. Kordon daha iyisini hak ediyor. 
Bu cümleme kaş kaldıran varsa hafta sonu bir gece çıksın şöyle bir geçsin bakalım Kordon’dan...    

Haberin Devamı

BU HAFTA İZ BIRAKANLAR

/images/100/0x0/55ea3172f018fbb8f8709d1c

Haftanın linki: http://www.levantineheritage.com/images.htm İzmir’le ilgili çok güzel bir arşiv
Haftanın İzmir’le ilgili tiviti: “İzmir’e bahar geldi, bahçemizde çiçekler açtı, çimenler yemyeşil, balkon keyfi başlasııııın...” Pınar Yiğit
Haftanın tiviti: “Bunca kötülüğün içinde insanların ya da bazı insanların iyi olacağına inanmasak ne yapardık?” Gül Kırçıl
Haftanın günü: 21 Mart Dünya Şiir Günü – İsmail Uyaroğlu’nun Aşk ve Şiir şiiri şöyle biter :
Şiir mi aşkın çocuğu
Sevgilim, aşk mı şiirin?

Haberin Devamı

ENERJİ DERKEN

Türkiye genelinde nükleer santral lobisi ufak ufak hareketlendi yine.  Fukuşima felaketi bir yılını doldurdu ne de olsa. İnsanlar unutmaya başlamışlardır diye düşünülüyor herhalde. Mutlaka yapılmalı, şöyle önemli, böyle önemli muhabbeti kabus gibi geri geldi.
Yerelde de özellikle Aliağa bölgesinde yapımına başlanan ve başlayacağı söylenen termik santrallerin sanıldığı kadar sorunlu olmadığı yönünde yazılar okuyoruz. Yeni teknolojilerle çevre kaygılarının giderilebileceği yorumları yapılıyor. Özellikle de Almanya örnek veriliyor.
Google’da bir Almanya enerji haritası gezintisi yaptım. Herkese tavsiye ederim.
Bir kere Almanya’nın enerjisinin yüzde 20’si yenilenebilir enerjiden geliyor. Bu oran 2005’te yüzde 10’muş. Almanya, yenilenebilir enerji konusunda dünyada lider. Bu arada küçük bir not: 2022 itibariyle Almanya bütün nükleer santralleri kapamış olacak. Fukuşima’dan sonra en eski yedi santrali kapattılar.
Bir de Almanya’nın 2020 için çevre dostu bir hedefi var: Karbondioksit emisyonunu 1990’daki seviyenin yüzde 40 altına çekmek. Termik santral politikaları da buna paralel şekilleniyor elbet.
Burası yapılsın/yapılmasın tartışmasının yeri değil. Sorunun evet/hayır meselesinden öte olduğunu kabul etmek gerek.
Bu santraller yapılmazsa enerji ihtiyacının karşılanması için başka enerji seçeneklerinin değerlendirilmesi gerekiyor. Santraller yapılırsa da çevre tahribatının önlenmesi için kullanılan teknolojiden itibaren her türlü denetimin kesintisiz sürdürülmesi şart.
İşte tam da bu noktada hepimizin çekincesi var.  Çok da haksız değiliz hani.

Yazarın Tüm Yazıları