Paylaş
“Kazablanka” filmini hepimiz biliriz. Belki onlarca kez izleyip “Yine çal Sam” repliğini ezberlemişizdir. Dev yapıtta bir başka göze çarpan Humphrey Bogart’ın dudaklarından düşmeyen filtresiz sigarasıdır. O soğuk gerilimli bakış sigara dumanının arasında kah kaybolur, kah çıkar gizemli ancak o denli de kararlı bir atmosfer yaratır. Filmin can alıcı sahnelerinde o sigara kilit rol oynar.
Geçenlerde bir televizyonda kanalında Spaghetti Western ekolünün en çarpıcı filmi İtalyan yönetmen Sergio Leone’nin 1964 yapımı “Bir Avuç Dolar İçin” gösterildi. Genç Clint Eastwood’a şöhreti getiren artık kült sayılan bir başyapıt. Ennio Morricone’nin nefis müziği eşliğinde kötülerle mücadele ederek adaleti arayan yalnız bir profesyonel kovboyun can alıcı maceraları. Clint Eastwood’u doruğa çıkartan dört aksesuarı var. Şapkası, pelerini, silahı ve sigarası. Her ne kadar Humphrey Bogart’ın filtresiz sigarasına benzemese de yaprak sarılı ince puro şeklinde ki koyu renkli sigaraya dudakları arasında akrobasi yaptırması filmin belki en çarpıcı teması, olmazsa olmazı. O sigarayı çizmesinin altına sürtüğü kibritle yakması, gerilim anlarında yutarcasına emmesi, eyleme geçerken kısılmış çakır gözleri ile özdeşleşen dumanı ağzının yanından üflemesi. Bütün bunlar “Bir Avuç Dolar İçin” filminin en çekici sahneleriydi ve o sahneler o kadar çoktu ki zaten sigarayla başladı öylede bitti. Şimdi La Repubblica gazetesi soruyor “Türkiye’de sigaraya karşı açılan bu kampanya ile ekranlara yansıyan filmlerde sigaranın görüntüsünün üzerine konan turuncu çiçeklerle sansür girişimi sadece anlam yitimi değil, eseri de çirkinleştiriyor. Acaba bu tür filmler hiç gösterilmese daha iyi olmaz mı?” diye. Bende o gece Clint Easwood’un ağzına adeta yapıştırılmış turuncu çiçeklerle görünce “Sergio Leone’nin kemikleri sızlamıştır herhalde” diye düşündüm ve sağlığa zararlı sigaradan çok daha dikkat çeken bu uygulamanın nikotine ve dumana itici değil daha çekici bir ortam yarattığını fark ettim. La Repubblica gazetesi gibi bende bu tür filmlerin ekrana kısmen sansürlenerek veya kristalleştirilerek gelmesi yerine hiç gösterilmemesinden yanayım.
Paylaş