Yeni yıla doğru

Artık bu yıl karar vereceğiz:

Haberin Devamı

-İran’a mı benzeyelim, Malezya’ya mı?

Yoksa faşizm’e mi gidelim?

Buna bu yıl da karar veremezsek, yazıklar olsun.

Bize bunları müstahak görüyorlar.

Münevver tabaka, kendi milletini bu kadar aşağılayabilir mi?

*

Vesayet edebiyatı, bunların ruhuna işlemiş.

Askeri vesayet gitti ya, şimdi de sivil vesayet diye sayıklıyorlar. Normal insan, bunu telaffuz dahi etmez.

-Kardeşim, al sana seçim sandığı...

Git oy ver... Vesayetin her türlüsüne mani ol...

Fakat hayır.

Kazandığı Belediye Seçimi’ni bile “düşmandan kurtuluş” olarak addediyor.

Çünkü:

-Zulüm 1453’te başlamış.

Ne demek bu?

*

Transferler yoluyla meclis aritmetiğini altüst ettiğimiz o dönem, bunlar

ne kadar mutluydu...

Seçim kaybetmiş, hatta seçime hiç girmemiş partilere devleti teslim ettiler.

Vesayetin bundan daha alçak olanı görülmemiştir.

Haberin Devamı

28 Şubat, bunların cibiliyetini yansıtıyor.

*

Ya 12 Eylül?

O da ayrı bir rezalet.

Evren Paşa’nın önünde takla atarlardı. 30 yıl sonra onu yargılayıp güya rüşt ispatı’nda bulundular ama Evren Anayasası hâlâ yaşıyor.

Bunlar nasıl demokrat?

Her biri Sülün Osman.

*

17-25 Aralık’a yaklaşıyoruz.

6 yıl geçmiş.

Olmadı... Beceremediler.

Son deneme... 15 Temmuz.

O da hüsranla bitti.

Elde malzeme kalmadı... Döndüler yine eski defterleri karıştırmaya... Ve buldular... Yine irtica’ya sarıldılar:

-Ceren niçin öldürüldü?

Balerin olduğu için.

-İşte çağdaş Türkiye.

Hiç utanmıyorlar.

Okudunuz mu?

“İki türbanlı kız markette hırsızlık yapmış.”

İddia bu.

İki kız değil.

“İki türbanlı kız.”

Buna gazetecilik diyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları