Paylaş
Ağız tadıyla bir seçim yapamayız.
Birkaç tanesini hatırlatalım:
***
Kargaşa 1960’tan sonra başladı ama biz 1973’ü milat alalım.
1973’te Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler Cumhurbaşkanı yapılmak istendi... Kendisi de
çok arzu etti.
Fakat Meclis direndi,
Gürler’i seçmedi... Gürler, Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa etmekle kaldı. Yani
evdeki bulgurdan da oldu.
Peki, Meclis kimi seçti.
Hiç hesapta olmayan
birini, halim selim bir zatı.
Fahri Korutürk’ü.
***
1980... Korutürk’ün görevi bitti. Fakat Meclis, onun yerine kimseyi seçemedi. Nafile turlar, 12 Eylül darbesine çanak bile tuttu.
***
1989... Evren Paşa’nın süresi bitince Özal, Cumhurbaşkanı olmak istedi... Yüzde 21.8’le Çankaya’ya çıkılmaz diye çok sert bir muhalefetle karşılaştı ama dinlemedi. Ve Çankaya’ya çıktı.
***
1993... Özal, çok vakitsiz
vefat etti. Bu defa Demirel, yüzde 27 oya bakmadan, Erdal İnönü sayesinde Cumhurbaşkanı oldu. 28 Şubat onun dönemidir.
***
Geldik 2000 yılına.
Demirel, 5+5 formülüyle görevini uzatmak istedi ama Meclis reddetti. Uzun arayıştan sonra Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı yapıldı.
***
2007... “Kardeşim Abdullah Gül” aday oldu ama 367 garabetine takıldı... Bu yüzden erken seçime gidildi... Ve seçim sonrası Abdullah Gül’e yol açıldı.
***
Bütün bunlar oldu ama
çok gürültülü patırtılı oldu.
Sonrasını biliyorsunuz.
Tayyip Erdoğan’ın dönemi başladı ve sürüyor.
***
Bunları yazma maksadım:
- Hafızalarınızı tazelemek.
Ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ne büyük mücadelelere sahne olduğunu hatırlatmak.
Şimdi geliyoruz 2023 seçimlerine.
Erdoğan yine kazanırsa Türkiye’yi 2028’e kadar,
tam 26 yıl yönetmiş olacak.
Neyle?
Silah zoruyla mı?
Paylaş