Paylaş
Bir çoğumuz limon dendiğinde ağzı sulanır, hatta yüzü ekşir. Limon hakkında algımız ve bugüne kadar bize öğretilen yanlışlardan biri de ; limonun asidik bir gıda olduğu, ekşiliği midemize zarar verdiğidir. Bu durum limon vücudumuza girene kadar doğrudur. Limonu vücudumuza aldıktan sonra alkali bir gıdaya dönüşür. Limon vücudun pH dengesini sağlayan en alkali gıdalardan biridir. Bu nedenle benden tavsiye; sabahleyin güne bir bardak limonlu su ile başlayın. Limonun kabuklarında östrojen vardır. Mümkünde kabuğu ile yemeğe özen gösterin.
ANAVATANI NERESİ?
Limonun anavatanı kesin olarak bilinmemekle birlikte ilk olarak Güney Asya’da yetiştirildiği düşünülmektedir. Ilıman iklime sahip bölgelerde yetiştirilen ve uçucu yağ taşıyan limon meyveleri, Hindistan, Güney Doğu Asya, Amerika, Kaliforniya, Ege ve Akdeniz gibi bölgelerde yoğun ekilde üretilmektedir. Meyve öncelikle suyu için kullanılır, eti ve kabuğu ise aşçılık ve fırıncılık alanlarında kullanılabilir. Limon suyu yaklaşık %5 asittir ve pH değeri 2 ile 3 arasındadır. Bu özellikleri meyveye ekşi tadını verir.
Türkçe’deki limon kelimesi, Arapça ve Farsça’da aynı anlama gelen līmūn veya līmōn sözcüğünden alıntıdır. Antik çağdan beri bilinen acı limonun (citron) değişik türü olarak Avrupa ülkelerine 12. yy’da Arap ülkelerinden getirildiği için Avrupa dillerinde de limon kelimesi Arapçadan alınmıştır.
M.S 1. yüzyılda Roma İmparotorluğu döneminde Güney İtalya’ya öncü limon meyveleri getirilmiş, ancak tarımı pek yaygınlaşmamıştır. M.S 7. yüzyılda limonun İran’da, daha sonra ise Irak ve Mısır’da tarımı yapılır hale gelmiştir.11. ve 16. yüzyıl arasındaki dönemde ise Avrupa’ya gelen limon, neredeyse bütün Akdeniz havzasında yetiştirilir hale gelmiştir.
1493’de Kristof Kolomb’un Amerika’yı fethetmesiyle birlikte pek çok narenciye türü gibi limon da bu kıtaya getirilmiş ve Amerika kıtasının büyük bir kısmında yetiştirilir hale gelmiştir.
FAO’ya göre Hindistan yaklaşık olarak dünya limon ve misket limonu üretiminin %18,9 unu tek başına sağlamaktadır. Hindistan’ı, Meksika, Arjantin ve Çin takip eder. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye’nin yıllık limon üretimi 790.000 ton olarak gerçekleşmiştir.
FAYDASI SAYMAKLA BİTMEZ
Parkinson hastalığı başta olmak üzere beyinden kaynaklanan bazı hastalıkların etkilerinin azalması için içeriğindeki phytonurient tangretin’in fazla olması nedeniyle limon kabuğu tüketiminin artırılması önerilir. Böbrek taşı oluşumunu engelleyen, hazımsızlık, yüksek tansiyon, ateş, gribal enfeksiyonlar ve daha birçok şeye iyi gelen besin; limondan başkası olabilir mi?
Reams Biyolojik İyonlaşma Teorisi’ne göre dünyada negatif yüklü bir iyon, yani anyonik olan tek yiyecek meyve limondur.
YATAK LİMON NE DEMEK?
Mersin’den gelen yılda 6 milyon sandık limon, Nevşehir’in Ortahisar beldesindeki kayadan oyma doğal soğuk hava depolarında bekletilerek, kabuğunun incelmesi ve sulanması sağlanıyor.
Türkiye’nin peribacaları ile ünlü önemli turizm merkezlerinden Kapadokya bölgesinde yer alan Ortahisar beldesi, soğuk hava depoları ile limonun yatak odasıdır aslında. Kasım-aralık aylarında kesilen limonlar buradaki depolara gelmeye başlar ve Mart ayına kadar bu süreç devam eder. Kayadan oyma doğal depolara giren limonların yeni hasat dönemi Eylül- ekim ayına kadar bu mekanlarda muhafaza edilir.
Soğuk hava depolarında yaklaşık 10 ay bekletilen limonun tadında ve gramajında belirgin bir değişiklik yaşanır. Bu süre içerisinde Mersin’den buraya çalışmak için gelen yaklaşık 3 bin kişi limonları boylarına göre ayırıp çürüyenleri de sandıklardan temizler. Bu işlem yaklaşık 6 ay boyunca aralıklarla yapılır.
Soğuk hava depolarında bekletilen limonların, işlemlerin tamamlanmasıyla yurt içi ve yurt dışına ‘yatak limon’ olarak gönderilir. Depolarda bekletilen yatak limonlar bu süreçte 5 ila 7 milimetre olan kabuğu depodan çıkarken 1 milimetreye kadar incelir. Kabuk incelirken limon daha da sulanır ve lezzet kazanır. İşte ‘yatak limon’ deyimi de buradan gelmektedir.
Bu arada bu depoculuk Ortahisar’da 1956’dan bu yana yapılıyor. Depolar 12 ay boyunca boş kalmıyor. Limonun çıkmasının ardından patates depolara giriyor. Bu dönüşüm 12 ay boyunca devam ediyor
BALIĞA LİMON SIKMAK YA DA SIKMAMAK
Hayatın tüm meselesini bazen basite indirgemekle meşhur halkımız bu konuda da bir fikir birliğine gidemedi. Limonla ilgili en önemli fikir ayrılığı da balığa limon sıkılır mı sıkılmaz mı konusudur ki, kesin bir doğrusu yoktur bu konunun. Sevgili Vedat Milör sosyal medyada bu soruyu sorduğunda yaklaşık 500 bine yakın sosyal medya kullanıcısı ikiye bölündü. Soruyu yanıtlayan 468.779 kişinin yüzde 69’u ‘Balığa limon sıkılır’ dedi. Diğer yüzde 31’lik kesim ise balığa limon sıkılamayacağını savundu. Siz balığınıza ister limon sıkın, ister sıkmadan yiyin ama hayatınızdan limonu hiç eksik etmeyin.
Paylaş