OKTAY Ekşi’ye saldırdılar, kellesini istediler, astılar, kestiler!.. Tamam da...
O yazının esas konusunun ne olduğunu, Oktay Bey’in ne söylediğini, hangi çarpıklıkları gözler önüne serdiğini yazan, anlatan oldu mu? Ben görmedim! Sadece bir cümle... Tasvip edilmeyen o mahut cümle için yer yerinden oynatıldı. Karadeniz bölgesinde doğa mahvediliyor, cennet gibi bölge cehenneme çevriliyor aldırış eden yok! Ormanlar, akarsular, bir takım şirketlere peşkeş çekilmiş gibi! Oktay Ekşi’nin isyanı Orman ve Çevre Bakanlığı’na idi. “Kümesi tilkiye teslim edip meseleyi çözmüşler” diyerek bakanlığı eleştirmek, çevreye olumsuz etkileri olan faaliyetlere dikkati çekmek istiyordu. Bir Allah’ın kulu ilgilenmedi bununla... Boş bulunup hatalı bir cümle kullandı ya... Vur abalıya! * * * Cumhuriyet döneminden önce tüm vatan toprağı bir ailenin mülküydü. Osmanlı Devleti’nin yıkılıp, Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte bu topraklar milletin malı oldu. Osmanlı döneminde halk “ümmet” iken, Cumhuriyet döneminde “millet” oldu. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan, yıkılmış bir ülke ve yüklü bir borç idi. Toprağın altındaki ve üstündeki bütün zenginlikler yabancılara aitti. Anadolu’yu saran 4 bin kilometrelik demiryolunun bir karışı bile Türklerin değildi. Tüm madenleri, doğal kaynakları, trenleri, vapurları, her şeyi yabancılar işletiyor, kazancını da onlar alıp götürüyordu. * * * İlkel bir tarım ve sıfıra yakın bir sanayi vardı. Teknoloji hiç gelişmemişti! Halkın sadece yüzde 7’si okur-yazardı. Kadınlar insandan sayılmıyordu ve onların okur-yazar oranı yüzde 1’e bile ulaşmıyordu. Osmanlı’da kadın bir varlık değildi. Nüfus sayımı yapıldığı zaman sadece erkekler sayılıyor, kadınlar dikkate alınmıyordu! Kadını, Cumhuriyet bir varlık yaptı, “Eşit vatandaş” haline getirdi. Şimdi Cumhuriyet düşmanı bazı kadınları görünce, içimden ağlamak geliyor! * * * Cumhuriyet, tüm borçları ödedi, madenlerimize, demiryollarımıza, limanlarımıza sahip çıktı. Vatan Osmanlı ailesinindi, bütün değerleriyle milletin oldu. Türkiye bugün dev fabrikalara, barajlara, elektrik santrallerine, büyük-küçük ne kadar tesise sahipse, bunların hepsini 1923’te başlayan ve günümüze kadar uzanan dönemde yaptı. Şimdi... Tamamını Cumhuriyet’in yaptığı her şeyi satıyoruz! Bütün değerlerimiz bir bir elden gidiyor. Bir süre sonra, “Osmanlı dönemindeki gibi” kendi topraklarımızda, yabancıların buyruğunda çalışan ırgatlar haline geleceğiz! Oktay Ekşi, ülkemizin tüm değerlerinin birer birer satışına isyan ediyordu. Ortalığı karıştıran ve onun istifasına yol açan yazının, maksadı aşan o son cümlesi hariç, diğer bölümlerine itiraz eden var mı? * * * İki gün sonra Ata’mızı kaybedişimizin 72’nci yıldönümü... Onu sevgiyle, hasretle anacağız. Gazeteci arkadaşım Ali Bektan’ın yazdığı “Atatürk ve Parapsikoloji” adlı kitabın 224’üncü sayfasında Ata’nın şu sözlerine yer veriliyor: “Arkadaşlar! Şimdi şuna emin olmalısınız ki, bugün şapka giyen, sakalını-bıyığını tıraş eden, smokin ve frakla cemiyet hayatında yer alanlarımızın çoğunun kafalarının içindeki zihniyet hâlâ sarıklı ve sakallıdır!” Atatürk’ün 1930’larda bahsettiği, modern görünüm altında, “kafalarının içinde sarıklı olan” zihniyetin sahiplerine 80 yıl sonra hâlâ rastlıyoruz!