BİR arkadaşım, göğsünde başlayıp sırtına vuran ağrılardan şikâyet ediyor, sol kolunun uyuştuğunu söylüyordu...
Dinledim, dinledim... Birden onun sözünü keserek: “Hemen en yakın hastaneye gitmelisin. Hiç vakit geçirmeden bir kardiyologa görünmen lazım. Senin kalbinde bir sorun var” dedim. Arkadaşım biraz alaycı bir şekilde, acı acı gülümsedi: “Şaka ediyorsun!” “Çok ciddiyim” dedim ve her zaman cebimde taşıdığım koroner dilaltı kutusunu eline sıkıştırdım: “Ağrıların artarsa bunlardan bir tane dilaltına koy, hızla kana karışır ve sana zaman kazandırır. Haydi, hiç durma!” “Sen ne zaman doktor oldun?” “Ben doktor değilim ama hani bir laf vardır: Damdan düşenin halini damdan düşen bilir, derler. Ben de bir vakitler bunları yaşadım. Damdan düşenin halini iyi bilirim.” ¡ ¡ ¡ ...Ve o arkadaşım bu sayede hayatta kaldı. Doktorlar ona “Bize geldiğinde kalp krizi geçiriyordun. Biraz gecikseydin, kurtulman mucize olurdu” demişler. Bu olayı neden yazdım? Yapılan araştırmalar, ülkemizdeki ölümlerin yarısının kalp ve damar hastalıkları nedeniyle meydana geldiğini gösteriyor. Her iki kişiden biri kalp-damar hastalıkları sebebiyle hayatını kaybediyor. Dünyada her yıl gerçekleşen kalp ölümleri 18 milyonu buluyor. Yanlış beslenme, hareketsizlik, sigara ve alkol kullanımı, kalp hastalıklarını tetikliyor. ¡ ¡ ¡ Ülkemizde kalp-damar hastalıklarıyla çok ciddi biçimde mücadele eden önemli sağlık kuruluşlarından biri Türk Kalp Vakfı’dır. Vakıf bu yıl, 35’inci yılını kutluyor. 1975 yılında Vakfın kurulmasına öncülük edenlerden biri de, bizden önceki kuşağın önemli gazetecilerinden olan ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı da yapan, rahmetli Nezih Demirkent idi. Bu nedenle biz gazeteciler Türk Kalp Vakfı’nı kendi vakfımız gibi görürüz. Vakfın Onursal Başkanı Av. Çetin Yıldırımakın, Basın Danışmanı meslektaşımız Erol Kaner, kalp uzmanı Prof. Dr. Ergün Demiralp de gazeteci dostudur. Türk Kalp Vakfı her yıl “İyi Kalpli Ol” sloganıyla kalp haftaları düzenliyor, ilköğretim çağındaki çocuklarda kalp taramaları yapıyor. Son dönemde 800 çocuğumuz kontrolden geçirildi, kalplerinde sorun olduğu saptananlar derhal tedavi altına alındı. “Erkek hastalığı” diye bilinen kalp rahatsızlıkları aslında kadınlarda daha çok görülüyor. Ülkemiz, kalp hastalıklarına bağlı kadın ölümlerinde Avrupa’da ilk sıralarda yer alıyor. Ani kalp durması geçiren kişilerin yüzde 95’i hastaneye ulaştırılamadan hayatını kaybediyor. Genç-yaşlı, çok geniş kitlede görülebilen ani kalp durmalarında, ilk dakikalarda yapılacak etkili müdahale, yaşama şansını yüzde 90’lara çıkarıyor. Müdahale edilmeme durumunda ise sağ kalma oranı her geçen dakikada yüzde 10 azalıyor. Türkiye’deki kalp ölümleri yılda toplam 200 bini geçiyor. ¡ ¡ ¡ Bu yıl 35’inci hizmet yılını kutlayan Türk Kalp Vakfı’nın, İspanya’nın Barcelona kentinde yapılan 15’inci Dünya Kardiyoloji Kongresi’nde, kalp sağlığına ve kalp ölümlerini azaltmaya katkıda bulunması nedeniyle ayakta alkışlandığını ve ödül verildiğini belirtelim. Kanuni Sultan Süleyman’ın dediği gibi: “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”