Prof. Dr. Ömer Faruk Karataş

İnfertil erkeklerin doğumsal özellikleri

8 Temmuz 2020
Günümüzde çocuk sahibi olmak istediği halde çocuğu olamayan çiftlerin sayısı her geçen gün giderek artmaktadır. Bu çiftlerin yaklaşık olarak yarısında sorunun kaynağının erkek faktörle ilişkili olduğu bilinmektedir.

Erkek spermlerinin sayılarında azalma, hareketlerinde yavaşlama ya da normal şekillerinde bozulma görülmesi en sık rastlanan problemlerdir. İnfertil (Kısır) erkeklerin bazılarında ise bir boşalma sırasında gelen meni sıvısı içerisinde hiç sperm bulunamamaktadır. Bu durum tıpta azospermi olarak isimlendirilmektedir.

Farklı kaynaklarda değişik oranlar bildirilmiş olsa da bugün için erkek infertilitesinin yaklaşık %30-40’da hastalığa sebep olacak herhangi bir sebep bulunamamaktadır. Kan tahlilleri, sperm testleri, hormonlar, radyolojik yöntemler ve ileri düzey araştırma yöntemlerinin tamamı denenmiş olsa bile bu bireylerde sperm fonksiyonlarını bozacak hiçbir sebep bulunamamaktadır. İdyopatik infertilite olarak bilinen bu grup hastalarda araştırmalar her geçen gün daha fazla sayıda yapılmaktadır.

Bu gruptaki hastaları araştıran İsveç’li bilim insanları ilginç sonuçlar elde ettiler. Çocuk sahibi olamayan ya da sperm fonksiyonları bozuk olan erkeklerin doğum anında benzer özellikleri var mı? sorusunu araştırdılar. Bir başka deyişle doğum sırasında hangi özelliklere sahip olan çocukların hayatlarının ileriki yıllarında infertilite sorunu ile karşılaşabileceklerini araştırdılar. Konu oldukça ilgi çekici idi. Çünkü sebebi bilinemeyen gruptaki hastaları kısmen de anlamamızda ışık tutacak bir soruya yanıt aramışlardı.

Araştırmacılar bu erkekler ile ilgili saptadıkları ortak özellikleri şu şekilde paylaştılar:

1. Normal gebelik haftasından daha erken sürede doğan bebeklerde yetişkin yaşta erkek infertilitesi görülme ihtimali daha fazla.

Yazının Devamını Oku

ESWT şok dalga tedavisi Peyronie hastalığında etkili mi?

30 Haziran 2020
ESWT (Extracorporeal Shock Wave Therapy), vücut dışında elde edilen şok dalgalarının bir prob yardımı ile iletilerek tedavi yapılması anlamına gelmektedir. ESWT tedavisi çok uzun yıllardan beri tıpta kullanılmaktadır.

İlk olarak vücut dışında üretilen şok dalgaları böbrek taşlarını kırma amacı ile kullanılmıştır. Bu kullanımı ile birlikte böbrek ve idrar yolu taşlarında bir devrim meydana gelmiş daha önceden ameliyat edilen pek çok taş ESWT tedavisi ile tedavi edilmeye başlanmıştır. Üroloji değil böbrek taşlarında göstermiş olduğu bu başarı taklit edilmeye başlanmış ve kısa zamanda ortopedi, fizik tedavi gibi üroloji dışındaki diğer tıp alanlarında da kullanılmıştır. Topuk dikeni, tenisçi dirseği, golfçü dirseği gibi hastalıklar bu tedavi ile iyileşme belirtileri göstermiştir.

Şok dalgaları temelde vücutta bir yenilenme, iyileşme hücrelerinde artış ve beraberinde yeni damarlanma oluşu ile karakterizedir. Böbrek taşlarında iyileştirici etkisi yakından bilinen şok dalgaları kısa zaman içerisinde ürolojide kendine yeni bir alan bulmuş ve erkeklerde sertleşme bozukluğu tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle damar tıkanıklığına bağlı meydana gelen sertleşme bozukluklarında yeni damar oluşumunu artırması amacı ile kullanılmaya başlanmıştır. Tedavinin faydalı etkisi kısa zamanda gözle görülür bir şekilde ortaya çıkmasını takiben ürolojide başka hastalıklarda da etkili olabileceği akla gelmiş ve Peyronie hastalığında kullanılmaya başlanmıştır. 

Peyronie hastalığı, sonradan ortaya çıkan ve peniste anatomik yapı bütünlüğünü bozan önemli hastalıklardan biridir. Peniste sertleşmeyi sağlayan kavernöz yapıların etrafını çevreleyen tabaka üzerinde yoğun kireçlenme ile karakterize bir hastalıktır. Hastalığı oluşturan sebepler arasında en çok suçlanan etkenin penis travması olduğu bilinmektedir. Özellikle cinsel birliktelik ya da mastürbasyon sırasında peniste oluşan mikrotravmalar hastalığın başlangıcını tetikleyici özellik göstermektedir.

Hastalığın başlangıç dönemindeki en önemli belirtisi sertleşme anında peniste meydana gelen ağrıdır. Ağrı normalde penis yumuşak iken görülmez. Ancak sertleşme sırasında ereksiyon anında iken ciddi çekme, gerilme ya da yanma tarzında ağrı görülür. Zaman içerisinde bu ağrı giderek artar ve peniste eğiklik ve sertliklerle seyreden klinik tablo oturmaya başlar. Bu süre yaklaşık olarak bir yıl kadar devam etmektedir. Sonuçta aşağıya, sağa, sola veya yukarıya doğru değişik derecelerde eğiklik meydana gelir. Fizik muayenede ise peniste kireçlenme tabakalarından oluşan ve plak adı verilen sertlikler elle muayene ile hissedilir.

Bu yıl içerisinde Avrupa Üroloji Cemiyeti tarafından Peyronie hastalığının özellikle başlangıç ve ağrılı dönemlerinde ESWT şok dalga tedavisinin uygulanabileceği bildirilmiştir. Hastalığın akut faz dönemi olarak bilinen ağrılı dönemde, ESWT şok dalga tedavisi ağrıyı azaltmanın yanı sıra aynı zamanda hastalığın ilerlemesini önlemekte ve peniste oluşabilecek muhtemel bir eğikliğin de önüne geçmektedir. 

Daha önceden oluşan plakları eritme konusunda etkileri tartışmalı olmakla birlikte Peyronie hastalığının tedavisinde ESWT şok dalga tedavisinin kullanımının giderek artan bir ivme ile yer alabileceği tahmin edilmektedir. Bugün için hastalığın tedavisinde kullanılabileceği ile ilgili tüm dünyadaki çalışmalardan olumlu geri bildirimler alınmış ve tedavideki seçeneklerde yerini almıştır. Hiç şüphesiz daha fazla sayıda yapılacak olan klinik çalışmalar konuyu aydınlatmada faydalı olacaktır. 

 

 

Yazının Devamını Oku

Sertleşme bozukluğu nedir, sebepleri nelerdir? Tedavisi nasıl olur?

24 Haziran 2020
Sertleşme bozukluğu (erektil disfonksiyon), cinsel ilişki için yeterince ereksiyon sağlamamaya veya başlangıçta oluşan sertliği yeterli ve tatmin edici bir cinsel birliktelik için sürdürememeye verilen isimdir. Halk arasında iktidarsızlık olarak da bilinmektedir.

Çoğu durumda altta yatan bir sorunun önemli belirtisi olarak ortaya çıkar. Sertleşme bozukluğu bir sonuçtur. Buna yol açan durum ya da hastalıkların irdelenerek ortaya konulması gerekmektedir.

Her yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte görülme sıklığının yaşla birlikte arttığını biliyoruz. 40 yaş altı erkeklerde %10 civarında görülürken 40 yaş üstündekilerde bu rakam yaşla birlikte artış göstermek suretiyle %40-70 gibi yüksek oranlara ulaşmaktadır.

Sertleşme bozukluğu kimi zaman sadece peniste ereksiyonun olmaması ile kalmaz beraberinde istek eksikliği, kan orgazm ve boşalma sorunları ve cinsel ilişkiyle ilgili diğer problemlerle ilişkilendirilebilir.

Birçok erkek, çok fazla alkol, stres, ilişki sorunları ya da aşırı yorgunluk gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen ereksiyon olamama sorunları ile karşılaşmaktadır.

Sertleşme bozukluğunun sebepleri

Ateroskleroz (damarların sertleşmesi) gibi vasküler hastalıkların bir sonucu olarak penise kan akışı engellenebilir veya damarlardaki darlığa bağlı olarak kan akışı bozulabilir. Kalp ve damar hastalıkları peniste sertleşme sorununa yol açan önemli sorunların başında gelmektedir.

Yazının Devamını Oku

Erkeklerde infertilite (kısırlık) tedavisi

20 Haziran 2020
Erkeklerde kısırlık son yıllarda giderek artan sıklıkta karşılaşılan önemli sağlık sorunlarındandır. Sanayileşme ve teknolojik gelişmeyle birlikte insan biyolojisinde değişikler meydana gelmiştir. Bu değişim üreme fonksiyonları üzerinde olumsuz bir etki yapmıştır.

Mikroskobun ilk icadından sonra merakla tüm canlılar mikroskop altında incelenmeye başlanmıştır. Yaklaşık olarak 1900’lü yılların başlarında mikroskop altında meni içeriği de incelenmiş ve 1 ml’deki ortalama sperm sayısının 180 milyon civarında olduğu gözlenmiştir. Bu sayı daha sonra, yüzyılın ortalarına gelindiğinde 150 milyona düşmüş ve son olarak günümüzde 15 milyon normal ortalama değer olarak kabul edilmiştir. Tüm dünyadan elde edilen sperm sayısı ile ilgili bilimsel veriler, insanlarda erkek kısırlığının giderek arttığını kanıtlamıştır.

Bir yandan üreme ve çocuk sahibi olabilme giderek güçleşirken öte yandan tedavi arayışları da hız kazanmıştır. Bu alanda her geçen gün yeni bir gelişme sağlanmış ve çocuk talep eden çiftlerin beklentilerini karşılayacak çözümler üretilmiştir. Günümüzde normal yolla çocuk sahibi olmada geliştirilen tıbbi ya da cerrahi tedaviler ve yardımcı üreme teknikleriyle, gebelik ve canlı bebek doğumu elde etme oranlarında büyük başarı sağlanmıştır.

Cinsel olarak aktif olan çiftlerin korunma olmaksızın bir arada olmalarına rağmen 1 yıl içerisinde gebelik gerçekleşmemesi durumu infertilite olarak adlandırılmaktadır. Bir yıl içerisinde korunmadıkları halde gebelik sağlayamama oranı toplumda %15 civarındadır. İkinci yılda bu şans %50, üçüncü yılda ise %14’tür. Tüm bu rakamlar bize göstermektedir ki, ilk birinci yıldan sonra çiftlerin doğal yollarla çocuk sahibi olabilme şansı her geçen zaman içerisinde giderek azalmakta ve umutları tükenmektedir. Bu nedenle düzenli cinsel birlikteliğe rağmen 1 yılı doldurmuş olan ve çocuk talep eden hastalarda inceleme ve taramalar yapılmakta ve tedavi seçenekleri gündeme gelmektedir.

İnfertilite sebeplerinin %30’u kadında, %30’u erkekte, %40’ı ise hem erkekte hem de kadından kaynaklanmaktadır. Bu sonuçtan yola çıkarak kabaca her iki çifte ait sorun saptanma oranı %50 - %50 diyebiliriz. Toplumda sanıldığının aksine kadınlarda daha fazla görülmemektedir. Aynı oranda erkekte de sorun saptanmaktadır. Bu durum bize çocuk arayışları olan çiftler de erkek faktörünün de incelenmesi zorunluluğunu getirmektedir.

İnfertilite nedenleri

Doğuştan ya da sonradan oluşan ürogenital anomaliler, kanserler, idrar  yolu enfeksiyonları, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, testislerde ısı artışı (varikosel), endokrin bozukluklar, genetik bozukluklar ya da immünolojik faktörlerin tamamı erkeklerde infertilite oluşturmaktadır. Kadının yaşı, kadının doğurganlık potansiyeli, ne kadar süreden beri çocuk sahibi olamadıkları, hiç çocuklarının olmaması ya da ikinci, üçüncü çocuk sahibi olamama gibi durumların tamamı uygulanacak tedavi modalitelerini de değiştirmektedir.

Erkeklerde varikosel, düzeltilebilir erkek kısırlık sebeplerinin başında gelmektedir. Varikosel testisler olarak bilinen erkek yumurtalarındaki kirli kan taşıyan toplar damarlarda anormal ileri derece genişleme olmasıdır. Bu durum çoğu zaman testislerde istenmeyen derecede ısı artışına yol açmakta ve sperm üretim aşamalarını olumsuz etkilemektedir. Mikrocerrahi yöntemle varikosel tedavi edildikten sonra hem sperm parametrelerinde iyileşme olmakta hem de gebelik ve canlı bebek doğurma oranlarında belirgin artış sağlanmaktadır.

İnmemiş testis, çocuk sahibi olmak isteyen hastalar için önemli risk gruplarından birini oluşturmaktadır. Normalde testisler, karın içi boşluktan dışarı skrotum adı verilen yumurta torbasında yer almaktadır. Böylelikle vücut içi sıcaklıktan korunmaktadır. Doğuştan erkek çocuklarda görülen inmemiş testis, uygun zamanda tedavi edilmeyip karın içerisinde uzun süre kaldığında sperm üretim potansiyeli ciddi derecede azalmaktadır. Tek taraflı ya da iki taraflı inmemiş testis durumu erkeklerde çocuk sahibi olmayı belirlemede önemli faktörlerden bir tanesidir.

Yazının Devamını Oku