Yeni yılın ilk gününden bu yana dünyada ardı arkası kesilmeyen ilginç doğa olayları, hayvan ölümleri yaşanıyor. Kışın havadan ölü kuş yağması bana göç etmek için geç kalıp kışa yakalanan küçük bir kuşun ilginç hikayesini hatırlattı.
Amerika’da kuş, İngiltere’de yengeç, Yeni Zellanda ve Brazilya’da ise balık ölümlerindeki sırlar çözülemiyor. Bu ölümlere neden olarak havai fişek, gökgürültülü fırtınalar, soğuk hava, zehir ve küresel iklim değişikliği gösteriliyor. Her şeyi bir şey ile açıklamak zorunda değiliz! Bence bunların herbiri bu ölümlerde bir parça rol oynuyor... “Kış ve kuş”, denilince ABD’de akla kışa yakalanan küçük kuşun şu meseli, yani eğitici hikayesi gelir: Küçük bir kuş kışın güneye uçarken, göç için çok geç kaldığından bir fırtına içinde donup havada kaskatı kesilir. Yere düşmeye başlar. Hikaye bu ya kuş, düşe düşe ineğin birkaç dakika önce yaptığı dışkının içine düşer. Kuş önce bundan çok iğrenir, tiksinir ama sonra sıcak dışkının buzlarını erittiğini fark eder. Bu sefer de sevincinden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Fakat yakınlarda dolaşan bir kedi ağlamasını işitince onu bulur ve yer!.. Amerika’da hikayeden çıkartılan dersler şöyle sıralanıyor: 1) Sizi pisliğe bulaştıran herkes sizin düşmanınız değildir, 2) Pislikten çıkartan herkes dostunuz değildir, 3) Eğer pisliğe gömülmüşseniz ağzınızı kapalı tutun.
LÜTFEN ALINMAYIN SİZE TAŞ ATMIYORUM
Yemin ederim bu meselle kimseye taş atmıyorum. Hikaye bu işte! Şimdi söz ABD’den açılmışken ABD’de bir çok kış şakaları ve hikayeleri daha var. Örneğin kardan adamdan alınacak dersler: “Beyaz giymek her zaman modadır. Kışın dışarıda kalmak sağlığınız için iyidir. Hepimiz sudan oluşuruz. Takıların çok pahalı olması gerekmez. Güneşte fazla kalmayın! Bazen çok terlemenin ölümcül sonuçları vardır!..” Başka bir hikayade, bu sefer sıcak bir yerden kuzeye giden bir sürücü ilk defa karlı ve buzlu bir kış yaşıyormuş. Birgün bir kamyonun arkasında araç sürerken kamyonun yükünün yola döküldüğünü görmüş. Bir sonraki kırmızı ışıkta direksiyondan kamyon şoförüne “mal yola dökülüyor” diye seslenmiş. Kamyon sürücüsü ona bakıp gözlerini yuvasında sağa sola çevirip yoluna devam etmiş. Sürücü bakmış değişen bir şey yok; “herhalde beni duymadı” diye düşünmüş. Tekrar durduklarında araçtan çıkıp kamyona doğru koşmuş ve “yükünüz hep yola dökülüyor” diye bağırmış. Kamyon şoförü dayanamayıp cevap vermiş: “Ben kara yollarında çalışan bir tuz kamyonu şoförüyüm!”
BU DA BİZİM LAZIN FIKRASI
Bu hikayeden de bir şey anlamadıysanız bir de şunu okuyun; Türkiye’de hiç olmayan bir uygulamadan bahsediyor: Bir karı koca TV’de haberleri dinliyormuş. Hava durumu sunucusu “yarın 15 santimetre kar yağacak, vatandaşların sokakta evlerin kapı numarası tek olan tarafa araçlarını park etmesi rica olunur, çift kapı numarası olan taraf kar küreme araçları tarafından temizlenecek” der. Aile de aracını tek numaralı tarafa park eder. Başka bir gün hava durumu sunucusu yine kar beklendiğini ama bu sefer aracın çift numaralı evlerin tarafına park edilmesi gerektiğini söyler. Derken bir gün yine kar tahmini verilip tam park edilecek taraf söylenirken elektrik kesilir. Bayan kocasına bu sefer nereye park edebileceklerini sorar. Koca ise, “Bu sefer arabamızı neden garajımıza koymuyoruz” der! Peki bir tanesini de bize uyarlayayım: Türkiye’nin en soğuk yeri Erzurum ve ona komşu en sıcak il Rize olduğuna göre hikaye şöyle: Rize ile Erzurum’un tam sınırındaki bir evde yaşlı bir adamla oğlu yaşarmış. Bu evin hangi ilin sınırı içinde olduğuna dair anlaşmazlık varmış. Hükümetten kışın başında gelen cevabı oğlan babasına okuyup isterlerse evlerininin Rize sınırları içinde olduğunun kabul edileceği için babasının kararını sormuş. Yaşlı adam da, “hemen kabul edelim, Erzurum’un kışına bir kez daha dayanamam” demiş!.. Son 1000, 100, 10, 1 yılın en soğuk kışı olacağı iddia edilen bu seneki kışın kendisi de bir mesel. Belki de soğuk bir şaka!..