Pako'nun Sayfası

Pako pano

28 Ağustos 2010
* Kedimiz iki aylık ve dişi. Sokak koşullarında enfeksiyon sonucunda tek gözünü kaybetti. İç ve dış parazit aşıları tamam, enfeksiyon tedavisi yapıldı. Tekrar sokaklara dönmemesi için yuva arıyoruz. (543) 723 83 83

* Boncuk üç aylık, çok mülayim, iyi huylu bir kedi. Tuvalet alışkanlığı var, iç ve dış parazit aşıları tamam, kuru mamaya alışkın. Onu özenle büyütecek, sevgi dolu bir yuva verebileceğinize inanıyorsanız arayın. (216) 384 51 65

* Sahibinin sokağa terkettiği bir yaşındaki kedi, uysal, temiz ve oyunbaz. Tuvalet eğitimi var. Eğer yuva bulamazsa kışı sokakta geçirecek, onu tekrar terketmeyecek bir aileye ihtiyacı var. (532) 343 73 47

* Akıllı köpekler Golden retreiver kırması anne Sarı ve kurt kırması oğlu Beyaz için tercihen Ankara’da bir aile arıyoruz. (536) 680 15 98

* İki aylık sağlıklı Pampan’ın tuvalet alışkanlığı var. İç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Kuru mama yiyor. Bu sevimli kediye sevgiyle bakacak bir yuva arıyoruz. (555) 986 97 30
Yazının Devamını Oku

Güvercin pazarı mı kuş işkencehanesi mi

21 Ağustos 2010
İstanbul’un çeşitli semtlerinde her hafta ‘güvercin pazarları’ kuruluyor. Meraklıları 15 liradan 3-5 bin dolara kadar çıkan paralar ödüyor. Ancak bu değerli güvercinler pazarlarda adeta işkence yaşıyor. Küçücük tel kafeslerde tıka basa sergileniyor. Karton kutuların içinde, birbirlerinin üstünde sabahtan akşama kadar güneşin altında bekletiliyor. Ayaklarına bağlanan iplerse sadece 3-5 metre havalanmasına izin veriyor. Pazarın yanındaki ayrı bir bölüm dövüş horozları ve tavuklara ayrılmış. Gerilmiş bir ipte tek ayaklarından bağlanarak sıralanmışlar. Avlanması ve satılması yasak olan sakalar da kuytu bir köşede alıcı bekliyor
Cahit AKYOL


Edirnekapı’daki kuş pazarı her cumartesi ve pazar Tekfur Sarayı’nın kalıntılarının dibinde kuruluyor. Cumartesi pazar kadar renkli ve kalabalık olmuyor ama meraklıları her ikisine de geliyor. Havalar biraz serinlediğinde günde 1000- 1500 kişinin pazarı ziyaret ettiği söyleniyor.
Pazarda renk renk, cins cins güvercinler satılıyor. En fazla ilgiyi havada attığı taklalarla meşhur Mardin cinsi güvercinler görüyor. Paçalı, beyaz, siyah tüylü ve çizgili yüzlerce güvercini bir arada görmek ve seyretmek insana huzur veriyor.

KADIN YOK HEPSİ ERKEK
Pazarda tek bir kadına bile rastlamak olası değil. Tüm kuş meraklıları erkek. Yaşları 7’den 70’e değişiyor. Aralarında çocuklar da var, dedeler de. Mesleklerini sorduğunuzda genellikle garson, çırak, berber kalfası, tezgâhtar ve işçi emeklisi olduğunu öğreniyorsunuz. İşsizlerin sayısı da az değil. Pazara İstanbul’un her semtinden gelen meraklılar geliyor. Ama ağırlık Esenler, Güneşli, Şirinevler, Kocamustafapaşa, Bağcılar ve Kasımpaşa gibi semtlerde.
Güvercinlerini ‘Zamanı geldiğinde bir kat daha çıkarız’ umuduyla çatısını yapmadıkları evlerinin teraslarında beslediklerini söylüyorlar. Kuşbazların bazıları biraz ‘delikanlı’ bir hava yaratmak istedikleri için fotoğraflarının çekilmesinden pek hoşlanmıyorlar: ‘Bizi çekeceğinize kuşları çekin’ diye sertçe uyarıyorlar.
Fotoğrafı güvercin dışındaki kanatlıların satıldığı yan bölümde çekmek istersiniz uyarılar daha da sertleşiyor. Çünkü burada yakalanması ve satışı yasak saka kuşlarının kafesleri olduğu için deşifre olmak istemiyorlar.

YİYİP İÇMEYİZ, KUŞA YATIRIRIZ
Edirnekapı Pazarı’nın ziyaretçileri genellikle tüm pazarların müdavimi. Satıcılar ve alıcılar birbirlerini tanıyor. Ve alışveriş yapmasalar bile, her haftasonu tüm işi gücü bırakıp buraya geldiklerini gururla anlatıyorlar. Çoğunun maksadı ticaret değil. Ortak paydaları güvercinler uğruna her haftasonu buluşuyorlar. Gelir düzeyleri çok yüksek gibi görünmese de önlerindeki tezgâhlardaki kutuların içindeki güvercinlerin binlerce lira ettiğini öğreniyorsunuz: ‘Güvercin bizim için bir yaşam tarzı. Yemeyiz içmeyiz ama güvercin alırız. Çünkü onunla huzur buluruz. Güvercin bir tutkudur. Paramızı kuşa yatırırız’ diyorlar. Bazıları evlerindeki kuşların maddi değerlerini binlerce lira olduğunu hatta otomobil fiyatına yakın değerde kuşları olduğunu ileri sürüyor.

DURUŞUNDAN KANADINDAN GÖZÜNDEN ANLIYORLAR
Kuş pazarının meraklıları Türkiye’deki diğer kuşbazlarla genellikle internet üzerinden yazışarak haberleşiyor. Türkiye Güvercin Forumu’nun 8 bin üyesinin olduğu iddia ediliyor. Meraklıların çoğu konularında uzman. Kuşları duruşundan, kanadından veya tüylerinden bir bakışta değerlendirdiklerini söylüyorlar. Sıradan bir güvercini ‘cinsmiş’ gibi satmak isteyen açıkgözlere de rastlamak mümkün ama onların hedefi yolu bir şekilde bu pazara düşmüşler.
Pazarda yem, kafes, suluk gibi malzemeler satan esnafın yanı sıra; su satıcıları başta olmak üzere tatlıcı, çiğ köfteci, simitçi yeme-içme esnafı da hizmeti veriyor.

SAKALAR DA ÜRKÜYOR SAHİPLERİ DE
Bu pazarda sadece güvercin satılmıyor. Diğer kanatlılar da var. Onlar pazarın dışında bağımsız gibi görünen ayrı bir bölümde bulunuyor. Girişte daha kuytu bir bölümde de saka satıcıları kümelenmiş. Yakaladıkları yavru sakaları kafeslerin içine koymuşlar. Tanesini 10 liradan satıyorlar. Fotoğraf makinesiyle yaklaştığımızı görünce tedirgin olup sertçe uyarıyorlar. Renkleri ağırlıklı olarak kızıl ve kanatlarının üstünde sarı, mor, gri lekeler olan saka yavruları da en az onları yakalayan sahipleri kadar tedirgin. Kafese bir insanın yaklaşması onları ürkütüyor.
Sakaların yanında kanaryalar var. Fiyatları 50 lira civarında. Onların ilersindeyse tavuklar bulunuyor. Tavuklar 20, ördekler 30 lira. Kaçamayıp bir arada dursunlar diye tek ayaklarından bir ipe dizilerek bağlanmış. Bir ipte yaklaşık 7-8 tavuk var ve bunun adı resmen ‘işkence’.

FİYATLAR 15 LİRADAN BAŞLIYOR

Pazarın gözde kuşları güvercinlerin başlıca cinsleri Mardin, Kanırık, Posta Güvercini, Yan Dönek, Kelebek, Bursa Güvercini, Mantolu, Pirinç Gagalı, Taklanbaç, Muro, Sabuni, Sıvama, Bozdak, Mermeri, Mavi, Kuveyt, Devetüyü, Askılı Mantolu, Malatya Paçalısı ve Buhara. Fiyatları kuşun durumuna ve sahibinin pazarlama yeteneğine göre değişiyor. Genellikle 15 liradan başlayan fiyatlarla satılıyor.

PAKO PANO

*Bu dünyalar güzelini otoyol kenarında bulduk. Oyuna aşık, aşıları tam, kuru mama seven tam bir prenses. Tuvalet alışkanlığı da olan bu yavruya sıcak bir yuva arıyoruz. (555) 986 97 30
Yazının Devamını Oku

50 gün oturacağım eğer yetmezse kendimi köprüye zincirleyeceğim

14 Ağustos 2010
Tiyatro oyuncusu Tuna Arman, yarın bir oturma eylemine başlıyor. İzinlerini tamamladı, destekçilerini yanında aldı. 4 Ekim’e kadar tam 50 gün Beyoğlu Galatasaray Lisesi’nin önünde oturacak. Derdi, hayvanlara eziyetin, tecavüzün ve hayvanların öldürülmesinin hapisle cezalandırılmasını sağlamak. Çünkü Türkiye’de hayvana karşı işlenen bu suçların cezası en fazla 300 lira. Eğer maktul sokak hayvanıysa ceza bile yok
Mehmet ÖZDOĞAN

Bugüne kadar kaç hayvan beslediniz?
- Bir buçuk yaşımda Sapanca’da oturduğumuz evin merdivenlerinde, patatesimin yarısını bir köpekle paylaşmışım. O zamandan beri var bu aşk. Ailem pek sevmezdi hayvanları. Sokakta, merdiven altında hep gizli köpek ve kedilerim olurdu. Bugüne kadar 30’un üzerinde hayvanı evimde beslemişimdir. Yüzlerce de sokakta var; onları saymıyorum.

Böyle koyu bir hayvansever olmak insana neler kaybettiriyor?
- Birçok şey. Mesela ailem dahil herkesin gözünde pis kadınım ben. Hayvanseverlere hemen deli damgası vuruluyor. Karşı komşum bile bir şey dese, susmak zorunda hissediyorum. Neyse, varsın ‘deli’ desinler. Bu ülkede delirmeden hiçbir şey başaramıyorsun. E tabii ilişkilerimde de kayıplarım oldu. Oğlumum babası sevmezdi. Her gün kavga çıkardı evde bu yüzden. Hatta şimdi, “Kendin pistin, oğlanı da pis yapıyorsun” diyor. Oğlum Sinan, benden de manyak çünkü.

Hayvanlara tecavüz etmenin veya hayvanları öldürmenin cezası farklı mı?
- Şaka gibi bir sistemimiz var. Bir kere zarar gören hayvanın sokak hayvanı olmaması gerekiyor. Sokak hayvanıysa, sıfır ceza. Bu bana çok ağır geliyor. Neyse, diyelim sahipli bir hayvan söz konusu. İster öldür, ister tecavüz et, ister sakat bırak; 5199 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre cezası 300 lira. O da ispatlanırsa tabii. Bir köpeği öldürmekle, bir insanın malına zarar vermek aynı cezayı gerektiriyor. Çünkü kanuna göre hayvan sadece bir eşya.

Bunu yapanların sicillerine de böyle birşey işlenmiyor haliyle?
- Kesinlikle işlenmiyor. Köpeğe tecavüz eden, kediyi öldüren sapık, çocuğa ne yapmaz? Bu adamın akıl sağlığının yerinde olmadığı açık. 300 lira ceza alıyor, sonra yine sokakta. Ne bir tedavi görmeye zorlanıyor, ne de bu suç sabıkasına işliyor. Bu tehlikeli yaratıkla aynı bakkaldan alışveriş yapmayı, aynı otobüse binmeyi hazmedemiyorum. Onun yeri hapis.

BUGÜN HAYVANA YARIN SİZE

Başka kanınızı donduran olaylar var mı?

- Bugün bir kedinin kafasına yüzlerce kere tekme atıldığını duydum. İzmir’de bir adam bir köpeği üç gün eve hapsedip, defalarca tecavüz etmiş. Şimdi nerede? Sokakta. Bütün bilim adamları söylüyor. Seri katillerin büyük bir çoğunluğu, ilk olarak hayvanlara zarar veriyor. En son Amerikan Psikiyatri Derneği’nin raporunda okudum.

Halk bunu bilmediği için mi bu suçlar yüksek sesle konuşulmuyor?
- Kesinlikle bu yüzden. Bakın mesela geçenlerde bir polis dedi ki, “Yakalıyoruz sapığı, nezarethaneye sokuyoruz. Ama kanun yetersiz. Ertesi gün salıvermek durumunda kalıyoruz.” Sadece polisler değil, bu vahşetin cezasız kaldığını bilen herkes çok tepkili.

Neden oturma eylemi? Ne kadar sürecek?
- Elimden gelen her şeyi yaptım ama sonuç alamadım. Eylem yarın başlıyor. 4 Ekim Hayvanlar Günü’ne kadar tam 50 gün boyunca sürecek. Her gün 15.00 ve 19.00 arasında oradayım. Dört saat izin vermişler. Bence eylem güzel geçecek. Bakın sadece iki hafta oldu eylem fikri ortaya çıkalı, binlerce destekçim var. Eş zamanlı olarak 10’a yakın il ve ilçede de oturma eylemleri başlıyor. www.dostlarimizicin.com internet sitesi günde binlerce kez tıklanıyor.

Peki eylemden sonra ne olacak?
- 4 Ekim’de oturma eylemi yapıp, imza kampanyası toplayan herkes farklı şehirlerden Ankara’ya hareket edecek. Bu imzaları Adalet Bakanlığı’na ileteceğiz. Başbakan Erdoğan’dan da randevu almaya çalışıyoruz.
Tuna Arman, tiyatroya ve televizyona yıllarını vermiş bir oyuncu. Komşularından gizli gizli evinde dört köpek, üç kedi besliyor. Köpeklerinden biri kör. Diğer evcil hayvanlarının çoğunu ya çöpten çıkarmış, ya da sokakta bulmuş. Ona deli damgası vurmuşlar, pis demişler ama umrunda değil. Kör köpeğinin bulaşık makinesini açıp tabakları yalamasını, kedisiyle köpeğinin yan yana dolaşmasını izlemek yetiyor ona. Bir köpeğin tecavüze uğradığını duyunca hıçkırıklara boğularak ağlıyor. Yetkililere sesleniyor: “Bu hastaları tıkın bir yerlere, yoksa bir gün sizin de canınızı yakacaklar.”

Size ne dense, ‘Tamam, amacım buydu’ dersiniz?
- Hayvana karşı şiddet, taciz, tecavüz uygulayan, onları öldürenlerin en az birkaç yıl hapis cezasıyla yargılanması ve zorunlu tedavi altına alınmasına ‘tamam’ derlerse; ben dünyanın en mutlu kadını olurum.

Diyelim on binlerce imza topladınız ama sonuç çıkmadı. Ne yapabilirsiniz daha fazla?
- Geçenlerde Reyhan’la (Karaca) bir işkence haberine delirdik. Ciddi ciddi Boğaziçi Köprüsü’ne kelepçeleyecektik kendimizi. Bu eylem sonuç vermezse onu da yaparım.

YURTDIŞINDA 10 YIL HAPİS VAR

Biz, köpeği öldürene 300 lira bile ceza veremezken, yurtdışında bir adam sadece köpeğini yanlış beslediği için 3 bin Avro ceza alıyor. İşkencenin, tecavüzün cezası zaten hapis. 1 yıldan başlıyor 7-8 yıla kadar çıkıyor. Bir de zorunlu tedavi ve para cezası ekleniyor. Mesela ABD çok katı. Hayvana işkencenin cezası 10 yıl hapse çıkıyor. En az para cezası da 5 bin dolar. İnsanlar beni yolda çevirip, ‘Cezanın bu kadar az olduğunu bilmiyorduk’ diyorlar. Eminim bilmeyen milyonlarca insan var.

TEDAVİ Mİ TECAVÜZ MÜ

İnternette ‘adaklık kedi var’ ilanları görüyorum. İnsan nasıl delirmez? Bu çocukların hepsi 18’in altında. En son yaşadığım olay... 15 yaşında satanist bir kız çocuğu. Kestiği kedileri internet sitesinde yayınlayacak kadar ileri gidiyor. ‘Yavru kedilerinizi istiyorum’ gibi şeyler yazıyor. Ve bu çocuk, Türk Ceza Kanunu’nda hayvana zarar tanınmadığı için kedileri kesmeye devam ediyor. Kimse bir şey yapamıyor. Bir de ‘hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek, cinsel hastalıklara iyi geliyor’ söylentisi var. Söylerken bile tüylerim diken diken oluyor. Onlarca ürolog açıkladı kesinlikle doğru olmadığını. Ve bu bahane bazen zanlının cezasız kalmasını bile sağlıyor.

Kediler de dipsoman olur: Potomania

Aşırı sıcak sadece sizi değil kedilerinizi de etkiliyor. Kedilerde aşırı su tüketimine bağlı çeşitli hastalıklar çıkıyor. Bu durum bazen de başka hastalıkların ya da psiklojik bir rahatsızlığın belirtisi olabiliyor

Kedilerde aşırı su tüketiminin tıbbı bir adı var: Polidipsia. Genellikle ‘polyüri’ olarak adlandırılan aşırı idrar yapmayla birlikte seyreden bir belirti. Kedilerde aşırı su tüketimi ve normalden fazla miktarda idrar yapma belirtisiyle seyreden birçok hastalık bulunur. En başta akla gelenler şüphesiz böbrekle ilgili problemler. Gerek akut, gerekse kronik böbrek yetmezliklerinde ve nefritte kedilerde su tüketimi artar. Diabet (şeker hastalığı) ve hipertyroidizm gibi endokrin sistem hastalıklarında da su tüketiminde ve idrar miktarında artış görülür.

İÇME HASTALIĞI

Karaciğer yetmezliği de kedinizin fazla su içmesine neden olabilir. Eğer kediniz dişi ve kısırlaştırılmamışsa aşırı su tüketimi, ‘pyometra’ gibi rahim iltihaplanmaları ve üreme sistemi hastalıklarının belirtisi olabilir. Kanda kalsiyum, azot ve potasyum oranları dengesizliğine yol açan hastalıklarda da su tüketimi artışı önemli bir bulgudur.
Eğer kedinize yakın zamanda kortizon, diüretik ya da bazı antibiyotikler uygulandıysa bunlar su tüketiminin artmasına yol açabilir. Herhangi bir hastalığa bağlı olmadan aşırı tuzlu ev yemekleri verilmesi de su tüketimini arttırabilir. Çok ender de olsa bazı kedilerde psikolojik bir bozukluk olan ‘potomania’ da (içme hastalığı) görülür ve bu durumda su tüketimi artar. Aşırı su içme, önemli hastalıkların belirtisi olabileceği için vakit kaybetmeden kedinizi mutlaka bir veterinere göstermelisiniz.

Pako Pano

* Bu bebeğin adı Deniz ve daha iki aylık. Tuvalet terbiyesi var, aşıları tamam, kuru mamaya da bayılıyor. Tek eksiği sıcak bir aile (532) 416 81 47

* Üç renkli minik kızlarımıza acilen yuva arıyoruz. Daha iki buçuk aylık hepsi. Oyuna bayılıyorlar. Mümkün olursa birlikte, olmazsa da ayrı ayrı onlara yuvanızı açar mısınız? (536) 437 21 46
Yazının Devamını Oku

Gina’nın Bağdat sendromu

7 Ağustos 2010
Köpeklerde travma sonrası stres bozukluğu görülür mü? Bugünlerde ABD’de tartışılan konulardan bir tanesi de bu. Tartışmanın kahramanı Bağdat’ta görev yapan çoban köpeği Gina ABD bir süredir köpeklerin travma sonrası stres bozukluğu yaşayıp yaşamayacağını tartışıyor. Tartışmayı başlatansa Amerikan donanmasının kahramanlarından iki yaşındaki Alman çoban köpeği Gina. Gina, Peterson Hava Kuvvetleri merkezinde eğitilmiş, ardından Irak’a göreve gönderilmiş. Altı ay Irak’ta kalmış. Görevi, askerlere baskınlar sırasında yardımcı olmakmış. İhbar edilen evlere, depolara Amerikan donanması baskın düzenlerken Gina’yı yanlarında götürüyorlamış. Gina da baskın öncesi etrafı kokluyor olası patlayıcıları askerlere haber veriyormuş. Anlaşılan o ki bu zorlu süreç Gina’yı derinden sarsmış. Gina yeniden Colorado’daki hava üssüne döndüğünde eski eğitmenleri bile onu tanıyamamış. Kapalı mekanlara giremiyor, en ufak bir ses duyduğunda yere yatıyormuş. Gina ile yakından ilgilenen Çavuş Eric Haynes, bu durumun tipik bir travma sonrası stres bozukluğu olduğu görüşünde. Haynes 12 yıldır Peterson Hava Üssü’nde köpeklerden sorumlu. Şu ana kadar 100 kadar köpeği tedavi etmiş ama Gina kadar kötü durumda olanını hiç görmemiş. Ne var ki, bilim dünyasının bir kısmı Haynes’e karşı ayakta. Örneğin Columbia Üniversitesi’nden Jack Saul, travma sonrası stres bozukluğu teriminin insanlar için geliştirildiğini bu nedenle Gina’ya bu teşhisin konulamayacağını savunuyor. Cummings Üniversitesi’nden Nicholas Dudman da, köpeklerde bu bozukluğa çok benzer belirtiler görüldüğünü ama insanlarda görülenle tamamen aynı olmadığı görüşünde.
Travma sonrası stres bozukluğu ABD ve Afganistan’dan dönen Amerikan askerlerinde oldukça sık görülen bir durum. Gina üzerinden gerçekleşen bu tartışmanın askerlerde yanlış anlaşılmalara yol açılmasında da korkuluyor.
Gina süredir kızakta, patlayıcı arama görevini şu anda gerçekleştirmiyor. Ama tedaviye başlandığından bu yana oldukça ilerleme kaydetmiş. Çavuş Haynes, neredeyse bütün gününü Gina ile geçiriyor. Gina sık sık yeşil alanlarda yürüyüşe çıkarılıyor. Ama Haynes, Gina’nın yüzde 100 eski haline dönemeyebileceğini belirtiyor.

PAMELA ANDERSON KÖPEKLER İÇİN KOLLARI SIVADI

Meksika Körfezindeki petrol sızıntısı, çevresel etkilerinin yanında bölge halkı için ekonomik felakete yol açtı. Körfezde çalışan pek çok aile ticaret durduğu için iş yerlerini kapatmak zorunda kaldı, çalışanlar işsiz kaldı. İnsanlarla beraber, olanlar köpeklere de oldu. Parasız kalan ve başka eyaletlere taşınmak zorunda kalan aileler, köpeklerini geride bıraktı. Özellikle Louisiana’da yüzlerce köpek evsiz. Köpekler sokaklarda aç kalınca, Hollywood yıldızlarından Pamela Anderson kolları sıvadı. Anderson Louisiana’da evsiz kalan iki Chihuahua cinsi köpeği evlat edindi. Ama sadece bununla yetinmedi, hayvan hakları savunucusu PETA ile işbirliği yaptı ve evsiz kalan 50 köpeğin de başka aileler tarafından sahiplenilmesini sağladı. Ne var ki, Anderson’ın 13 ve 11 yaşlarındaki iki oğlu Brandon ve Dylan üzgün. Çünkü Brandon ve Dylan’a göre servet sahibi anneleri 50 köpeğin 50’sini birden bizzat sahiplenmeli.

Dikkat edin, köpeğiniz ‘hot dog’ olmasın

PETA, hazırladığı ‘Hot Dogs’ afişiyle köpek sahiplerini uyarıyor. ‘Hot dog’ hem sıcak köpek anlamına geliyor, hem de sosisli sandviç için kullanılan İngilizce bir tabir. Bu afişin amacı yaz sıcağında arabalarda bırakılan köpeklerin sahiplerini uyurmak / Mehmet ÖZDOĞAN

Pek çok köpek, aşırı sıcakta araçlarda bırakıldıkları ve unutuldukları için ölüyor. Dünyanın en büyük hayvan hakları örgütü PETA da, hazırladığı ‘Hot Dogs’ afişiyle bu soruna dikkat çekmek istiyor. Amaç, bütün hayvanseverlerin bu afişi internetten indirip, her yere asmaları ve hayvan sahiplerinin dikkatini bu konuya çekmek.
PETA Kampanya Yöneticisi Magdalena Scherk, köpekleri yazın arabada bırakmanın bariz bir hayvan hakları ihlali olduğunu belirtiyor: “Yazın park halindeki araçların içindeki sıcaklık 70 dereceye çıkabiliyor. Aracın penceresini aralık bırakmak veya aracı gölgeye park etmek bir şeyi değiştirmiyor. Aracın sıcaklığı 15 derece olsa bile, hızla yükseliyor. Geçen yıl Ankara’da öğle yemeği sırasında aracın içinde bırakılan altı polis köpeğinin sıcaktan can verdiğini hatırlayın. Bunlar çok sık yaşanıyor.”

KÖPEKLERDE TER BEZİ YOK

Köpeklerde ter bezleri olmadığı içinı sadece solunum yoluyla serinleyebiliyor. Bu nedenle de aşırı sıcakta birkaç dakikada ölebiliyorlar. Ya da beyinleri ciddi hasara uğrayabiliyor. Köpeklerde sıcak çarpmasının belirtileri; kısa aralıklarla ve hızlı hızlı nefes alıp vermek, kusma, ishal, titreme ya da kramplar şeklinde kendini gösteriyor. Baygınlık da görülebiliyor.
Scherk, tüm dünyada süren kampanyanın Türkiye ayağı için, hayvanseverlere sesleniyor: “Türkiye halkından ricamız, bu tür eziyetlere karşı duyarlı olmaları. www.peta.de/hotdogs/turkey linkinden ‘Hot Dogs’ afişini ücretsiz indirin. Alışveriş merkezlerine, veteriner muayenehanelerine kısaca her yere asın. Bir aracın içinde köpek görüp, sahibini bulamadıysanız; hemen polisi arayın. Böylece belki de bir hayat kurtaracaksınız.”

PAKO PANO

* Bu sevimli kedi henüz iki aylık. Sokakta aç bulundu. Çok zeki ve mutlu bir kedi. Tuvalet terbiyesi var; aşıları da tamamlanmış. Tek ihtiyacı ona sıcak bir yuva verecek bir aile. (534) 468 73 83

* Yaşlı bir İran kedisi, üç bacaklı başka bir kedi ve kör olmak üzere daha yeni doğmuş bir kedi, onlara sahip çıkacak bir aile arıyor. Tedavisi tamamlanmış kedilerimiz de var. Süremiz kısıtlı, telefonunuzu bekliyoruz. (555) 422 88 95

VETERİNER HEKİM TALAT GÜLBAY

Köpeklerin şekeri düşmesin kediler aşırı su tüketmesin


Bu sıcaklar hem kedileri hem de köpekleri yoruyor. Yavru köpeklerde hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) sorununa sık rastlanıyor. Kedilerde de aşırı su tüketimine bağlı çeşitli hastalıklar çıkıyor. Bu durum bazen de başka hastalıkların belirtisi olabiliyor

Yavru köpeklerde özellikle yetersiz beslenme, kalitesiz ve sindirim oranı düşük mamaların kullanılması ya da yavru köpeğin gereğinden fazla egzersizle çok aşırı enerji harcaması sonucu kan şekeri düşmesi durumları ortaya çıkabilir. Karaciğer ve bazı sindirim sistemi hastalıkları da yavru köpeklerde hipoglisemiye neden olabilir.
Hipoglisemi tablosu ortaya çıkan köpeklerde halsizlik ve bitkinlik en dikkat çeken bulgudur. Kan şekerinin düşmesi durumlarında kaslar ve beyin dokuları da enerjisiz kalabileceği için titreme, dengesiz ve sarhoş gibi yürüme, huzursuzluk, kasılma ve titreme gibi belirtiler de ortaya çıkar. Bazı ileri durumlarda bu belirtiler daha da şiddetlenerek nöbetler ve takiben koma durumu da ortaya çıkabilir.
Hastalığın şiddeti ve tehlikesi kan şekerinin ne düzeyde düştüğüne bağlı. Eğer kan şekeri yavru köpeğin beslenme yetersizlikleri ve hatalarından ya da aşırı egzersiz sonucunda enerji kaybetmesinden kaynaklanıyorsa bu durumların düzeltilmesiyle problem hızla düzeltilebilir.

DUDAKLARINA ŞEKER DAMLATIN

Karaciğer ya da sindirim sistemi bozuklukları sonucu ortaya çıkan hipoglisemilerse yavru köpeklerde kronik ve ömür boyu sürebilen bir hastalığa dönüşebilir. Hipoglisemi belirtileri gördüğünüzde yavru köpeğinize sıvı glikoz, mısır şurubu, şekerli su veya bir miktar bal vererek yardımcı olabilirsiniz. Şekerli sıvıları azar azar dudaklarına ve diş etlerine damlatarak veya sürerek uygulayabilirsiniz.
Bu şekilde kan şekeri düşmüş olan yavru köpeğinize destek verdikten sonra, vakit kaybetmeden veterinerinize başvurmalısınız. Veterineriniz yapacağı muayene ve gerekli gördüğü kan ve laboratuvar analizleriyle hipogliseminin asıl nedenini ortaya çıkarır.
Hipoglisemi beslenme hataları ve aşırı egzersizden kaynaklanıyorsa bunları düzeltmeniz hipoglisemi tablosunu da düzeltir. Diğer hastalıklardan kaynaklanan hipoglisemilerin tedavisi içinse veterinerinizden yardım istemelisiniz.
Yazının Devamını Oku

Şanslı Bremen mızıkacıları

31 Temmuz 2010
Alman hayvansever Sylvia Schubert, Türkiye’de sokakta bulduğu hasta ve sakat kedileri Bremen’deki evine götirip tekrar hayata döndürdü Recep SEPLİN
Dünyanın en büyük hayvan hakları derneği PETA’nın önde gelen üyelerinden Sylvia Schubert ve eşi Thomas Schubert Almanya’nın Bremen kentinde yaşıyor. Hayvansever çift, Türkiye’de buldukları ve ölmek üzere olan sokak kedilerini yanlarında götürdü: “Hasta ve sakat üç kedi bulduk. Onlara çok acıdık. Bırakamadık. Yanımıza alıp Bremen’e getirdik. Bugün çok sağlıklı ve iyiler. Oldukça da uysallar. Eğer bırakmış olsaydık öleceklerdi, tekrar hayata bağladık. Çok mutluyuz“ diyorlar.

Türkiye’ye yılda üç kez eşiyle tatile geldiğini anlatan Sylvia Schubert, her seferinde yanlarında sokak hayvanları için en az 30 kilo yiyecek getiriyor. Tatile Türkiye’ye geleceklere seslenen Schubert, “Sokak hayvanlarını unutmayın. Kediler ve köpekler için yanınızda yiyecek götürün. Eğer imkanınız varsa bir sokak hayvanını sahiplenin” çağrısında bulunuyor.
Türkiye’nın hayvan hakları konusunda olumlu adımlar attığını, özellikle özel sektörün artık bu konuya daha duyarlı davrandığını anlatan Schubert otellere kedi evi yapılmasının da fikir annesi: “Belediyeler ve oteller artık sokak hayvanlarını da düşünmeye ve örnek projeler geliştirmeye başladı. Bu bizleri çok sevindiriyor. Türkiye’yi çok seviyoruz ve gelişmeleri sevinçle izliyoruz. İnşallah tüm otellerde bir kedi ve köpek evi olur.”

Pako pano

* Geçen hafta yaralı bulunan bir yaşındaki labrador kırması Cara’nın aşıları, tedavisi yapıldı. Eskiden evcil bir köpekti. Tuvalet eğitimi var, kesinlikle havlamıyor. Tek arzusu oyun oynayacak bir aile. (532) 316 17 66

* Cino 1,5 aylık İran melezi erkek, şirin bir kedi. İki kardeşi araba altında kalınca onu aldık. Veterinerde aşıları yapıldı, ev hayatına alıştı. Cana yakın, sakin, tuvalet terbiyesi var, kuru mama yiyor. Bu minik yavruya sahip çıkın (532) 426 15 60

* İki köpeğimiz de aileleri tarafından terk edilmiş. İkisi de sevecen. Tedavileri tamamlandı, pansiyonda kalıyorlar. Beraber yaşamaya çok alıştılar. Siyah olan yedi yaşında ama Pekinesler 22’sine kadar yaşıyorlar. İster beraber, ister ayrı ayrı onlara yuva bulalım (555) 422 88 95

* Resimdeki güzel kızı, bir otobüsün motorundan 1.5 saat uğraşarak çıkarttık. Yaklaşık 2,5 aylık bir prenses. Tamamen duman rengi. İlk bakımı yapıldı, sağlıklı. Kum terbiyesi var. Evde çok kedimiz olduğu için ona bir yuva arıyoruz. (533) 529 16 51

* Hepsi iki aylık, sağlıklı dört kardeş. Tuvalet alışkanlıkları var. İç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Kuru mama yiyorlar. Çok emek verdik, sokağa dönmesinler. (555) 986 97 30
Yazının Devamını Oku

Pako pano

24 Temmuz 2010
* Çomar dünyalar tatlısı bir dişi köpek. Aylardır kafeste kalmaktan çok mutsuz. Kuyruğunu bile eskisi gibi sallamıyor. Eğer yuva bulunamazsa barınak veya sokağa terk edilecek. Bu yavruyu büyütmek isterseniz lütfen arayın. (533) 622 44 59

* Onları barınaktan alıp büyüttüm, ilk bakımlarını yaptırdım. İki buçuk aylık, değişik renklerdeki sağlıklı altı yavruya yuva arıyorum. Lütfen yuvanızı bu güzel bebeklere açın. (216) 384 51 65

* Köpeklerimizin sadece bir hafta süreleri var. Eğer onlara sahip çıkmazsanız yeniden sokaklara dönmek zorunda kalacaklar. Geçici ya da kalıcı yuva arıyoruz. (555) 422 88 95

* Pamuk, henüz 2 aylık dişi bir kedi. Yavrularını karıştıran bir anne kedi onu gerçek annesinden ayırdı. Annesi de daha sonra sahiplenmedi. Cana yakın, oyuncu, pamuk gibi bir kedi. Tuvalet terbiyesi var, parazit aşıları yapıldı. (532) 426 15 60

* Annelerinin ameliyatı nedeniyle 10 günlükten itibaren biberonla beslenen beş kardeşten dördü yuva buldu. Geriye bir tek Naz Bebek kaldı. Dört aylık bu güzel kedinin yuva bulmasına yardım eder misiniz? (555) 986 97 30

* Prenses 20 günlükken annesiz kalmış. Şimdi üç aylık, çok tatlı ve sağlıklı bir dişi yavru. Tuvalet alışkanlığı, iç ve dış parazit aşıları, sağlık karnesi tam. Tek eksiği sıcak bir yuva. (543) 723 83 83
Yazının Devamını Oku

Kedilerde üreme problemi köpeklerde yalancı gebelik

17 Temmuz 2010
Bu hafta kedi ve köpeklerin üreme sağlığını ele alıyoruz. Kedilerdeki üreme sorunları dişiden de erkekten de kaynaklanabiliyor. Dişi köpeklerdeyse ‘yalancı gebelik’ sendromuna sık rastlanıyor Dişi kedilerin çiftleşme ve hamile kalamamasıyla ilgili üreme sorunlarının en yaygın sebeplerinden biri erkek ve dişi kedilerin çiftleşmelerinin yetersizliği. Dişi kediler çiftleşme dönemlerinde erkek kediyle bir-iki gün arayla ve günde üç-dört kez çiftleştirilmeli. Buradaki en önemli faktörlerden biri, kedilerin birbirini reddetmemeleri. Bazı kediler birbirlerinden hoşlanmadıkları zaman çiftleşmeyi reddedebilir. Bu durumda başka bir partner bulmak gerekir. Dişi kediler aynı çiftleşme döneminde değişik zamanlarda birden fazla erkek kediyle çiftleşebilir ve farklı erkek kedilerden aynı dönemde hamile kalarak farklı yavrular doğurabilir.
Çiftleşme süresi, sayısı ve çiftlerin birbirini kabul etmesiyle ilgili bir sorun yaşanmadığı halde, dişi kedi hamile kalmıyorsa dişi ve erkek kedide üremeyle ilgili sağlık sorunları olup olmadığı incelenmeli. Erkek kedilerde düşük sperm sayısı, sperm yapısının zayıflığı veya sperm motilitesinin yetersizliği gibi sorunlar ilk sıralarda. Bunlar kalıtsal olabileceği gibi üreme organı hastalıklarından veya enfeksiyonlardan da kaynaklanabilir. Erkek kedi veteriner tarafından muayene edilip ve sperm örneği analiz edilmeli.

DİŞİ KEDİLERİN SORUNLARI

Dişi kedilerde aşırı zayıf ya da aşırı kilolu olmak hamile kalmayı güçleştirebilir. Yetersiz veya az miktarda mamayla beslenme de olumsuz etkenlerden. Beslenme yetersizliği, çiftleşme zamanı ve süresindeki hatalar sonucu ortaya çıkan üreme sorunları genellikle kolay düzeltilebilir. Veterinerinizden veya profesyonel yetiştiricilerden bilgi alarak üreme sorunlarını ortadan kaldırabilirsiniz.
Dişi kedinin üreme organlarıyla ilgili hastalıkları ve sorunları da hamile kalmayı engeller. Üreme organları enfeksiyonları, hormon hastalık ve dengesizlikleri, kalıtsal hastalıklar, anatomik bozukluklar, beslenme ve metabolizma hastalıkları, üreme organlarındaki kistler, tümörler, kanser türleri, fark edilmeyen düşük (abort) yapma durumları, kızgınlık dönemi düzensizlikleri, bazı ilaç uygulamaları, gün ışığı, sıcaklık ve çevresel koşullardaki yetersizlikler ve kronik enfeksiyon ve hastalıklar da diğer nedenler. Bu tarz hastalık ve yetersizliklerin ortaya çıkarmak için dişi kedinizi mutlaka veterinere muayene ettirmelisiniz. Sizden aldığı bilgilerin yanı sıra, fiziksel muayene, kan analizi, ultrason ve endoskopi gibi görüntüleme teknikleriyle sorunu ortaya çıkartacaktır.

KENDİNİ ANNE ZANNEDEN KÖPEKLER

Bazen adet döneminin normal seyretmemesi durumunda, dişi köpeklerde ‘yalancı gebelik’ durumuyla karşılaşabiliyoruz. Dişi köpek erkek bir köpekle çiftleşmediği halde, vücudu hormonal olarak doğru olmayan uyarılar yaptığı için hamileymiş gibi bir dönem geçirir. Süt salgılamak, bir oyuncağı ya da nesneyi bebeği gibi beslemek tarzında fizyolojik değişiklik ve davranışlar gösterebilir.
Yalancı gebelik hormonal olarak tetiklenen ancak sebebi hala tam anlamıyla kanıtlanmamış bir durumdur. Genellikle kızgınlık döneminin bitmesinden 60-80 gün sonra, yani gerçek bir hamilelik süresi geçmesinin ardından çıkar. Dişi köpekte sanki hamileymiş gibi karın şişer, meme bezleri büyür ve süt üretmeye de başlar. Dişi köpek emzirme içgüdüsüyle bir nesneyi ya da oyuncağı yavrusu gibi yanında gezdirerek emzirmek isteyebilir. Bazen sadece bir veya birkaç kez ortaya çıkarken, bazı köpeklerde her kızgınlık döneminin ardından görülebilir.

KESİN ÇÖZÜM KISIRLAŞTIRMAK

Köpeklerin yüzde 90’nında bu durum genellikle 2-3 hafta içinde kendiliğinden ortadan kalkar. Geri kalanındaysa, sanki hamilelik sonrasıymış gibi, bu dönemin belirtileri yoğun bir şekilde görülür. Dişi köpek olmayan yavrularını arar ve mutsuz bir duygusal yapı gösterir. Meme bezlerindeki büyüme ileri düzeyde olabilir, meme iltihaplanmaları da (mastitis) tabloya dahil olabilir. Bu durumlarda veterinerinizin önereceği tedavi yöntemleri etkili olur.
Belirtilerin hafif seyrettiği durumlarda, dişi köpeğin memelerine sıcak kompres uygulanması faydalı olabilir. Meme bezlerine masaj yapılarak boşaltılmaya çalışılması uyarıcı etkiyle süt üretimine neden olacağından bundan kaçınmalı. Eğer dişi köpek kendi memelerini yalıyorsa, engellemek için ‘elizabet yakalığı’ takmak ya da memeleri kapatacak bir giysi giydirmek faydalı olur. Veterinerinizin süt üretimini engellemek için yapacağı medikal uygulamalar da diğer tedavi yöntemleri arasında.
Bu durum dişi köpeğin çiftleşmesinde sorun yaratmasa da, yalancı gebelik gösteren köpeklerin üreme aktiviteleri genellikle diğer köpeklerden daha düşüktür. Eğer çiftleştirilmesi düşünülmüyorsa dişi köpeğin kısırlaştırılması bu sorunu tamamen ortadan kaldırabilir. İlerde çıkması muhtemel üreme organları ve memeyle ilgili sağlık sorunlarını da önleyebilir.

Beethoven yerine cırcır böceği

Cırcır böcekleri Avrupa ve Uzak Doğu’da yaz gecelerinde şarkı söyleyen bir hayvandan çok daha fazlası. Kolay ve ucuz bakımı olan sempatik ev hayvanları. Üstelik çocuklara doğayı öğretmenin en rahat yolu

Zeynep BİLGEHAN
Türkiye’de evcil hayvan denince akla kedi, köpek, kuş gibi geleneksel hayvanlar gelir. Oysa kolay ve ucuz bakımıyla cırcır böcekleri Avrupa ve Uzakdoğu’da popüler ev hayvanları olarak öne çıkıyor. Özellikle Çin’de kutsal sayılan cırcır böcekleri tarih boyunca iyi şans simgeleri olarak görüldüğü için altın kafeslerde besleniyor.
Cırcır böcekleri çocuklara doğayı sevdirmek için de ideal hayvanlar. Hacettepe Üniversitesi Zooloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Demirsoy Türkiye’de bu kültürün gelişmemiş olmasından üzgün: “Bizde börtü-böcek diye kötü bir kavram var. Halbuki cırcır böcekleri çocuklara doğayı sevdirmenin en ucuz ve kolay yolu. Üstelik en fazla bir yıl yaşadıkları için çocuklar kısa sürede doğayı gözlemleme imkanı buluyorlar”. Erzincan’ın Yuva Köyü’nde doğan Prof. Dr. Ali Demirsoy, çocukken oynamayı çok sevdiği böcekler sayesinde biyolojiye ilgi duymaya başlamış. Şimdi bir entomoloji (böcek bilimi) profesörü. Demirsoy böceklerin birçok bilim dalında yol gösterici olduğunu söylüyor: “Doğa bilimlerinde atılım yapan Kuzey Avrupa ülkelerinde cırcır böceklerinin evcil hayvan olarak kullanımı çok yaygın. Malesef bizde doğadaki ilginç canlılara henüz ilgi yok. Bu nedenle de bilimsel gelişmelerde diğer ülkelerin gerisindeyiz. Avrupa’da insanlar cırcır böceklerinin karanlıkta söyledikleri şarkıları kendilerini doğaya daha yakın hissettirdiği için Beethoven’a tercih ediyorlar” dedi.

KIŞIN DA YAŞIYORLAR

Gryllidia ailesine ait cırcır böcekleri, yaklaşık beş yıl boyunca toprak altında yaşıyor. Dışarıdaki hayatları ise ortalama iki yıl. Hep karıştırılan Ağustos böceklerinin aksine cırcır böcekleri sadece yazın değil, kışın da yaşayabiliyor. Erkekler, üreme zamanı dişiyi çekmek için kanatlarını titreştirerek müzik yapıyor. Çiftleşme sonrasında da hemen ölüyor. İnsanlara karşı zararsız olan cırcır böcekleri çoğunlukla bitkisel besinlerle besleniyor.

DÜNYADAN CIRCIR BÖCEĞİ EFSANELERİ

* Barbados’taysa yüksek sesle şarkı söyleyen cırcır böceklerinin para getireceğine inanılıyor. Bu nedenle evlerin içinde hiçbir şekilde öldürülmüyorlar.
* Brezilya’da da cırcır böcekleri birçok efsanede yer alan önemli hayvanlar. En yaygın efsane, cırcır böceklerinin yağmuru haber vermesi.
* Cırcır böcekleri, özellikle Çin’de büyük önem taşıyor. Çin kültüründe ölümsüzlüğü ve ölümden sonraki hayatı simgeliyorlar. Bu nedenle kafeslerde beslenmesinin yanında, her yerde cırcır böceklerini tasvir eden objeler görmek mümkün. Cırcır böceklerinin kabuğu bugün hala geleneksel Çin tıbbında panzehir olarak ve kansere karşı geliştirilen ilaçlarda kullanılıyor.

Pako pano

* Gümüş henüz iki buçuk aylık bir kedi. İlk bakım ve tedavileri yapılmış sağlıklı bir yavru. Kuru mama yiyor ve tuvalet terbiyesi var. Bir ömür boyu hayatını paylaşacağı ailesini arıyor. (533) 622 44 59

* Kuzum iki buçuk aylık sağlıklı bir yavru kedi ama gidecek yeri yok. Bu tatlı yavruyu sokaktan kurtaralım. Onun yeni ailesi olmak ister misiniz? (533) 622 44 59

* Bir buçuk yaşında olan kedimizin bir ayağı aksıyor. Tüm aşıları yapıldı. Şu an geçici olarak veterinerde kalıyor. Sokağa geri dönmemesi için kalıcı bir yer arıyoruz. (541) 669 71 43
Yazının Devamını Oku

40’ını deviren yırttı

3 Temmuz 2010
Pitbull cinsi köpeklerin üretimi, sahiplendirilmesi, ülkeye girişi ve satışı aslında 2004’ten beri yasak.

7 Haziran’da pitbull’ların toplatılmasıyla ilgili çıkan kararsa hayvan sahiplerini iyice endişelendirdi. Ancak genelge sadece 6 yaşından küçük hayvanları kapsıyor. İnsan yaşıyla 42’yi bulan pitbullar genelgeden muaf.
Zeynep BİLGEHAN

Pitbull saldırılarında yaralanan vatandaşların başvurusuyla TBMM Dilekçe Komisyonu 26 Mart 2010’da pitbull’ları toplatma kararı almıştı. Kağıt üzerindeki kararın hayata geçirileceği
haberi, pitbull sahiplerinde endişe yarattı.
İçişleri Bakanlığı, 7 Haziran’da, “kanunen üretilmesi ve sahiplendirilmesi yasak olan hayvanların toplatılması, bulunduranlara ceza kesilmesi ve bu tür hayvanların internet satışıyla dövüştürülmelerinin engellenmesi” konusunda bir genelge yayınladı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da Türk Veteriner Hekimleri Birliği’ne bağlı 51 oda başkanlığıyla Tarım İl Müdürlüklerine bir yazı göndererek tüm muayenehane, poliklinik ve hayvan hastanelerinin TBMM’nin kararı doğrultusunda bilgilendirilmesi uyarısında bulundu.
En sert girişimse Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan geldi. Klinik ve hastanelere getirilen tehlikeli köpeklerin kimlik
ve adres bilgilerinin kendilerine bildirilmesi, bu hayvanların bakımevlerine teslim edilmesi ve sahiplerine 3 bin 434 lira para cezası kesilmesi talimatı verildi.

Yazının Devamını Oku