8 Ocak 2011
Sokakta annesiz kalmış olarak buldum. Gözünde enfeksiyon vardı malesef gözünün birini kurtaramadık. Tek gözlü Darty oğluma yuva arıyorum, dört aylık, iç dış parazit uygulaması yapıldı, kısırlaştırma şartıyla verilecek. (545) 774 75 49; İstanbul
Üç kardeşler ve şu an iki buçuk aylıklar. İkisi dişi, biri erkek. Anneleri kaybolduğunda gözleri yeni açılmıştı ve biberonla özenle büyütüldüler. Kum terbiyesi edindiler, iç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Evimizde çok kedi olduğundan bu bebeklere hiç terk edilmeyecekleri yuvalar arıyoruz.(541) 256 33 12
Kadife kız... Adı gibi tüyleri var. Sekiz aylık, kısırlaştırıldı. Sakin, uyumlu. (536) 437 21 46
Yavru erkek kedimiz biberonla büyütüldü. Parazit tedavileri yapıldı ve kollarını açmış yeni ailesini kucaklamak için bekliyor. Tuvalet terbiyesi var ve kuru mamaya alışkın. İstanbul içi sahiplendirilecek. (536) 989 80 74
Minik kız Ponpon, dört aylık. Sokakta dayak yemiş halde buldum, tedavi oldu, sağlığı çok iyi. Tekrar sokaklara dönmesin ona yuvasını kalbini açacak bir aile arıyorum. İç dış parazit uygulaması yapıldı, kısırlaştırma şartıyla verilecek. (545) 774 75 49; İstanbul
Üç buçuk aylık bu dünya tatlısı, mırmır kızı yol kenarında buldum. Araba çarpmış ve çok kötü durumdaydı. İki ameliyat geçirdi.İç ve dış parazit iğnelerini oldu.Tuvalet alışkanlığı var. Kuru mama yiyor. Adını Paspas koyduk. Çünkü ilk zamanlar yürümekte zorlandığından olduğu yerde paspas gibi yayılıyordu. Ve inanılmaz kucak delisi. Paspas’a yuva bulalım ki bakıma muhtaç başka kedilere yuvamızı açıp onlarında tedavilerini bakımlarını yaptırıp yuva arayalım. (555) 986 97 30
Yazının Devamını Oku 1 Ocak 2011
Kedi ve köpeğinize sevginizi göstermek için, onlara kendi tabağınızdan yediriyorsanız bir kez daha düşünün. Zira sindirim sistemlerinin işleyişi ve yapısı bizimkinden çok farklı olduğu için onlara bilmeden zarar veriyor olabilirsiniz Kedi ve köpeklere duyduğumuz sevgi ve onları aile bireylerinden farksız görmek kuşkusuz mutlu olmaları için çok önemli. Bunun bir göstergesi olarak de kendi yiyeceklerimizi onlarla paylaşıyoruz. Geçmişten gelen yanlış uygulama ve bilgilerle onları kendi beslenme tarzımıza uydurmaya çalışmak, onlara farkında olmadan verdiğimiz zararların belki de en önemlilerinden.
Bizler lezzet duygusu gelişmiş, öğünlerimizde çeşitlilikten zevk alan ve sindirim sistemimizin yapısı gereği omnivor (hem otobur hem etobur) olarak beslenen canlılarız.
Binlerce yıldır hayatımıza adapte olarak evcilleşme süreci devam eden kedi ve köpeklerse henüz sindirim sistemlerinde çok fazla değişiklik olmadan karnivor (etobur) yapılarını koruyor. Kedi ve köpeklerin sindirim sistemini oluşturan organların şekli ve büyüklüğü insanınkinden oldukça farklı. Koku almayla görevli hücre sayısı da insanınkinin neredeyse 10-20 kat daha fazla. Tat almayla ilgili hücre sayısıysa tahmin edilenin tersine köpekte insanınkinin beşte biri, kedideyse yirmide biri kadar.
KOKUSUNU ALIYOR AMA TADINI ÇIKARAMIYOR
Kokuya bizden çok daha hassas olan kedi ve köpeklerin lezzete hassasiyetleri insandan çok daha düşük. Yani kedi ve köpekler yiyeceğin kokusunu çok iyi almakla birlikte, neredeyse tadına bakmadan yerler.
Beslenmenin başladığı ağız, insanda 32 diş içerir. Tükürükteki sindirim enzimleriyle sindirimin başladığı ve çiğnemenin uzun sürdüğü bir organdır. Köpekteyse 42 diş vardır, tükürük enzimleriyle sindirim mevcut değil ve gıdayı çok az çiğneyerek yutarlar. Kedilerin tamamı parçalamaya yönelik 30 dişi vardır. Gıdayı, tükürüklerinde enzim olmadan ve çiğneyerek öğütme işlemini hiç yapmadan yutarlar.
İnsanın yemek yeme süresi 1 saat kadar, buna karşılık köpekler yemeklerini 1-3 dakika içinde, kedilerse neredeyse 20 öğün olarak çok kısa sürelerle yer. Köpekler fizyolojik dengelerini korumak için her gün aynı yemeği aynı saatte, yerde ve tabakta yemeğe ihtiyaç duyar. Kedi ve köpeklerin mide asidi oranı insanınkinin iki katından fazla. Çiğ ve sert gıdaları daha kolay sindirirken, gıdayla alınan zararlı bakterilerin de yaşama şansı ortadan kalkar. Kedi ve köpeklerin barsak florasındaki bakteri yoğunluğuysa insanın neredeyse binde 1’i kadar. Yani, bağırsaklarında insanınki gibi çok çeşitli gıdaları tüketmeye yetecek kadar bakteri bulunmadığını ve gıda çeşitliliğine çok hassas olduklarını kolayca söyleyebiliriz.
KARBONHİDRATA ÇOK AZ İHTİYAÇ DUYUYORLAR
Besin maddelerinin sindirim kanalını geçiş süresi insanda 30 saat ile beş gün arasında değişirken; kedi ve köpekte bu süre ortalama 12-24 saat. Bağırsak kanalının uzunluğuysa insanınkinin beşte biri kadar. Bu farklılıkların yanı sıra; yetişkin bir insanın karbonhidrat ihtiyacı yediği yemeğin kuru maddesinde yüzde 60-65 oranında. Kedi ve köpeklerse çok az miktarda karbonhidrata ihtiyaç duyar. İnsanın protein ihtiyacı yüzde 8-12’yken, yarı karnivor köpekte protein ihtiyacı yüzde 20-40, tam karnivor kedideyse bu oran yüzde 25-40. Benzer şekilde diyetteki yağ oranları açısından da kedi ve köpekler insandan oldukça farklı ihtiyaçlar gösterir. İnsana göre çok daha aktif olan kedi ve köpekler; enerji gereksinimlerini bizden farklı olarak daha ziyade yağlarla karşılar.
Tüm bu farklılıklardan da kolayca anlaşılacağı gibi; kedi ve köpeklerimizle tabağımızdakileri paylaşmak ve insan gibi beslenmelerinin sağlıklı olacağını düşünmek mümkün değil. Onların sağlıklı ve mutlu olmaları için yapmamız gereken şu: Fizyolojik ihtiyaç ve sindirim sistemlerine uygun bir hazır mama ya da veterinerinizin önereceği bir formüle göre evde hazırlayabileceğiniz özel bir gıdayla beslemek.
Pako pano
* Bu köpek sokakta bulundu. Bir hafta biberonla beslendi ve şimdi kendi yiyebiliyor. Orta boy ve cins. Ona evinizi açar mısınız? (530) 348 97 90
* Bu kedi sokakta bulunduğunda çok küçüktü. Biberonla beslendi ve şimdi sağlıklı, yeni bir yuva arıyor. (533) 650 23 09
* Dört aylık, ön patisi ezik bir kedi. Yuva bulunursa ayağı kesilmeden atel takılarak hayatına devam edecek. (507) 723 53 01
* Dört aylık dişi kedi. Uslu ve kendi halinde. Onu sahiplenmek ister misiniz? (537) 518 55 58
* Bir buçuk yaşlarındaki kedi kısırlaştırıldı. Masraflar karşılanırsa İstanbul dışına da gönderilir. (536) 437 21 46
* Bu kedi sekiz-dokuz aylık. Aşıları yapıldı, gayet sağlıklı fakat üç patisi var. Sahiplenmek ister misiniz? (532) 307 65 34
Yazının Devamını Oku 25 Aralık 2010
İşletmeler için artık çevre dostu olmak yetmiyor. Yeni trend hayvan dostu da olmak ve bunu ilan etmek. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP)’ın başlattığı ‘Bu işletme bir sokak hayvanı dostudur’ kampanyası giderek yayılıyor. Bakkallardan otellere, kafelerden kuaför salonlarına Türkiye çapında binlerce mekan hayvan dostu olmakla gurur duyuyor
HAYTAP’ın yürüttüğü kampanya iki yıl önce başladı. Fikir, Adana Hilton Oteli’nin hayvanlara yönelik çalışmalarını duyurmak istemesiyle ortaya çıktı. Artan yemekleri bir hayvan barınağına veren otel, bunu herkese göstermek için HAYTAP’tan bir belge rica etti. Buradan yola çıkarak bastırılan ve işletmelerin görünen yerlerine yapıştırılan ‘Bu işletme bir sokak hayvanı dostudur’ çıkarmaları büyük ilgi uyandırdı.
Türkiye’nin dört bir yanından kuruluşlar bu çıkarmaya sahip olabilmek için başvuruda bulundu. Sonunda HAYTAP bunu bir kampanyaya dönüştürdü. Gitgide meşhur olan bu çıkarmalar başvuran işletmelerin yanı sıra, üyeler ve gönüllüler tarafından da dağıtılıyor. Kimlere mi? Artan yemekleri hayvanlara veren, eski minder ve battaniyeleri barınağa bağışlayan, mama alan, hayvanları kısırlaştıran ve aşılatan mekanlara dağıtıyor. Şu anda Türkiye çapında üç bine yakın işletmenin vitrininde bu çıkarma var.
TOPLUMDA YARDIMLAŞMA DUYGUSU ORTAYA ÇIKIYOR
HAYTAP Başkan Yardımcısı Nesrin Çıtırık kampanyanın gördüğü ilgiden memnun: “Türkiye’de hayvan hakları artık sadece hayvanseverlerin ilgilendiği bir konu değil. Başka insanlar da hayvanların yaşama haklarının tanınması konusunda hassas davranıyor. Hazırladığımız çıkarmalar hayvan haklarını savunmak işletmeler için bir itibar kaynağı. Üstelik başka yerlere de örnek oluyorlar. Sadece büyük oteller, restoranlar değil; küçük bir kahvehane sahibi bile çevredeki köpekleri besleyip, bu çıkarmadan isteyebiliyor. En önemlisi insanlarda farkındalık yaratmak. Artmış yemeğini çöpe atan birinin aklına, yemekleri hayvanlara vermek geliyor. Toplumdaki şefkat, paylaşma ve yardımlaşma duygularını harekete geçiriyor. Karşılıksız vermenin önemi vurgulanıyor. Bu yardımın büyük olması şart değil, hayvanın önüne konan bir kap su bile o işletmenin hayvan dostu olduğunu gösteriyor.”
Zeynep BİLGEHAN
Pako Pano
* Erkek Ankara kedisi bir yaşında. Ön iki bacağı doğuştan kısa ama son derece hareketli. Tuvalet eğitimi var. Ona sıcak bir yuva arıyoruz. (533) 644 32 16
* Dört aylık dişi yavru kedi. Aşıları yapıldı, tuvalet terbiyesi var. Sahiplenmek isterseniz, arayın. (532) 426 15 60
* Bu dişi kedi aksayarak yürüyor. Patisi uzun süre önce kırılıp kaynamış. Kısırlaştırıldı ve tuvalet terbiyesi var. İstanbul içi aileler tercih edilir. (536) 989 80 74
* İki yaşında kısır erkek kediye yeni bir yuva arıyoruz. Parazit tedavileri yapıldı ve aşıları tam. İstanbul içi şart. (536) 989 80 74
* Üç aylık kedinin iç ve dış parazit tedavisi yapıldı. Bu sağlıklı kediye yuvanızı açar mısınız? (555) 986 97 30
* Bu dişi kedi beş aylık. Sakin yapılı ve biraz da ürkek. Onu evinize almak isterseniz arayın. (536) 437 21 46
* 7,5 aylık dişi kedi. Kısırlaştırıldı ve sakin yapılı. Üstelik hiç tüy dökmüyor. sahiplenmek ister misiniz? (536) 437 21 46.
Yazının Devamını Oku 18 Aralık 2010
Efe her yaz Büyükada’ya annemlere gidiyor, Ekim gibi de geri dönüyor birkaç senedir. Fakat bu seneki tatil biraz uzadı, bana kalırsa sürgüne döndü. Yok bayram geçsin, aman Zeze yalnız kalmasın, ay havalar da pek güzel, vesaire derken annemler köpeğimize el koydu resmen.
Sevgilim pek rahat. “Efe burada çok mutlu, bütün gün bahçede koşturuyor” diye duydukça, gidip almak için organize olmuyor bir türlü. E ben zaten iş yüzünden Leyloş’u her gün azıcık görüyorum, o kısıtlı sürede gidip alamıyorum Efoş’u.
Anneminse canına minnet. Neymiş, Leyla birkaç gün daha köpek tüyü yutmadan yaşayacakmış. Fesüphanallah!..
Oysa Leyla köpeklere bayılıyor. Ne zaman sokakta bir köpek görsek başlıyor onunla konuşmaya “Alalalalalululuuuui.”
Evde sesimi duyan yok, bari okurlar duysun! Leyla, Efe abisi olmadan geçirmesin bu kışı. Eller havaya, Efe yuvaya! Eller havaya, Efe yuvaya!
Pako pano
* Yedi haftalık erkek kedi. Tuvalet terbiyesi var ve kuru mamaya alışkın. Hayatınızı bu kediyle paylaşmak isteseniz arayın. (533) 622 44 59
* Altı aylık kedinin bakımları yapıldı. Sağlıklı, kehribar gözlü bir kız. Kısırlaştırma şartıyla yuvalandırılacak. (533) 622 44 59
* İki buçuk aylık bir oğlan. Sağlıklı, parazit ve mantar aşıları yapıldı, kum terbiyesi var, kuru ve yaş mama yiyor. Lütfen arayın. (533) 622 44 59
* Sokakta bulduğumuz iki buçuk aylık kedinin parazit ve mantar aşıları yapıldı, sağlıklı, kum terbiyesi var ve kuru mama yiyor. (533) 622 44 59
* Bu yavru erkek köpek sokakta bulundu. Yemeğini kendi yiyor. Evinizi açmak isterseniz arayın. (507) 225 54 26
* Apartmanın bahçesinde yaşayan yaklaşık dört aylık kız kediye yuva arıyoruz. Sağlıklı, anne sütüyle büyüdü. (542) 534 77 38
* Yaklaşık dokuz aylık bu kedi sokakta yaşıyor. Sağlıklı ve kısırlaştırıldı. Bahçeli bir yuva arıyoruz. (533) 529 16 51
* 10 aylık Neko’yu sokakta bulduğumda görmüyordu. Ameliyatlarını yaptırdım, şimdi gözleri ışık alabiliyor. Oyun oynuyor, cilve yapıyor, kuru mama yiyor ve tuvalet terbiyesi var. Bir-iki ameliyat daha geçirecek, alan olursa masraflarını ben karşılayacağım. (534) 468 73 83
Yazının Devamını Oku 11 Aralık 2010
Kaplumbağalarda en sık karşılaşılan sorunlar genellikle kabukla ilgili sağlık sorunları. En hayati organları olan kabuklarda gözlenen piramit şeklindeki büyümelere özel bir dikkat göstermek gerek. Zira bu sorun kabukların yumuşamasına yol açarak zaman zaman ölümlere bile yol açabiliyor Kaplumbağaların kabuklarındaki sorunlar yaralanmalar ve kabukta deformasyona yol açabilen travmalardan kaynaklanabilir. Ayrıca beslenmeye bağlı sorunlar, metabolik hastalıklar, kötü çevre ve bakım koşulları ve diğer organların hastalıkları gibi sebeplerle de ortaya çıkabilir.
Metabolik ve beslenmeye bağlı kabuk sorunlarının en önemlisi kalsiyum ve D vitamini eksikliğine bağlı kabuk hastalıkları. Kalsiyum ve D vitamini yetmezliği bu maddelerin kaplumbağanın tükettiği besinlerde yetersiz olmasından kaynaklanabileceği gibi, bu maddelerin vücutta üretilmesini ve metabolizmaya dahil olmasını sağlayan ultraviyole ışınlarının (gün ışığı) yetersiz alınmasından kaynaklanabilir. Karaciğer hastalıkları, böbrek ve paratroid bezlerinin hastalıkları gibi durumlar da diğer sebebler.
ÖLDÜRÜCÜ OLABİLİYOR
Bu durumda kabukta deformasyon ve yumuşama gözlenir. Bazı durumlarda kabuktaki bölmelerin piramit gibi kabarıklaştığı izlenebilir. Kabukta problemlere yol açan metabolik hastalıklar oldukça önemli ve çoğu kez tedavi edilmediğinde kaplumbağa için öldürücü olabiliyor.
Kaplumbağanın olumsuz ve yetersiz koşullarda beslendiği durumlarda görülen bir diğer kabuk hastalığıysa eski kabuk katmanlarının yenileriyle yer değiştirmesi sırasında yaşanan sorunlar. Özellikle vücuttan uzaklaştırılamayan eski katmanların enfekte olarak yarattığı hastalıklar tüm kabuğa etki eden ciddi hastalıklara dönüşebiliyor.
Bunların dışında böbrek harabiyeti sonucunda kabuğun yumuşaması, kötü bakım ve beslenme koşullarından doğan değişik büyüklük ve derinliklerdeki kabuk ülserleri ve bunların enfeksiyonu sonucunda ortaya çıkan kabuk hastalıkları, yanık ve yaralanmalara bağlı kabuk problemleri ve genetik olarak doğuştan görülenler de çok sık olmamakla birlikte kaplumbağalarda kabuk hastalıklarına yol açabiliyor.
PİRAMİT ŞEKLİNDE BÜYÜYORLAR
Piramit şeklindeki kabuk büyümelerinin tıbbi adı ‘PGS’ (Pyramidal Growth Sendrom). Ev ortamında yetiştirilen kaplumbağalarda rastlanan bu tarz kabuk deformasyonları çok kez anormal kabuk gelişimi olarak kabul edilir. Birkaç istisnai kaplumbağa ırkı dışında kabukların bu tarz sivri çıkıntılar göstermesi yaygın olarak karşılaşılan bir kabuk deformasyonu. Genellikle bakım ve beslenme koşullarının yetersiz olduğu ortamlarda yaşayan kaplumbağalarda ortaya çıkıyor.
Bu konuda yapılan çalışmalar; özellikle ortamdaki nemin iyi ayarlanmadığı ve havanın kaplumbağa için yeterince nemli olmadığı kuru ortamlarda piramit benzeri kabuk büyümelerinin daha yaygın görüldüğünü ortaya koyar nitelikte. Bunun yanı sıra dengesiz beslenme ve özellikle protein oranı yüksek gıdaların aşırı verilmesi sonucunda da kaplumbağalarda bu tarz deformasyonlar ortaya çıkabiliyor.
İSKELETE DİKKAT
Ayrıca son yıllardaki araştırmalar, piramit benzeri büyümelerin ortaya çıkmasında özellikle kabuklarda yumuşamayla seyreden metabolik iskelet hastalıklarının da sorumlu olabileceğini düşündürüyor.
Sonuç olarak ev ortamında beslenen kaplumbağaların kabuklarının sağlıklı bir şekilde büyümesi ve deformasyona uğramaması için uygun bakım ve beslenme son derece büyük önem taşıyor. Özellikle besin içeriği dengeli, iyi ayarlanmış kaliteli yemler kullanılması ve ortamdaki nemin kaplumbağanın ihtiyaç duyduğu oranda dengelenmesi bu tarz kabuk deformasyonlarını önlemek ve kaplumbağaların kabuk sağlığını korumak için son derece önemli.
Kabuk sorunlarına rastladığınızda mutlaka vakit kaybetmeden veteriner hekiminize başvurmalı ve tedavisi için destek almalısınız. Kaplumbağaların hayati organlarından olan kabukları uygun tedaviler ve iyi bir bakım-beslenmeyle eski sağlığına kavuşturulabiliyor.
Pako pano
* İki yaşlarında bir Golden araba kazası geçirdi, bağırsaklarında askarit ve solucan bulundu. Buna rağmen ayakta ve ona yuva arıyoruz. Ona sahip çıkacak, iç dış parazit ilaçlarını aksatmadan uygulayacak biri... Bu kişi siz olmak isterseniz lütfen arayın. (555) 422 88 95
* Naomi ve Cindy kardeşler dört aylık. Aşıları ve kimlikleri var. İkisi de çok uysal, kuru mamaya alışık ve tuvalet eğitimleri var. Onları sahiplendirirken birbirinden ayırmayacağız. Onlara evinizi açmak isterseniz arayın. (532) 505 52 10
* Üç buçuk aylık dişi kedi. Aşıları yapıldı, tuvalet terbiyesi var, kuru mama yiyor ve insana çok alışkın. Onu ömür boyu sahiplenecek bir hayvansever arıyoruz. (532) 426 15 60
* Bu kedi sokakta bulundu. İnsana alışkın, kısırlaştırıldı, iç dış parazit tedavisi yapıldı. Ona yuvanızı açmak isterseniz arayabilirsiniz (545) 774 75 49
* Bu kısır dişi kedimizin bir patisi diğerine göre daha kısa. Yüksek yerlere çıkamıyor. Ona yuvanızı açmak isterseniz bizi arayın. İstanbul içi sahiplendirme yapılacak. (536) 989 80 74
* Bu kedimiz iki buçuk aylık ve artık yeni yuvasına gitmeye hazır. Parazit tedavileri tamamlandı ve kuru mamaya alışkın. İstanbul içi ailelere verilecek. (536) 989 80 74
Yazının Devamını Oku 4 Aralık 2010
Kış artık kendini hissetiriyor. Kedi ve köpeklerinizin mevsim koşullarıyla başa çıkabilmesi için, beslenmesinden barınmasına kadar pek çok konuda önlem alınmalı Havaların soğumasıyla birlikte evcil hayvanlar da kendilerini mevsim değişikliklerine hazırlamaya başladı. Öncelikle yazın sıcak günlerinde sahip oldukları uzun ve ince tüyleri yerlerine çıkan daha kalın ve kısa tüylerle değiştiriyorlar. Kedi ve köpekler kendilerini yeni çevre koşullarına adapte eder. Tüy değiştirme dönemlerinde onları daha uzun ve dikkatli bir şekilde fırçalamak ve taramak bu dönemin daha sağlıklı geçmesine yardımcı olur.
Sonbahar ve kış ayları yaklaşırken en önemli değişiklik havanın ısısında yaşanıyor. Dolayısıyla kürk yapılarının değişmesi gerekirken, yeni oluşacak tüy yapısının içindeki maddeleri gıdayla alma ihtiyaçları da yükseliyor. Özellikle mevsim değişikliklerinde dengeli beslenme bu nedenle oldukça önemli. Vücut ısılarını korumak için soğuğa karşı ısı üretme gereksinimleri de beslenmelerinde enerji ihtiyacını arttırıyor.
DIŞARIDA YAŞAYANLARI DA DÜŞÜNÜN
Evde yaşayan kedi ve köpeklerde yattığı yerin daha sıcak bir hale getirilmesi ve yatağının soğuk olmayan bir yere konması çoğu kez yeterli. Dış ortamda yaşayan köpek ve kediler için daha fazla tedbir alınmalı. Yaşadıkları çevre ve uyudukları alanlarda düşük ısıyla ilgili sorunlara karşı düzenlemeler yapılmalı. Bu nedenle evcil hayvanınız günün çoğunu ev dışında geçiriyorsa, onu sıcak tutacak özelliklere sahip bir ortam yaratmanız, rutubetsiz ve kış aylarının sert soğuğundan koruyacak barınaklar edinmeniz gerek.
Mevcut kulübelerinin bu amaçla onarılması, rüzgar almayacak şekilde yerleştirilmesi ve kapatılması da bu önemli tedbirler arasında. Bahçede beslediğiniz köpekler için yatma zemini olarak saman veya sedir ağacı talaşları seçmeniz uygun. Havlu ve battaniye, suyu emeceği ve kolayca donacağı için sağlıksız bir ortam yaratır. Ayrıca hava aşırı soğuk ya da yağışlı olduğunda dış ortamda bakılan ve beslenen kedi ve köpeklerin hava koşulları düzelenene kadar ev ortamına alınması da korunmaları açısından faydalı. Kedi ve köpekler kürk yapılarına göre sıcak ve soğuk hava şartlarına karşı farklı düzeyde hassasiyet gösterir. Özellikle kısa tüylü hayvanlar soğuk günlerde kendini daha sıcak tutmak isteyebilir. Bu amaçla ona yün süveter ve soğuktan korunacağı giysiler giydirebilirsiniz. Yine yaşlı kedi ve köpeklerin soğuk havalarda dışarıda çok fazla kalmamalarına dikkat edilmeli.
AMAN KİLO ALMASIN
Kış aylarında daha az hareket etmek ve daha az yürüyüş yapmak, kedi veya köpeğinizin fazla kilo almasına sebep olabilir. Bunu önlemek için düzenli yürüyüş programınıza mümkün olduğunca devam edin. Kedilerinizin de oyun oynayarak egzersiz yapmalarını sağlayabilir ve kilo almalarını önleyebilirsiniz.
Havalar soğukken özellikle sokak kedileri ısınmak ve uyumak için arabaların motorlarına yakın yerlere kadar ilerleyip kaportanın içinde yatabilir. Bu durum onlar için hayati bir tehlike. İçeride kedi olma ihtimalini göz önünde bulundurup sabahları arabanızı çalıştırmadan önce motorun olduğu yerdeki kaputa vurun ve korna çalın. Eğer motor bölümünde kedi olduğundan şüpheleniyorsanız mutlaka kaputu açıp kontrol edin.
Dışarıdaki havanın kuru olması ve evde kalorifer ve ısıtıcılar nedeniyle nem oranının düşmesi sonucu; kedi ve köpeklerde cilt kuruması, buna bağlı deri problemleri ve kaşıntılar görülebilir. Bu nedenle onu düzenli taramalı, yeterli su tüketimine dikkat etmeli ve uygun yağ asitleri içeren dengeli ve tam bir beslenme uygulamalısınız.
Pako pano
* İki kardeş yavru kediyi birlikte sahiplendirmek istiyoruz. Kuru mama alışkanlığı ve tuvalet terbiyeleri var. (536) 989 80 74
* Beş aylık bu dişi ve erkek kör kediler barınaktan alındılar. Tuvalet eğitimleri var, kuru mamaya alışkınlar, iç-dış parazit tedavisi oldular, çok sağlıklılar ve aşıları yapıldı. Sahiplenmek ister misiniz? (506) 556 60 10
* Bir buçuk aylık üç kardeş... Onları büyütmek istiyorsanız lütfen arayın. (533) 622 44 59
* Babası Scottish Fold olan dört aylık bu erkek, sokakta doğdu ve büyüdü. Kucak delisi sağlıklı bir kedi. Evi olsun istiyoruz. (532) 203 15 12
* Yaklaşık iki buçuk aylık bir kız kedi... Anne sütüyle büyüdüğü için son derece sağlıklı ve oyuncu. Ona bir aile arıyoruz. (533) 529 16 51
* Üç buçuk aylık dişi kedi. Aşıları yapıldı, insana çok alışkın ve oyuncu. Bu kediyi yuvanıza kabul etmek isterseniz, bizi arayın. (532) 426 15 60
(SAYFAYI YAPAN ARKADAŞA NOT: BURADAN İTİBAREN HAYVANLARIN RESİMLERİ 1. PAKO, 2. PAKO VS DİYE GİDİYOR, ÖNCEKİLER GEÇEN HAFTADAN KALDIĞI İÇİN RESİMLERİ AYRI BİR KLASÖRDE, 27 KASIM PAKO DİYE)
* Bu kedi dört buçuk aylık. Tuvalet terbiyesi var, kuru mamaya alışkın, iç dış parazitleri yapıldı, karneleri var. Ona bir yuva aranıyor. (533) 341 26 25
* Dört buçuk aylık bir kız, şu an geçici evinde, iç dış parazitleri yapıldı, kuru mamaya alıştı, tuvalet terbiyesini kazandı. Evini açacak birini arıyoruz. (533) 341 26 25
* Bir buçuk aylık bir oğlan. Sağlıklı, tuvalet alışkanlığını kazandı, kuru mamaya başladı. Bu oğlanı büyütmek isteyenler lütfen arayın. (533) 622 44 59
* Bir buçuk aylık civarında dört yavruyu annesiz bulup evde büyüktük. İlk bakımları yapıldı, bu erkek ve dişi kedilerin ailesi olmak isterseniz arayın. (216) 384 51 65 - (555) 986 97 30
* Bu yavru kediye sıcak bir yuva arıyoruz. Kuru mamaya alıştı ve tuvalet terbiyesi var. İstanbul içi tercih nedeni. (536) 989 80 74
* Bu iki kediyi ayırmak istemedik, birlikte yuva arıyoruz. Tuvalet terbiyeleri var ve kuru mamaya alışkınlar. Evinizi bu kedilere açmak isterseniz arayın. İstanbul içi mümkün mü? (536) 989 80 74
* Bu erkek kedi tahminen yedi-sekiz aylık, bulunduğunda arka ayağı ve kalçası kırıktı, tedavi oldu. Yuva bulunamazsa sokağa bırakılacak. (545) 774 75 49
* Henüz dört-beş aylık bu erkek yavru köpek sokakta bulundu. Onu sevecek bir aile arıyoruz. (543) 723 83 83
* Beş aylık dişi kedi tek gözünü enfeksiyon sonucu kaybetti. Onun dışında çok sağlıklı, iç-dış parazit aşıları yapıldı. Yuva arıyoruz (543) 723 83 83
Yazının Devamını Oku 27 Kasım 2010
Uzun süre Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği (EAZA) başkanlığını yapan, dünyanın sayılı hayvanat bahçesi uzmanlarından Koen Brouwer geçen hafta Türkiye’deydi. Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi’ne danışmanlık yapan Brower’la Türkiye’deki hayvanat bahçesi kültürünü ve eleştirileri konuştuk Tam olarak ne iş yapıyorsunuz?
- 30 yıldır hayvanat bahçelerinin gelişmesi için çalışıyorum. Hayvanların refahı, çalışan kalitesi ve ziyaretçi servisleri gibi konularda dünyanın dört tarafındaki parklara danışmanlık veriyorum. Uzun süre EAZA Başkanlığı yaptım. Bir dönem kendi hayvanat bahçem vardı ama bakımı zor olduğu için başkasına devrettim. Hayvanat bahçelerinin modern dünyada çok önemli bir yeri var. Hepimiz gri, karanlık şehirlerde yaşıyoruz, orman hayatını görmüyor, çamurda oynamıyoruz. Hayvanat bahçeleri şehir hayatıyla doğa arasındaki bağ. Tabii iyi şartlardakilerden bahsediyorum.
İyi bir hayvanat bahçesi için asgari şartlar neler?
- En önemli şart hayvanların refahı. Belli standartlar gerekiyor; iyi gıda, bakım ve çevre. Hayvanın tırmanması gerekiyorsa tırmanmalı, kazması gerekiyorsa kazmalı. Önemli olan hayat kalitesi. Örneğin yaşamak için büyük bir apartman binasına ihtiyacınız yoktur ama iyi standartlarda bir ev gerekir; rahat yatak, temiz mutfak gibi... Hayvanlar da büyük alana değil, iyi yaşam alanına ihtiyaç duyar. Onları bulundukları yere biz koyduğumuz için en iyi şekilde bakma sorumluluğumuz var. İyi bir hayvanat bahçesi yenilik, araştırma ve teknolojiye açık olmalı.
Ya çalışanlar?
- Belli bilinçte olmaları lazım. Çalıştıkları hayvanlarla ilgili bilgileri işi yaparken öğrenebilirler ama eğitim şart. Akdeniz ülkelerinde bu tarz eğitim alacakları yer ne yazık ki yok. Oysa Hollanda ve Danimarka’da hayvanat bahçesi çalışanları için dört yıllık okullar var. Tabii Amsterdam Hayvanat Bahçesi 1838’den beri açık. Bu fark ziyaretçileri kıyaslayınca bile anlaşılıyor.
KAFES VE YEMEK YETMEZ
Türkiye’deki hayvanat bahçesi kültürü ne durumda?
- Daha çok yeni. Pazarlama, yönetim gibi konularda eksik yok ama hayvan bakımıyla ilgili desteğe ihtiyaç var. Bu konuda Türkiye henüz çok ilkel; bakım sadece ‘hayvan, kafes ve yemek’ olarak görülüyor. Ayrıca hayvanat bahçeleri işbirliği yapmalı. EAZA’nın tek üyesi Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi. Bu ağı genişletmeye çalışıyoruz.
Ziyaretçilerde nasıl bir fark var?
- Hayvanat bahçeleri hayvanları görmek için en iyi yer. Ancak en güzel haliyle görülmezse büyük bir hayal kırıklığı oluyor. Türkiye’de insanlar henüz bu konuda hassas değil. Kıyaslayacakları iyi örnek olmadığından zavallı haldeki bir hayvanı görüp heyecanlanıyorlar. Hayvanların koşullarındansa giriş ücretine ya da restorandaki içeceklerin kalitesine daha eleştirel yaklaşılıyor. Bunlar değişmeli.
Hayvanların refahıyla ilgili ne yapılmalı?
- Nicelikten çok niteliğe bakmalı. Mesela dünyada sadece 3 bin Siberya kaplanı kaldı. Tundrada yaşayan bu kaplanın yaşam alanı 100 kilometrekare. Sumatra kaplanıysa Ekvator’da yaşadığı için av çeşitliliği çok daha fazla, 10 kilometrekare yetiyor. Oysa hayvanat bahçelerinde buzdolabı hep dolu, çünkü avı biz temin ederiz. Üstelik bakımlarını yaparız. Dışarıdaki hayvanlar çok daha kısa ömürlü çünkü parazit kapar, avlanılır veya yaşam alanları yok edilir.
Peki ya avlanma içgüdüleri?
- Aslında hayvanlar düşündüğümüzden daha tembel. Mecbur oldukları için avlanıyorlar. Biz hareketli olmaları için ‘çevresel zenginleştirme’yle yemek için çaba harcamalarını sağlıyoruz. Örneğin belli bir yüksekliğe asıyor ya da saklıyoruz. Bu tür küçük şeylerle beyinlerini meşgul tutuyoruz.
KAPLANLAR SADECE HAYVANAT BAHÇESİNDE
İnsanların doğayı görmesi için hayvanların esaret altına alınması haksızlık değil mi?
- İnsanlar bütün doğayı öldürüyor. Hayvanat bahçelerinin eğlenceden başka işlevleri de var; koruma, araştırma ve eğitim. Biz, insanları yeşili, suyu, havayı ve doğal hayatı korumanın önemi konusunda bilinçlendiriyoruz. Bazı insanların hiçbir fikri yok doğal hayatla ilgili. Bu nedenle bir şeyi kurtarmakla ilgilenmiyor, çaba göstermiyorlar. Dolayısıyla insanlara hayvanları iyi şekilde göstermek çok önemli. Ayrıca hayvanlar dışarıda da daha iyi durumda değil. Kuşlar yıllardır kuzeyden güneye göç ediyor. Değişen tek şey avlanan insanların sayısının, çarptıkları elektrik direklerinin ve verilen zararın artması.
Yani kapalıyken daha mı iyi durumdalar?
- İyi veya kötü diyemem ama hayvanat bahçeleri tükenme tehlikesi olan hayvanların son sığınağı. Hükümetler milyonlarca dolar harcıyor ama kaplanların nesli yine de tükenecek. Görebileceğimiz son kaplanlar da hayvanat bahçelerindeki üretim merkezlerinde. Hayvanat bahçeleri üniversite, devlet ve STK’larla daha fazla işbirliği yapıyor, hayvanların koruma altında üremelerini sağlıyor. Memnuniyetlerini ölçmenin yolu yok ama hayat uzunlukları, üreme sıklıkları ve tipik davranışları bizi bilgilendiriyor. Yürüyüş hızlarında değişiklik varsa ya da kendilerine zarar veriyorlarsa bir sorun vardır. Daha iyisini yapmak için çabalıyoruz.
Türkiye’de korunması gereken hayvanlar hangileri?
- Elektrik ihtiyacını karşılamak için sular barajlarda toplanıyor. Kuşlar, sürüngenler ve su hayvanları zor durumda. Örneğin sadece Türkiye’de yaşayan Silifke Dikenli Fareleri büyük tehlike altında. Türkiye’de insanlar ekonomik büyüme kadar doğal hayatı koruma konusunda hassas değiller. Avrupa’da kaybettiklerimizi geri kazanmak için inanılmaz paralar ödüyoruz. Sizse bu doğaya hala sahipsiniz. Korumak için sadece büyük bir uyanışa ihtiyaç var.
YUNUS GÖSTERİ MERKEZLERİ YANLIŞ MI
Türkiye’de de yunus gösterisi yapan yerlerde büyük artış var. Buradaki yanlışlık araştırma, eğitim ya da korumaya yer vermeden sadece para için bu işin yapılması. Bir AVM’de havuzda yüzen yunuslar kabul edilemez ama iyi imkanlı ve araştırmacı yönü de olan yunus gösteri merkezlerinin hayvanlara bir zararı yok. Depresyona girip, daha kısa süre yaşadıklarını düşünmüyorum. Her hayvan depresyona girebilir. Özgür olanlar da kirli denizlerde yüzüyor, avcılar tarafından hunharca öldürülüyor. Sırf kötü örnekler var diye her şeye karşı çıkmanın anlamı yok. Zeynep BİLGEHAN
Köpeklerde koku sorunu
Köpeğiniz kötü mü kokuyor? Ciddiye alınması gereken bu meselenin altında birçok sebep yatıyor olabilir
Köpeklerde ağır kokuya yol açan problemleri tespit etmek için öncelikle kokunun yoğunluk kazandığı vücut bölgesini tespit etmek gerek. Eğer koku daha ziyade köpeğinizin ön tarafından yayılıyor ve burada yoğunluk kazanıyorsa ağız ve kulakta kokuyla seyreden hastalıklar ilk olarak akla gelebilir. Eğer koku köpeğinizin arka tarafında yoğunlaşıyorsa bu defa anüs bölgesi, anal keseler, üreme organları ve idrar yollarıyla ilgili hastalıkları akla getirmek gerek.
Eğer koku genel olarak köpeğin tüm vücudundan hissediliyorsa bu durumda kokunun kaynağı çoğu kez deri ve deri problemleriyle seyreden hastalıklar olabilir.
Baş bölgesinde yoğunlaşan kokuların en yaygın sebebi kötü ağız ve nefes kokusu. Bunun da en çok karşılaşılan nedenleri diş ve diş eti enfeksiyonları, ağız ve dilde oluşan yaralar. Bunun yanı sıra mide hastalıklarında, şeker hastalığında ve böbrek yetmezliklerinde de ağız ve nefeste alışılmadık türde farklı ve rahatsız edici kokular algılanabiliyor.
Kulaklarda kokuyla seyreden en önemli problemler mantar ve bakteri gibi etkenlerin yola açtığı kulak enfeksiyonları. Bu enfeksiyonlar tek kulakta olabileceği gibi iki kulakta birden de ortaya çıkıp köpekten etrafa kötü bir koku yayılmasına sebep olabiliyor.
Köpeklerde de insan da olduğu gibi gıda değişikliği veya bağırsaktaki bakteri tipi ve sayısının değişmesine bağlı olarak şiddetli ve sürekli gaz şikayetleri olabilir. Bu da doğal olarak köpeğinizin ortama fena bir koku yaymasına yol açabiliyor.
KAN TESTİ GEREKEBİLİR
Anüsün hemen gerisinde yer alan ve köpeğin dışkısına kendine özgü kokusunu veren salgıları üreten anal keselerin tıkanıp dolması veya iltihaplanmasına yol açan enfeksiyonların oluşması da köpekten çok rahatsız edici düzeyde kokular yayılmasına neden olabilir. Aynı şekilde üreme yollarındaki enfeksiyonlar ve idrar yolu enfeksiyonları da bu rahatsızlığı ortaya çıkarabilir.
Yukarıdaki bölgesel koku oluşturan durumların yanı sıra köpeklerde tüm derinin kötü bir şekilde kokmasına yol açan durumlar da görülebiliyor. Tüy foliküllerinin aşırı çalışması sonucu deride aşırı yağlanmaya bağlı kokular, tüm deriye yayılan genel enfeksiyonlar bu tarz kokuların ortaya çıkmasının nedenlerinin başında.
Veteriner hekiminizin yapacağı genel muayene, kokunun yoğunlaştığı bölgenin kontrolü ve bu bölgeden alınacak laboratuar örneklerinin incelenmesi ve ilave olarak gerekli olduğunda kan testleriyle kötü kokuya yol açabilecek hastalıkların teşhis edilmesine yönelik incelemeler yapılması bu sorunun teşhisi için aydınlatıcı bilgiler verir. Kokuya sebep olan asıl sorunun tedavi edilmesiyle, kötü koku da ortadan kalkar.
Pako pano
* Evde doğmuş bu kedicikler artık yeni yuvalarına hazır. Tuvalet terbiyesi verildi ve kuru mamaya alışkınlar. İstanbul içi aileler tercih sebebi. (536) 989 80 74
* Yaklaşık üç aylık bu kedinin sadece boynunda ve göbeğinde beyazları var. Sahiplenecek bir hayvansever arıyoruz. (532) 311 48 20
* İki aylıkken sokakta bulunup kliniğe getirilen sakin bir oğlan. Evinizi bu kediye ömür boyu açar mısınız? (533) 622 44 59
* Beş aylık kedinin sağlık sorunu yok. Bu oğlan sıcak bir yuva arıyor. (533) 622 44 59
Yazının Devamını Oku 20 Kasım 2010
Kedi ve köpeğinize mama alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Kedi ve köpeklerin besin ihtiyaçları türlerine, yaşlarına, günlük etkinlik düzeylerine, yaşadıkları çevre koşullarına, büyüme-hamilelik ve emzirme dönemleri gibi fizyolojik durumlarına göre farklılıklar gösteriyor. Bu nedenle kedi ve köpekleriniz için mama seçerken ilk dikkat edilecek konu onların ihtiyacına uygun mamayı seçmek. Bu konuda veteriner hekiminiz de yardımcı olabilir. Aşağıdaki bilgiler uygun mamayı seçerken yol göstermek açısından faydalı olabilir.
1. Satın alacağınız mamanın evcil hayvanınızın ihtiyaç duyacağı tüm besin maddelerini içermesine dikkat etmelisiniz. Bunlar proteinler (esansiyel amino-asitler ve nitrojen), esansiyel yağ asitleri, mineraller, vitaminler ve benzerleri olarak sayılabilir.
2. Besin maddelerini uygun oranlarda ve dengeli kompozisyonlarda içeren mamaları tercih edin.
3. Sindirim oranı yüksek mamaları seçin. Mamaların içerdiği besinlerin kolay sindirilebilkmesi hem sindirim sistemindeki stresi azaltır. Hem de satın aldığınız ürünün fiyat performansını gösterir. Sindirim oranı düşük mamaların tüketim oranları daha yüksek olduğu için fiyatları ucuz bile olsa ekonomik olmuyor.
TÜKETİLEN MİKTAR ÖNEMLİ
4. Alacağınız mamanın metabolize olabilir enerji düzeyi uygun seviyede olmalı ve evcil hayvanınızın ihtiyacından düşük olmamalı. Bu da sindirim sistemi üzerindeki baskıyı azaltmak ve mamanın fiyat performansını belirlemek açısından çok önemli.
5. Mama paketlerinde önerilen tüketim oranları ortalama ve optimal değerler. Bu önerilen miktarları uygulamadan önce kedi ve köpeğinize uygun bireysel tüketim miktarını veteriner hekiminizin önerileri doğrultusunda tekrar değerlendirmeli ve belirlemelisiniz. Böyle yapmanız kedi ve köpeğinizin yetersiz ya da fazla beslenme sonucu yaşayacağı beslenme hastalıklarının önlenmesi açısından çok önemli.
6. Uygun marka seçerken diğer hayvan sahiplerinin, profesyonel yetiştiricilerin ve özellikle veteriner hekimlerin bu ürünlerle ilgili tecrübelerini dikkate almak yine oldukça yararlı. Bunun yanı sıra kedi ve köpek mamalarının üretim standartlarını belirleyen kuruluşların (AAFCO Association of American Feeding Control Officials gibi) ve beslenme denemeleriyle ilgili paketteki standart unsurlarını da dikkate almak doğru ürün seçmek açısından faydalı olur.
Pako pano
iki aylık Sarı Şeker sokakta bulunup kliniğe getirilen sakin mizaçlı, uysal, mırıl mırıl bir oğlan. Kalbinizi bu tatlı yavru için ömür boyu açar mısınız? (533) 622 44 59
Mahzun sütanneyle büyüdü, kardeşleri yaşamadı ama bu oğlan hayata tutunmayı başardı. Şu an 5 aylık, sağlık sorunu yok. Evinizde bir minderlik yer var mı? (533) 622 44 59
Tüylü Beyaz Kız fotoğrafı
Bir buçuk aylık muhteşem güzellikte üç kardeşi ömür boyu sevgi, özen ve itinayla büyütürüm derseniz lütfen arayın. (533) 622 44 59
Evde doğmuş bu iki aylık kedicik yeni yuvasına hazır. Tuvalet terbiyesi verildi ve kuru mamaya alışkın. İstanbul içi bir yuva arıyoruz. (536) 989 80 74
Yazının Devamını Oku