Eğer kediniz tuvalet yaptığı kum kabına daha sık gitmeye başladıysa, çok az miktarda ve sık idrar yapıyorsa, idrar yaparken miyavlayıp bağırıyorsa idrar yollarıyla ilgili bir sıkıntısı olduğundan şüphelenmelisiniz. Kedilerde idrar yollarıyla ilgili olarak karşılaştığımız sağlık sorunları arasında en çok karşımıza çıkansa idrar yollarının tıkanması. En çok erkek kedilerde rastlanıyor. En sık görülen sebebiyse idrar yolları taş ve plakları.
Belirtileriyse şöyle: Sık idrara çıkma, damla damla idrar yapma, idrarda kan görülmesi, idrar yaparken sancı ve miyavlaması, kum kabında daha uzun süre kalması, arka tarafını çok sık yalamaya başlaması, tuvalet kabı dışında yerlere idrar yapma (lavabo ve banyodaki gider delikleri gibi) ve karın bölgesinde şişkinlik olarak sıralanabilir. Ayrıca idrar yollarında tıkanma olan kedilerde iştahsızlık, kusma, halsizlik, tuvalet kabına gitme ancak idrar yapamama ve hareket etmeyi istememek gibi belirtiler de bu tabloya eşlik edebilir.
Özellikle 24 saatten daha uzun süren idrar yollarının tam tıkanması durumunda, kedinizin hayatı ciddi olarak tehlike altında demektir. Yukarıdaki belirtileri gördüğünüzde, vakit kaybetmeden veteriner hekiminizi aramalı ve kedinizi muayene etmesini istemelisiniz. Uygun klinik tedaviler ve beslenme yöntemleriyle idrar yollarındaki tıkanma problemleri ortadan kaldırılabilir.
KORUNMA YOLLARI
Kedinizin düzenli ve yeterli su içmesini sağlayın. Temiz ve kedinizin içeceği soğuklukta suyun düzenli olarak su kabında bulunmasına dikkat edin.
Kullandığınız kuru ve konserve mamaların magnezyum düzeyini kontrol edin. Daha önce kullanmadığınız yeni bir mama alıyorsanız mutlaka etiketinde yer alan magnezyum oranını kontrol etmelisiniz.
Düzenli olarak kedinizin idrarını muayene ettirin: Üç-altı aylık aralıklarla veya kedinizin idrar yaparken sıkıntı yaşadığını fark ettiğinizde mutlaka veteriner hekiminizden kedinizin idrar muayenesini yapmasını isteyin.
ARTIK BİR KLASİK
Kedi ve köpek fotoğraflarıyla hazırlanan Giller takvimlerinde bu yıl 12 kedi ve 12 köpeğin fotoğrafı var. 3 bin 100 e-maille gönderilen 12 bin fotoğraf arasından seçildi.
Giller’le 365 Gün Kedi ve Giller’le 365 Gün Köpek takvimlerinde pet sahiplerinin yazıları da bulunuyor. Sekiz yıldır hazırlanan takvim ve ajandalar D&R, Nezih, İnkılap ve Remzi kitabevlerinde 11.50-22.50 liraya satılıyor.
GELİRİ SOKAKTAKİLERE
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve HAÇİKO (Hayvanları Çaresizlikten ve İlgisizlikten Koruma Derneği) de; Koza Yönetim’in katkılarıyla bir takvim hazırladı. ‘Sokak Köpekleri’ başlıklı 2012 takviminin geliri sokak hayvanları için kullanılacak.
TÜRKİYE PETSTAR’INI SEÇTİ
Pfizer, yedi yıldır herkesin katılımına açık bir Türkiye PetStar Fotoğraf Yarışması düzenliyor. Bu yıl çekilen fotoğraflar 23 Kasım itibariyle www.facebook.com/PfizerTurkiye sayfasında paylaşıldı ve moderasyonca onaylanarak dört hafta yayınlandı. En fazla üç fotoğraf yükleyebilen kullanıcılar kendi çektikleri kedi ve köpek fotoğraflarıyla katıldı. Başka bir yerden alıntılanmış fotoğraflarla katılanlar diskalifiye edildi. Katılımcılar başka fotoğraflara da oy verebildi.
Kedilerde sivrisinek ısırığına karşı aşırı hassasiyet olabileceği ilk olarak 80’li yıllarda tıbbi olarak tanımlandı.
Sivrisinek ısırığına karşı aşırı hassasiyet, özetle kedinin bağışıklık sisteminin sivrisinek ısırığına aşırı reaksiyon vermesi olarak tanımlanabilir.
Kedinin bağışıklık sistemi, sivrisineğin ısırdığı yere bıraktığı salya gibi maddeleri ‘yabancı’ olarak tanımlayıp bunu ortadan kaldırmaya veya uzaklaştırmaya çalışır. Aşırı hassasiyet durumlarında, bağışıklık sistemi basit olarak savunma işlemini durduracağı noktayı belirleyemez ve sivrisinek ısırığından daha şiddetli bir şekilde, bu ısırık sırasında bulaşan salyaya aşırı reaksiyon vererek daha büyük bir soruna yol açabilir.
Sivrisinek ısırığına aşırı hassasiyet durumlarında görülen belirtiler, daha ziyade burun ve kulaklarda izlenmek üzere deride küçük kabuklu yaralar, pul pul deri döküntüleri ve ülserlerdir. Farkına varılmayan ve uzun süren durumlarda hassasiyet gelişen deri bölgelerinde tüy dökülmeleri ve renk değişiklikleri izlenebilir. Bunlara ek olarak patilerde ve taban yastıklarında kalınlaşma, şişme, hassasiyet, kızarıklık ve çatlamalar meydana gelir. Bazı kedilerde de lenf yumrularında şişkinlik ve hafif ateş gözlenebilir.
Orta düzeyde hassasiyeti olan kedilerde, tedavi olarak kedinin sivrisinek bulunan ortamlardan korunması ve kedinin yaşam alanındaki sivrisineklerin yok edilmesi genellikle birkaç hafta içinde belirtilerin ve sorunun ortadan kalkması için yeterli. Ancak şiddetli reaksiyon gösteren kedilerde mutlaka veteriner hekiminizin duruma müdahale etmesi ve hastalığın yola açtığı aşırı alerjik reaksiyonları tedavi etmesi gerekiyor.
Bu probleme sahip kedileri hastalıktan korumada en önemli uygulama sivrisinekle mücadele. Özellikle sivrisineklerin aktif olduğu saatlerde kedileri sivrisinek olmayan bir yerde tutmak ve ortamda sivrisinek varlığını ortadan kaldırmaya veya uzaklaştırmaya yönelik çevre ilaçlamaları ve
koruyucu tedbirler uygulamak oldukça önemli.
Pako pano
Özellikle yazın pire ve kene gibi dış parazitlerin yol açtığı problemlerin yanı sıra, kedilerde görülen sivrisinek ısırığına karşı aşırı hassasiyete bağlı alerjik durumlar da ortaya çıkabiliyor. Bu hassasiyet, ilk kez 80’li yıllarda tıbbi olarak tanımlandı.
Sivrisinek ısırığına karşı aşırı hassasiyet; kedinin bağışıklık sisteminin sivrisinek ısırığına aşırı reaksiyon vermesi olarak tanımlanabilir. Bağışıklık sistemi vücudunun savunma işlevini yerine getirirken, sivrisineğin ısırdığı yere bıraktığı salya gibi maddeleri ‘yabancı madde’ olarak tanımlayıp, bunu ortadan kaldırmaya veya uzaklaştırmaya çalışır. Aşırı hassasiyet durumlarında bağışıklık sistemi basitçe savunma işlemini durduracağı noktayı belirleyemez ve ısırığın kendisinden daha şiddetli bir şekilde, bu ısırıkla bulaşan salyaya aşırı reaksiyon vererek, daha şiddetli bir soruna yol açabilir.
HANGİ BELİRTİLER GÖRÜLÜYOR
Sivrisinek ısırığına aşırı hassasiyet durumlarında görülen belirtiler daha ziyade burun ve kulaklarda izlenmek üzere; deride küçük kabuklu yaralar, pul pul deri döküntüleri ve ülserlerdir. Farkına varılmayan ve uzun süren durumlarda hassasiyet gelişen deri bölgelerinde tüy dökülmeleri ve renk değişiklikleri izlenebilir. Bunlara ek olarak; patilerde ve taban yastıklarında kalınlaşma, şişme, hassasiyet, kızarıklık ve çatlamalar meydana gelir. Bazı kedilerde de lenf yumrularında şişkinlik ve hafif ateş gözlenebilir.
Orta düzeyde sivrisinek ısırığı hassasiyeti olan kedilerde tedavi olarak; kedinin sivrisinek bulunan ortamlardan korunması ve yaşam alanındaki sivrisineklerin yok edilmesi genellikle birkaç haftada belirtilerin ve sorunun ortadan kalkması için yeterli olur. Ancak şiddetli reaksiyon gösteren kedilerde mutlaka veteriner hekimin müdahale etmesi ve hastalığın yola açtığı aşırı alerjik reaksiyonları tedavi etmesi gerekir.
Bu sorunu yaşayan kedileri hastalıktan korumada en önemli uygulama sivrisinek mücadelesi. Özellikle sivrisineklerin aktif olduğu saatlerde kedileri sivrisinek olmayan bir yerde tutmak ve ortamda sivrisinek varlığını ortadan kaldırmaya veya uzaklaştırmaya yönelik ilaçlamalar ve koruyucu tedbirler uygulamak önemli. Aşırı hassasiyet gösteren kedilerde veteriner hekiminizden destek almak gerekir.
PAKO pano
Son derece uysal, dokunur dokunmaz gurulda-maya başlayan bu beş aylık sarı-beyaz oğlana yuva arıyoruz. Ulaşım sağlanır. (536) 437 21 46
Talat Gülbay anlatıyor
Gül Pınar ZEREN
Tatile giderken hayvan dostlarınızı bırakacak bir yakınınız varsa, şanslı insanlardansınız. Ama eğer yoksa iyi bir araştırma yapmalısınız, çünkü petinizi bırakmak için iyi bir hayvan pansiyonu bulmalısınız. Kedi ve köpeklerin bakım ve alışkanlıkları birbirinden çok farklı. Köpekleri pansiyona bırakmak en iyi yöntemken, kedilerin pansiyona bırakılması veterinerler tarafından zorunlu kalınmadıkça önerilmiyor. Tatiliniz iki-üç günlük bir kaçamaksa kedilerin evde bırakılması daha doğru. Uzun tatillerde kedinin 15 günden fazla pansiyonda bırakılması uyum sağlamasına ve eve döndüğünde uyum sorunu yaşamasına neden oluyor. Uzun süre kafes ortamında kalan kedi mutsuzlaşıyor.
Köpeklerdeyse durum biraz farklı. Uygun koşullarda kedilerden daha uzun süre pansiyonlarda kalabiliyor. Pansiyonlar, özellikle sağlık ve hijyen konusunda yeterli olmalı. Ruhsatlı olmalı ve sürekli denetlenmeli. Hayvanların kalacakları yer, fiziksel ihtiyaçlarına uygun büyüklükte olmalı. Hayvanların, gürültü ve stresten insanlardan daha fazla etkilendiklerini unutmadan huzurlu bir ortam seçilmeli. Kaçmalarına imkân tanımayacak profesyonel bir ekibin çalıştığı, sürekli veteriner kontrolünde olan ve hayvanlarla yeterince ilgilenebilecek sayıda personelin çalıştığı pansiyonlar tercih edilmeli.
SEVDİĞİ EŞYALARI GÖTÜRÜN
Yabancı bir ortama girmenin yarattığı stresi azaltmak için, alışmaları için sürekli kullandıkları mama kabı ve en sevdikleri oyuncakları gibi eşyaları götürmek de yararlı olur. Dostunuza bakacak kişinin hayvanlarla arasının iyi olması da önemli. Hayvanlar duygularını konuşarak aktaramadıkları için, onların hislerini anlayabilecek deneyimli bakıcılara ihtiyaçları var. Pansiyon çalışanlarının da bu yetiye sahip olduğundan emin olmasınız.
Kedi ve köpekler ani gıda değişikliklerine karşı çok hassas. Normalde 10-15 gündeki gıda değişikliklerini bir anda yapmak sakıncalı olacağından, alışkın olduğu mamaları götürmeli. Aşı karneleri ve sağlıklarıyla ilgili detaylı bilgileri de götürmek gerekir. Aşılarının tam, iç ve dış parazit ilaçlarının eksiksiz olması; diğer hayvanların da bu koşullara uyulması durumunda kabul edilmesi sağlık açısından önemli. Sağlık sorunu varsa, tedavisinin devam ettirilebileceği bir pansiyon tercih edilmeli.
ÖNCEDEN YAPMANIZ GEREKENLER