Özgür Bolat

Çocuklara okullarda düşünmeyi nasıl öğretiriz?

15 Eylül 2018
DERS, tarih. Konu, Birinci Dünya Savaşı. Öğretmen Birinci Dünya Savaşı’nın sebeplerini ve sonuçlarını anlatıyor.

Hem de mükemmel anlatıyor. Çocuklar da hayranlıkla dinliyor. Ben de dersi gözlemliyorum. Öğretmen dersi anlatırken çocukların ilgilerini canlı tutmak için sorular da soruyor.

DÜŞÜNDÜRMEYEN SORULAR

İtilaf Devletleri hangileri? Osmanlı hangi cephelerde savaştı?

Osmanlı’nın savaşa girme sebebi?

Çocuklar da yanıtlıyor.

Çocukların bu soruları yanıtlaması, acaba onların tarihi öğrendiği anlamına gelir mi? Çocuklar bu sorularla düşünmeyi ne kadar öğrenir? Çocukların bilmesi gerekenler gerçekten bunlar mı?

DÜŞÜNDÜREN SORULAR

Öğretmen bana dönüp “

Yazının Devamını Oku

Çocukların okulda neden motivasyonları düşük?

8 Eylül 2018
DÜNYANIN en hızlı hayvanlarından bir tanesi olan çita, uzakta bir ceylan sürüsü görüyor.

Tüm gücüyle ceylan sürüsüne saldırmasını beklerken, o istifini çok da bozmuyor.

Sadece yavaş yavaş sürüye doğru yürüyor.

35 metreye kadar yaklaşıyor.

3 saniyede 96 km hıza ulaşan ve dünyanın en hızlı koşan hayvanlarından bir tanesi olan çita, neden hâlâ ceylanlara saldırmıyor?

Yazının Devamını Oku

Okullar çocukları neden iş dünyasına hazırlayamıyor?

1 Eylül 2018
OKULLAR aslında çocukları gerçek hayata hazırlama yeri değildir. Okullar gerçek hayatın kendisidir.

Okulda çocuklar hayatlarını askıya almaz. Yaşamaya devam eder.

Çocuklara “Sen bu dönemi/anları yok say ve geleceğe hazırlan” demek onların çocukluk dönemlerini yok saymaktır. Bu da onlara yapılan en büyük haksızlıktır.

Tabii bu demek değildir ki iş dünyasında gereken becerileri okullarda öğretmeyelim. Beceri ve anlayış açısından okul hayatı ile okul sonrası hayat arasında bir paralellik olmalıdır ki çocuklar okul sonrası üretken ve anlamlı bir yetişkin hayatı yaşasın.

Ama maalesef iş dünyası ile okullar arasında kültürel yapı ve beklentiler açısından dağlar kadar fark var. Bu farklılık da çocukların iş hayatında birçok bedel ödemesine veya okular gibi yapılanmış verimsiz işyerlerinin ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor.

Peki, nedir bu farklılıklar?

GRUP ÇALIŞMASI

Okulda bireysel çalışma kültürü vardır, işyerinde takım kültürü.

Örneğin sınıfta öğretmen çocuklara “

Yazının Devamını Oku

Oyun çocukları nasıl etkiler?

25 Ağustos 2018
PUMA bazen avını kovalarken ve yakalama ihtimali yüksekken birden avının peşinden koşmayı bırakır.

Siz de “Bu kadar yakınken neden koşmayı bıraktı?” diye merak edersiniz.

Puma aslında çok ince bir hesap yapmaktadır.

Avını yedikten sonra kazanacağı enerji, daha fazla koşmak için harcayacağı enerjiden az olacaktır. Yani harcayacağı enerjiye değmeyecektir.

Daha önce de yazdığım gibi buna ‘Aptal Puma Sendromu’ denir.

Yazının Devamını Oku

Merak eden çocuk nasıl yetiştirilir?

18 Ağustos 2018
PROF. Alison Gopnik bebekleri teker teker bir odaya alıyor.

Ulaşamayacakları bir noktaya bir oyuncak koyuyor. Aynı zamanda bir de oyuncak tırmık veriyor. Bebekler oyuncak tırmık ile oynamaktansa ellerindeki tırmık ile diğer oyuncağı kendilerine çekmeye çalışıyor. Ama ilginç bir şey oluyor. Çocuklar zorla ulaştıkları oyuncakla oynuyor, arada sırada da oyuncağı tekrar fırlatıyor. Neden oyuncakla sürekli oynamıyor da fırlatıyor?

ÖĞRENME MAKİNESİ İNSAN

Canlıların çoğu menopozdan hemen sonra ölürken insanoğlu uzun süre yaşamaya devam ediyor.

Menopozdan hemen sonra ölen türler ile hemen ölmeyen türleri karşılaştırdığımızda ilginç bir bulgu ortaya çıkıyor.

Bir türün davranışları ne kadar içgüdüyle belirleniyorsa, yani öğrenme ihtiyacı azsa, o tür menopozdan sonra o kadar erken ölüyor. Yavru, içgüdüyle hayatta kalabildiği için annesinden ilk bakımdan başka beklentisi yok. Anne, yavrusuna bir şey öğretmek zorunda değil. Üreme kapasitesini kaybettikten sonra yaşaması için bir sebep de yok.

Ama bir türün davranışları kültür, yani öğrenme üzerine kuruluysa o zaman anne yavrusuna çok şey öğretmek zorunda. Bu durumda anne, üreme kapasitesini kaybetse de yavrunun hayatta kalması için daha uzun yaşamak zorunda.

Örneğin bir anne fil yavrusuna tam iki yıl bakıyor ve menopozdan ortalama beş yıl sonra ölüyor. İncelediğimizde görüyoruz ki fillerin öğrenme üzerine kurulu bir kültürü var.

İnsanda durum ne? Menopozdan sonra en uzun yaşayan canlı insan. Çünkü öğrenme insan için temel bir ihtiyaç. Bu yüzden bir çocuk öğrenme makinesi olarak doğuyor ve sürekli çevresini keşfediyor.

Yazının Devamını Oku

Kelimeleriniz çocukları nasıl etkiler?

11 Ağustos 2018
İNSANLAR birer birer odadan çıkıyor ve koridorun sonundaki kapıya doğru ilerliyor.

Ama bazı insanlar hızlı yürürken, bazıları yavaş yürüyor.

Neden insanlar farklı hızlarda yürüyor? Odada olan bir şey yürüme hızlarını etkilemiş olabilir mi?

BASİT BİR DENEY

Odada insanlar çok basit bir test yapıyor. Onlara dört kelime veriliyor ve onlardan cümle oluşturmaları isteniyor.

Örneğin “Topu at yavaşça bahçe” , “Yaşlı yürür insanlar yavaş” ya da “Hızlı çevik gençler yaşıyor” gibi.

Tabii bir fark var. Bir gruba sadece ‘yavaşlıkla’, diğer gruba ise sadece ‘hızlılıkla’ ilgili kelimeler içeren cümleler veriliyor.

Testten sonra insanlar odadan çıkıyor. Aslında asıl deney şimdi başlıyor.

Yale Üniversitesi’nden Prof.

Yazının Devamını Oku

Üniversite tercihlerinde nelere dikkat etmelisiniz?

4 Ağustos 2018
ÖĞRENCİLER üniversite tercihi yaparken birçok farklı ölçüt kullanabilir.

Bazıları ailelerin isteğine uyacak, bazıları geleceğin mesleklerine göre karar verecek, bazıları da en çok kazandıran mesleği isteyecek. Bence bunların hepsi yanlış ölçütler. Peki doğrusu ne? Doğru ölçütleri mesleğinde zirveye ulaşmış ve topluma katkıda bulunmuş kişilerin özelliklerini inceleyerek bulabiliriz.

BENİM GÜÇLÜ YANIM NE?

Mesleğinde zirveye ulaşmış ve topluma katkı sağlayan insanların hemen hemen hepsi güçlü yanlarını hayata geçiren insanlar. Güçlü yanlarını mesleğine yansıtıyorlar. Bu durumda öğrencilerin kendisine sorması gereken ilk soru şu: “Benim en güçlü yanlarım neler?” Öğrenciler güçlü yanlarına göre bölüm seçmeliler. Çevrenizden destek de alabilirsiniz. Dostlarınıza “Sence benim güçlü yanlarım neler?” diye sorabilirsiniz. Yapınıza uygun bir bölüm seçmezseniz, bölümden keyif almanız zor..

BENİM HEYECANIM NE?

Güçlü yanlarını keşfeden öğrenci daha sonra şunu sormalı: “Ben neyi yapmaktan heyecan duyuyorum?” Mesleğinde iyi olan ve toplumsal katkı sağlayan insanlar, yaptığı işleri çok seviyor. Bu işleri yaparken, kendilerini kaybediyor. Okul hayatınız boyunca yeterli deneyiminiz olduysa, yapmayı sevdiğiniz şeyi keşfetmiş olmanız gerekir. Keşfetmediyseniz, bu soruyu kendinize sormalısınız. Ona göre bölüm seçmelisiniz. Asla bölümün algısına ve statüsüne göre seçim yapmamalısınız. Düşündüğünüz mesleği yapan kişilerle konuşmalısınız.

BENİM TOPLUMA KATKIM NE?

Türkiye’deki diğer bir sorun da mesleklerin, kişisel hedefler için seçilmesi. Bu belki yanlış değil ama mesleği toplumsal katkı alanı olarak görenler mesleklerinden daha çok haz alıyor. Mutlu ve anlamlı bir yaşam için toplumsal katkı olmazsa olmaz.

Meslekleri aynı zamanda toplumsal katkı alanı olarak görmeli ve ona göre karar vermelisiniz. Örneğin prestij ve para için tıp fakültesini seçen öğrenciyle, toplum sağlığını iyileştirmek amacıyla tıp fakültesini seçen öğrencinin hedefleri ve üniversite hayatı çok farklı olacaktır.

Yazının Devamını Oku

Öğrenci motivasyonu nasıl arttırılır?

28 Temmuz 2018
BİR baba, büyük oğlunu Mark Twain’in “Hayatta iki önemli gün vardır. Biri doğduğun gün, diğeri neden doğduğunu anladığın gündür” sözünü söylemek için yanına çağırıyor.

“Oğlum, hayatta iki önemli gün vardır” diyor ama cümlesini bitirmeden, küçük oğlu içeriden bağırıyor: “Cumartesi ve pazar!”

Baba, “Neden?” diye soruyor.

Çocuk da “Çünkü o iki gün okul yok” diyor. Belli ki çocuk, öğrenme motivasyonu kaybetmiş ve okula gitmek istemiyor.

“İnşallah bana yarın kamyon çarpar da okula gitmem” diyen öğrenci var.

Türkiye’de öğrencilerin büyük çoğunluğu böyle hissediyor. Bu motivasyon sorunu nasıl çözülür?

Bunu çözmenin birçok yolu var. Ama bir tanesi öğretmenlerin kendilerini bu çocukların yerine koyup onları anlaması. Peki bu nasıl olacak?

Öğretmenlere bu çocukların duygularını ve düşüncelerini anlatırsak çok işe yaramaz. Öğretmenler bunları zaten biliyor. Kalıcı öğrenme için deneyim gerekir. O zaman öğretmenlerin de benzer bir deneyimi yaşaması gerekir. O ne? Öğretmenler, bir süre kendi alanı olmayan ve/veya nefret ettikleri bir dersin öğretmeni olmalı. Örneğin, tarih öğretmeni, biyoloji dersini veya bir ünitesini öğrenmeli ve onu öğretmeye çalışmalı. Bu şekilde birçok motivasyon sorunu çözülecektir. Nasıl mı?

ÇOCUĞU ANLAMAK

Yazının Devamını Oku