Paylaş
‘‘Bizi de teşvik kapsamına alsınlar’’ dediklerinde şaşırdım... Nasıl şaşırmayalım ki, düşünün Kayserililer bile acil destek istiyor!
Oysa bu il sanki Türkiye'nin zenginleri deposu. Sabancı, Dedeman, Has, Hattat, Cıngıllıoğlu aileleri akla ilk gelen Kayserililer.
Bayramdan önce seçim nabzı tutmak için Kayseri'deydim. İşadamı partililerle ilin sorunlarını konuşurken teşvik konusunu gündeme getirdiler. Oysa devletten önce bu ilden yetişen zenginlerin yatırım yapmaları gerekmez miydi?
Kayserili zenginlerden hiçbiri kente istihdam yaratıcı katkıda bulunmadı. Eğitime yaptıkları parasal katkıların dışında, sadece Dedemanlar şehir merkezinde 5 yıldızlı bir otel inşaa etmeye başladı.
Pastırma, sucuk üretimi bir yana Kayseri sanayi kenti olma yolunda. 295 fabrikada üretim yapılıyor. 4 organize sanayii bir de serbest bölgesi var. Kayserili farkını farkettiriyor.
Kayseri'nin 2023 yılı ihracat hedefi 5 milyar dolar. Türkiye'nin 500 büyük kuruluşu arasında tam 15 tane Kayseri firması var... İstikbal Mobilya'dan HES'e, Saray, Atlas, Karsu'ya kadar...
HAVAALANI İSTİYORLAR
Kargo taşımacılığı da yapılabilecek havaalanı istiyorlar. İkinci Çukurova olacağı söylenen Develi 2. Merhale Projesi'nin bitirilmesini de...
Niye teşvik teşvik diye tuturduklarına gelince...
Komşu illerin örneğin Yozgat, Sıvas, Kırşehir, Nevşehir, K.Maraş gibi yatırım açısından acil destek kapsamına alındığını anlatıyorlar. ‘‘60 kilometre ötemizde yatırım rantabl ama bizde çok pahalı. Bu haksız rekabet yaratıyor, bizim de acil destek kapsamına alınmamız lazım. Ülkeyi idare edenler Kayserili işini bilir diyor, gidiyor, bir şey yapmıyor ’’ diye sitem ediyorlar. Yani komşu bir ilde aynı malı üreten sanayici 100'e malediyorsa, Kayserili 150'ye mal ediyormuş, yakınmaları bu yüzden.
Bazı illerde organize sanayi bölgeleri acil destek kapsamında cazip hale getirildi. Bu kapsamdaki il sayısı 33'e çıkarıldı. Bedava arsa, elektrik sübvansiyonu, SSK primlerinde işçi hissesinin ödenmemesi, vergi stopajı, özel indirimler gibi avantajlar sağlandı.
Diğer iller de böyle teşvikler için Kayseri'de olduğu gibi feryad ediyor: ‘‘Ellere var da bize yok mu’’ misali...
Temizel'e ‘‘Kaybettik’’ diye cesaret veriyor
Bayramın son günüydü. DSP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zekeriya Temizel'i aradığımda seçim konvoyu Avcılar güzergahındaydı. Rahat konuşmak için bir süre sonra arayayım deyip telefonu kapattım.
Öğleden sonra telefonlaştığımızda bu kez konvoy Bayrampaşa'ya gidiyordu. En rahat zaman ancak seyir halinde telefonla kısa sohbet olacaktı. Bayramlaştık...
Temizel, vergi reformuyla bütçenin gelir ayağını sağlamlaştırmaya çalışmıştı. Bazı kesimlerin eleştiri oklarını üzerine çekme pahasına. İkinci ayak olan devletin harcamaları, bütçenin gider hanesine ilişkin reform çalışmalarını da tamamlamıştı. Ancak açıklamak da kısmet olmadan İstanbul gibi dev bir metropele başkan adayı gösterildi.
Zekeriya Bey'e, ‘‘Seçim çalışmaları sizi yordu mu? İyi bir deneyim olmalı ’’ deyince bakın neler diyor: ‘‘Yorulmuyorum. Bilakis enerji verdi. Gerçekten farklı bir olay. Milletvekilliği gibi değil. TV'ye çıkıp bayrak sallamaya benzemiyor. Çok enteresan, yararlı bir deneyim.’’
BAŞTA GİDİYORUZ
Durumunu nasıl gördüğünü de sordum. Çok iddialı. Bazı anketlerde 6-7 puan önde, bazılarında ise FP ile başabaş gittiklerini söylüyor. ANAP'ın ise DSP'den 5 puan geride olduğunu belirtiyor. Anket yayınlama yasağının olumsuz etkisinden söz ediyor. ‘‘İstanbul FP'ye kaptırılmasın, yakın takipçisi ANAP'a oy verin’’ kampanyasından doğal olarak rahatsız.
‘‘Çünkü gerçek böyle değil, DSP, ANAP'ın önünde. Halk yanlış enforme ediliyor’’ diyor. Zekeriya Bey aday gösterildiğinde, Alman eşi, ‘‘Biz kaybettik!’’ diyerek kocasının seçimi kazanacağına olan inancını ortaya koymuş. Bu da Temizel'e özel ve büyük bir motivasyon olmalı...
Adnan Polat'ın gönüllü ordusu
Kadınların Adnan Polat için seferber... ‘Polat Gönüllüsü’ olarak İstanbul'u karış karış dolaşıyorlar.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı, işadamı Adnan Polat'ın yakın çevresinden oluşan gönüllüler timi var, Eşi Ayşe Hanım'ın başını çektiği. Spor camiasından, GS'lisinden FB'lisine, BJK'lisene kadar arkadaşlarının eşleri. Onu seven, ona güvenen kadınlar.
Bir de 3 bini kendi akrabaları, çalışanları olmak üzere 16 bine yakın kişiden oluşan ‘Polat Gönüllüsü’ ordusu...
Timde kimler var dersiniz?
Ayşe ve Berat Polat'ın yanı sıra, Türk Milli Takımı Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin eşi Çiğdem Kayalı ile küçük kızı Lál. Beşiktaş Yönetim Kurulu üyesi Nükhet Kalkavan, modacı Dilara Endican, Tilda Tezman hatırladıklarım.
Gönüllü Ordu, özellikle varoşları ev ev dolaşıyor. Her sabah otobüslerle seçim merkezinden yola çıkıyor, sahaya iniyorlar. ‘Polat Gönüllüsü’ yazan lacivert yağmurlukları, yakalarında rozetleriyle. Polat'ı ve CHP'yi anlatıyor, sorunları dinliyor, yardım eli uzatıyorlar. Adnan Polat da onların arkasından sahaya geliyor.
SPORCULARDAN DESTEK
Adnan Polat'ın seçim kampanyasına sporcular da destek veriyor. Kubilay taa İsviçre'den geliyor. Galatasaraylı Emre ve Arif geçenlerde Polat'la beraber Zeytinburnu'ndaydılar. GS'li futbolcular, Polat'ı, toplu halde seçim bürosunda da ziyaret edeceklermiş duyduğuma göre.
Adnan Polat, varoşlara hassasiyetle yaklaşıyor, önem veriyor buralara. İlişkileri sıcak. Onlardan biri gibi duruyor. Şefkatiyle, sahici...
Adnan Polat'tan en çok ne bekleniyor, ne isteniyor?
Yükselen feryad: Fakirlere, bize sahip çık oluyor.
Gecekonduya güvence... Başka, taksiciler de can güvenliği istiyor örneğin. Polat, her mahallede kuracakları Kent Evi projesiyle fakire sahip çıkacaklarını anlatıyor... Adnan Polat, bu kenti yöneteceğinden emin, iddialı... İstanbul için 33 bin sandık görevlisini de tesbit eden CHP cenahına göre İstanbul'daki seçimde şu sıralar FP, CHP ve ANAP başa baş gidiyor. CHP'liler, ‘‘Kazanmamız sürpriz olmayacak’’ diyorlar.
Koçman: Rüşdü ispatın mimarı
Ali Koçman'a Allah rahmet eylesin. Sevenlerinin, işdünyasının, Fenerbahçe'nin başı sağolsun.
Uzun zamandır hasta olan Koçman'ın genç yaşta vefat etmesi onu tanıyanları yaraladı...
Arkadaşlarını, duygularını paylaşmak üzere aramaya koyuldum. Uzun bayram tatili dolayısıyla hemen hemen hepsi yurtdışına gitmişti. En yakın arkadaşı Güler Sabancı da... Güler Hanım sanırım bugünkü cenaze törenine yetişir...
TÜSİAD eski Başkanı Halis Komili ise memleketi Ayvalık'taydı. Halis Bey, Ali Koçman için çok doğru bir tanımlama yaptı: Türkiye'de özel sektörün rüşdünü bulma çalışmalarının mimarı...
Gerçekten de Ali Koçman zor dönemde (1980-85) TÜSİAD Başkanıydı. Kendi tabiriyle ‘‘Göle maya çalındığı’’ zamanlarda. Özel sektörü, para toplayıcı değil, demokrasinin faziletleri içine sokma çabası içinde olmuştu.
İş aleminde derin izler bırakarak gitti...
Paylaş